Trump o papazı neden ısrarla istiyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisi sırasında ABD Başkanı Trump tarafından bizzat gündeme getirilen ve tutuklu bulunan Pastör Andrew Craig Brunson ile ilgili bilinmeyenleri Takvim Gazetesi yazarı Ergün Diler açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisi sırasında, ABD Başkanı Trump tarafından bizzat gündeme getirilen ve tutuklu bulunan Pastör Andrew Craig Brunson ile ilgili bilinmeyenleri Takvim Gazetesi yazarı Ergün Diler açıkladı.

Diler konuyla ilgili yazısında Pastör ve karısıyla ilgili önemli bilgiler verdi. Diler, Pastör'ün özel bir şekilde korunması gerektiğini belirtirken, konuşması durumunda ise Türkiye'nin uluslararası bir kumpasın tüm bilgilerini ele geçireceği yorumunu yaptı.

İşte Ergün Diler'in önemli tespitlerinin bulunduğu o yazısı...

RAMBO PAPAZ
Türkiye’de de ABD’de de derin gündem İZMİR’deki DİRİLİŞ KİLİSESİ PASTÖRÜ Andrew Craig Brunson… Trump, papazı Erdoğan’dan istedi. Bizim için sıradan biri olan ve adalet sisteminin radarlarına takılan biriydi. Ama gerçekte BRUNSON çok ama çok özel biriydi. Günlük hayatın hızına ayak uydururken çok şeyi unutuyor ve atlıyoruz. Sizi biraz geriye, 2011 yılına götüreceğim. Sonra Pastör’ün bilinmeyenlerini ve eşini anlatacağım. Basit gibi gördüğümüz, daha doğrusu göremediğimiz, bir OLAYIN arkasında nelerin yattığını anlayacaksınız. Hayat böyledir. Dikkatli olmak, unutmamak ve günü geldiğinde halkaları birleştirmek gerekir…

Dönelim geriye…
Diriliş Kilisesi’nin önüne gelen Mustafa Ali Eren isimli saldırgan belindeki silahı çıkararak göz göze geldiği PASTÖR’ün üzerine 5-6 el ateş ediyor. Herkes silah sesiyle birlikte şoka giriyor. Alsancak inliyor… Manisa’dan gelen saldırgan “El KAİDE SİZE BUNUN HESABINI SORACAK!” diye slogan atarak elindeki tüfeğe hamle yapıyor. Tüfek ateş aldığı an başta PASTÖR olmak üzere yakınında bulunanlar büyük risk altında. Kimse ne yapacağına karar veremezken PASTÖR şaşkın bakışlar arasında saldırgana doğru çok ama çok hızlı bir hamle yaparak tüfeği dipçik kısmından tuttuğu gibi yukarı kaldırıyor. Ve sonra peş peşe yaptığı hızlı hamlelerle EL KAİDE için oraya geldiğini söyleyen saldırganı etkisiz hale getiriyor. Dava açılıyor. İfadeler alınıyor. Ama PASTÖR şikayetçi olmuyor. 5-6 el tabanca atışından sonra tüfekle karşılaşan kaç kişi PASTÖR gibi silahın üzerine atlar! Kaç kişi saldırganı etkisiz hale getirebilir? Pastör bunu nasıl biliyordu? Saldırganı alaşağı edeceğini nasıl kestirebiliyordu? Ateş aldığı halde nasıl hem tüfekle hem saldırganla başa çıkabiliyordu?
BİLMİYORUM. Ama bütün bu soğukkanlı tutumuyla suikastı kendi becerisiyle halleden biri sıradan bir PASTÖR olamazdı. Zaten olmadığını Trump’ın sözlerinden sonra herkes anlayacaktı. Biz de bunu bu nedenle 7 Nisan’da yazdık! Yazılacak daha çok şey vardı! Ama önce şu soruya cevap aramalıydık? Diriliş Kilisesi Pastörü’ne kim saldırı emri verdi? Neden o seçildi? BİLMİYORUZ… Belli ki ortada PASTÖRÜ, PASTÖR kimliğini aşan işler vardı…

Neyse… Devam edelim… Özel bilgilerle… Ve muhtemel olacaklarla…
Washington’da herkes BRUNSON’u kimin ihbar ettiğini araştırıyor. Yakında bu ortaya çıkar ve ihbarcılar fatura öder. Muazzam bir çalışma var. İçten içe... Biz görmüyoruz, bilmiyoruz, duymuyoruz. Ama var…
Açalım biraz daha…
Yıllardır İzmir’de yaşayan Pastör Brunson ve eşi Norine tutuklandıkları gün VİZE İŞLEMLERİ için Emniyet’in yolunu tutmuşlardı. Rutin, her zaman yapılan bir işlemdi bu. Hiç tereddüt göstermeden yola koyuldular… Ancak yolda garip bir şeyler oldu. Brunson ve eşi için nereden geldiği, kimden geldiği tam olarak bilinmeyen bir İHBAR sonucu işlem başlatıldı. Brunson, Trump için bile birinci gündem maddesiydi. Ama tutuklanmışlardı. Karı koca birlikte hem de…

Anında çiftin dünya ile ilişkisi kesildi. Çok hızlı bir şekilde hem de… Gözlükleri, telefonları, kalemleri ve saatleri de dahil olmak üzere ne kadar özel eşyaları varsa el konuldu! Araştırıldı, incelendi… Diriliş Kilisesi PÖSTÖRÜ, eşi ile birlikte alınıyor ve ihbar dışarıdan geliyordu! Kimseyle görüştürülmüyordu. Eşi NORINE ise bir süre tutuklu kaldıktan sonra salıveriliyordu.
Ancak PASTÖR bırakılmıyordu. ABD’de kimse PASTÖR’ün konuşacağına inanmıyordu. Kurduğu ve yönettiği sistemin bütün iyi oyuncuları tutuklanma haberini alır almaz İzmir’den Yunanistan’a, oradan da ABD’ye uçmuştu. Ama PASTÖR içerideydi. Zihinsel gücü fazla olduğu ve çok iyi eğitildiği için konuşacağına inanan çok kişi bulamazdınız. Ama içerideydi.

Fakat ilginç olan eşinin durumuydu! Brunson ile birlikte alınan ve bir süre tutulan NORINE çıkınca ağız değiştirdi. Eşinin “Beni DEAŞ’lı teröristlerle birlikte tutuyorlar, can güvenliğim yok!” çıkışına karşı bir hamle ile cevap verdi: “Eşim yalan söylüyor. Kendisi içeride rahat ve güvende. Yanında da hiç El Kaide ya da DEAŞ üyesi yok…”
CIA bu açıklamalardan sonra sarsıldı. Norine için derin şüpheler başladı. Ortada bir İHBAR vardı ama kimin nasıl yaptığı konusunda araştırma sürüyordu. Bazı derin odaklar Norine’in başka bir istihbarata çalıştığını düşünüyordu. Bir grup bunun üzerinde duruyordu. Bütün ihtimaller araştırılıyordu…

Ancak Brunson içerideyken bir grup çok ilginç bir iddiayı gündeme getiriyordu!
Gerçekten bu vahimdi! Üzerinde ciddi şekilde durulması gereken bir olasılıktı! Çünkü CIA tüm gücüyle devredeydi…
Trump da bu nedenle asılıyordu. Brunson sadece Türkiye’de değil bölge ülkeleri üzerinde de etkili olan DERİN bir isimdi… Ve şimdilerde sessiz bir şekilde “Hristiyan Pastör, Müslüman bir ülkenin cezaevinde. İşkence görüyor!” iddiaları fısıldanıyordu. Bunun çok tehlikeli bir operasyonun işaret fişeği olma ihtimali vardı. Göz ardı etmememiz gereken bir kapının eşiğinde olabilirdik. Bunları dile getirenler CIA’nın PASTÖR’ü alamayacağını anlayınca ölüsünden faydalanmak isteyebileceğini ve PASTÖR’ü içeride ortadan kaldırabileceğini dile getirmekte. Düşünmek bile istemeyeceğimiz böyle bir durumda bütün gözler yine ANKARA’YA ÇEVRİLECEKTİ!

Siyasi karışıklığı, baskıyı ve gerilen ilişkileri düşünün!
Böyle bir ihtimal devreye girdiği an TÜRKİYE elinin altındaki bütün isimleri salmak zorunda kalabilirdi!
“Eğer CIA bütün hamlelere rağmen Brunson’u alamayacağını düşünürse bu operasyonu yapar” diyen akıllı insanlar var. Bu ihtimali gündeme getirenler sıradan isimler de değil! “Özel yetiştirdikleri bir ismin her halinden yararlanmak isteyeceklerdir” diyenler onlar. “Bu mümkün mü” sorusuna ise “Hiç şüphen olmasın!” diye cevap verenler de onlar! Aynı isimler…

Aynı ekip özellikle NORINE üzerinde duruyor. Çünkü kadın tutuklu olan kocasıyla görüşmek istemiyor. Açıklamalarını yalanlamakla kalmıyor, bir de cezaevine görmek için gitmiyor. CIA kadın üzerinde yoğunlaşmış durumda. Eğer Brunson konuşur ve yaşarsa TÜRKİYE ALTIN DEĞERİNDE kazanım elde edecektir. Pastör sıradan biri değil. Çok şey anlatabilir. Çok şeyi açığa çıkartabilir. Ama iyi korunması şart. Pastör konuştuğu an Türkiye, ABD karşısında büyük üstünlük sağlayacaktı. Washington bunu bilmekte, bu nedenle masaya bu ismi getirmekte…
Pastör konuştuğu an TÜRKİYE’ye karşı kurulan ittifak ortaya çıkarılacaktı. Herkes oyunun ne olduğunu anlayacaktı. Başka ülkelerin neler çevirdiği anlaşılacaktı… Eğer koruyamazsak bütün bunlar çöpe gider! Şu an yapılması gereken PASTÖR’ü konuşturmak ve korumak! ULUSLARARASI bir kumpas başka türlü ortaya çıkmaz!

Eğitim, ordu, finans dünyasından çok özel isimler PASTÖR’ün adamı! Kimse bunları bilmiyor. O yapıyı çökertecek bilgi de yok. Ama adam TÜFEĞE meydan okuyacak kadar profesyonel, bu nedenle çok değerli. Özel biri. Yaşatmak ve geri almak isteyeceklerdir. Karşılığında önemli seçenekler de sunacaklardır. Ama alamazlarsa dile getirilen ikinci ihtimale bakmak ve dikkat etmek gerekir. CIA adama saldıracaksa ve ihale bize kalacaksa özenle hareket edilmeli… Öyle bir türbülanstan geçiyoruz ki her an her şey olabilir. Önceki gün PENTAGON’a bağlı askerlerden biri New York’ta otomobille saldırı gerçekleştirdi. Masum insanları hedef seçerek…
ABD’deki savaş herkesi içine alabilecek kadar büyük. Kimin ne yapacağı inanın belli değil. Ama mücadele her yerde! Pastör’e 2011’de kim saldırdı? Kim emir verdi? Amaç neydi? Bilmiyoruz. Ama PASTÖR’ün önemini bilen ve yaptıklarını izleyen birileri var belli ki! Pastör’ün ölümle burun buruna geldiği halde saldırgandan davacı olmaması da işin diğer yönü… Rambo gibi PAPAZ!
Alışık olduğumuz bir figür değil! İşin içinde çok büyük işler var! Kavganın ucu, PASTÖR’ün ilişkileri, DEVLETLERİ sarsacak kadar geniş ve etkili…
Biraz daha çalışalım bakalım ortaya ne çıkacak! Sürprize hazırlıklı olun ama! Benden söylemesi!

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.