Tunus Cumhurbaşkanı, bazı üst düzey devlet yetkililerinin görevlerine son verdi
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, siyasi tansiyonu yükseltecek bir adım daha attı. Başbakanı görevden alıp Meclis'i fesheden Cumhurbaşkanı Kays Said, şimdi de bazı üst düzey devlet yetkililerini görevden aldı. Ayrıca Başbakanın 8 danışmanı ile aynı divanda çalışan 8 görevlinin de işlerine son verildi.
Devlete ait Er-Raid bülteninde, Cumhurbaşkanı Said'in geçen pazardan bu yana devam eden devlet yetkililerinin görevden alınmasına ilişkin yeni kararlarına yer verildi.
Kararlar kapsamında Başbakanlık Divan Müdürü El-Muiz Lediniallah el-Mukaddem, Hükümet Genel Sekreteri Velid ez-Zehebi, Başbakan danışmanları Reşad bin Ramadan, Seşim et-Teysevi ve Müfdi el-Mesedi, Devrim ve Terör Operasyonları Şehitleri ve Gazileri Heyeti Başkanı Abdurrezzak el-Keylani görevlerinden azledildi.
Ayrıca Başbakanın 8 danışmanı ile aynı divanda çalışan 8 görevlinin de işlerine son verildi.
TUNUS'TA NE OLUYOR?
Tunus Cumhurbaşkanı Said, 26 Temmuz'da Başbakan, Savunma ve Adalet Bakanlarının görevden alınması yönünde karar yayınlamıştı. Tunus Başbakanı Hişam el-Meşişi, kararın ardından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı'nın yeni bir başbakan ataması halinde halkın güvenliğini ve hakkını gözettiği için görevini devredeceğini belirtmişti.
Tunus'ta, 25 Temmuz'da hükümet ve muhalefet partilerine yönelik yüzlerce kişinin katılımıyla protestolar gerçekleştirilmiş, çıkan olaylarda başta Nahda Hareketi olmak üzere parti merkezlerine saldırılar düzenlenmişti.
Cumhurbaşkanı Said de Meclisin tüm yetkilerini dondurduğunu, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya aldığını, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi'yi azlettiğini ve kendi atayacağı bir başbakanla yürütmeyi devralacağını duyurmuştu.
Hükümete yönelik bu darbe girişiminin ardından askerler, Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi ve beraberindeki milletvekillerini Meclise almamıştı.
Tunus'taki Nahda Hareketi, dün gerçekleştirdiği olağanüstü toplantının ardından siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine "istişareleri artırma" çağrısı yaparak, ülkenin demokratik kazanımlarının korunması ve söz konusu krizlerden çıkış yolunun ortak tercihlerle çizilmesi için ulusal bir diyalog yönetimine ihtiyaç duyulduğunu vurgulamıştı.