Türk halkı Ronaldo'nun izinde! Korona korkusu Bursa'daki satılık adaya ilgiyi artırdı...
Koronavirüs nedeniyle Türkiye'de 425 kişinin hayatını kaybetmesi, Bursa'daki satılık adaya ilgiyi artırdı. Uluabat Gölü'ndeki 45 dönümlük adanın sahibi Nedim Bulut, "Koronavirüsten sonra ada için arayanların sayısı 5 kat arttı” ifadelerini kullandı. Bulut, adanın fiyatının 17 milyon lira olduğunu belirtti.
Bursa'nın Karacabey ilçesi Uluabat Gölü'nde, Eskikaraağaç köyünden 2 kilometre açıktaki 45 dönümlük ada, sahibi Nedim Bulut tarafından 3 yıl önce satılığa çıkarıldı. Bulut, yaklaşık 500 zeytin ağacının bulunduğu adaya 17 milyon lira değer biçti. 82 yıldır Bulut ailesine ait olan adaya çok sayıda talipli çıktı ancak fiyat yüksek geldi.
Koronavirüs salgınının dünyada etkili olmasının ardından, koronavirüsten sonra ada için arayanların sayısının 5 kat arttığını belirten ada sahibi Nedim Bulut, "17 milyon TL verip adayı alan virüsten kurtulur" dedi.
'RONALDO ADAYA KAÇMIŞ'
Koronavirüsten sonra adanın popülerliğinin arttığını belirten Nedim Bulut, "Koronavirüs çıktı, ada için çok arayan oldu. Millet adalara kaçmak istiyor, biz de satıyoruz. Futbolcu Cristiano Ronaldo virüsten kaçıp adaya kaçmış, ondan sonra bizi arayanlar çok oldu. Biz adayı 17 milyon TL’ye satıyoruz, daha aşağıya satmıyoruz. Arayanlarla ücret konusunda anlaşamıyoruz. Adada temiz hava, leylek, ördek, sahil boyunca yayınlar var. Adada 500 adet zeytin ağacı var. 15 milyon TL veriyorlar adayı satın almak için ama biz 17 milyon TL’den aşağıya bırakmıyoruz. Koronavirüsten sonra arayanların sayısı 5 kat arttı. Adaya 17 milyon lira veren, virüsten kurtulur” dedi.
'ADAYA BUNGALOV EV YAPILABİLİR'
Satılık ada hakkında açıklama yapan Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan ise, "Burası Ramsar Sözleşmesi kapsamında olan bir yer. Şu ana kadar adayı satın alan kimse olmadı. Burada bina yapılmasına ise izin yok. Ancak bungalov tarzı yapı yapılmasına izin verilebilir. Güzel bir ada, toprağı verimli bir ada" diye konuştu.
RAMSAR SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Uluslararası öneme haiz olan bu sözleşme, 1971 yılında İran'ın Ramsar şehrinde imzalanmış olup, adını buradan almıştır, 1975 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin amacı, dünya üzerinde var olan doğal ekosistemlerin korunması, sınırlı olan kaynakların akıllıca ve verimli bir şekilde kullanılmasını hedef almaktadır. Türkiye ise 1994 yılında anlaşmayı kabul etmiştir. Sözleşme 94/5434 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 17 Mayıs 1994 tarihli ve 21937 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak ülkemizde yürürlüğe girmiştir.
Uluslararası öneme sahip olan sulak alanlar olup, yeryüzünün en zengin ve üretken ekosistemlerini içinde barındıran, bulunduğu bölgenin insanlarına ve ülke geneline hizmet edebilen karmaşık doğal sistemlere 'Ramsar Alanı' denilmektedir. Bu alanları bu kadar önemli kılan özelliği ise, tropik ormanlardan sonra en çok biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapması sayesinde dünyanın en büyük doğal müzesi denilebilir. Bu şekilde korunan birçok sulak alan ise doğal sit alanı ilan edilerek yapılaşmanın önüne geçilmektedir.