Türk tarihini şekillendiren sözün söylendiği gemi bulundu!
Adana’dan hareket Mirliva (Tümgeneral) Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918 Çarşamba öğle saatlerinde Haydarpaşa Garına vardığında 7 yılda cepheden cepheye yaşadıkları tecrübelerle harmanlar ve yolculuk sonunda karşılaştığı işgal İstanbul’undaki öfkesini içine atar. Tam da o anda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan 55 parçalık işgal donanması Haydarpaşa önünden geçerek demir yerlerine gitmektedir. Haydarpaşa Gar’ın iskelesinde kendisini bekleyen Fransız işgal kuvvetlerine ait Enterprise (sonradan Kartal) istimbotu ile Galata Rıhtımı’na doğru giden Mustafa Kemal’in dudaklarından ‘’Geldikleri gibi giderler!’’ cümlesi çıkar. Bu söz, atamızın Kurtuluş Savaşını aslında o an başlattığının ifadesidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Geldikleri gibi giderler" sözünü söylediği gemi bulundu. Kartal Gemi Müzesi ne zaman açılacak? Detaylar haberimizde...
İstimbot Tuzla Tersanesi’ne getirildi. 106 yaşındaki Kartal 2 isimli istimbotun restorasyonu hakkında bilgi verilmek için basın açıklaması yapıldı. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz: “Kartal tabi Türk Tarihi’nin en sembol gemilerinden biri. Çünkü Atatürk’ün üzerinde ‘geldikleri gibi giderler’ sözünü sarf ettiği platform. Kartal esasında 106 yıldır bizimle berabermiş. Ama biz bunu farkında değildik. Maalesef Türk Denizcilik Kültürü’nde tarihimize mal olmuş gemilere pek sahip çıkamadık. Ama artık bulduğumuz zamanda pek bırakamıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Geldikleri gibi giderler" sözünü söylediği gemi bulundu. Kartal Gemi Müzesi ne zaman açılacak? Detaylar haberimizde...
Mustafa Kemal Atatürk İstanbul’un işgali esnasında İstanbul Boğazı’nda üzerinde bulunduğu ve meşhur sözü “geldikleri gibi giderler” dediği gemi restorasyon için Tuzla Tersanesi’ne getirildi.
106 yaşındaki Kartal 2 isimli istimbotun restorasyonu hakkında bilgi verilmek için basın açıklaması yapıldı.
"KARTAL TÜRK TARİHİNİN SEMBOL GEMİSİ"
İHA'nın haberine göre, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz: “Kartal tabi Türk Tarihi’nin en sembol gemilerinden biri. Çünkü Atatürk’ün üzerinde ‘geldikleri gibi giderler’ sözünü sarf ettiği platform. Kartal esasında 106 yıldır bizimle berabermiş. Ama biz bunu farkında değildik. Maalesef Türk Denizcilik Kültürü’nde tarihimize mal olmuş gemilere pek sahip çıkamadık. Ama artık bulduğumuz zamanda pek bırakamıyoruz. 106 yaşındaki bu tekneyi en kısa zamanda seneye aynı gün bir müze gemi statüsünde İstanbul’un en güzel yerinde sergilemek Türk Halkı’na umut aşılamak için bir proje başlattık “dedi.
"ATATÜRK FİLMİ YAPILIYOR"
Bir Atatürk filmi yaptıklarını söyleyen yapımcı İbrahim Benli: “ Senaryo çalışmaları sırasında gemiden haberdar olduk. Gemiyi bulduğumuzda batık vaziyetteydi. Batık olduğu yerden çıkardık. Burada kızağa yerleştirdik. Restore edeceğiz. Ve İnşallah Türk Milleti’ni yüz yıllık o ‘geldikleri gibi giderler’ lafını yeninden hatırlanması için o sözün değerini unutulmaması için Deniz Kuvvetleri’ne hibe edeceğiz. Deniz Kuvvetleri’nin sorumluluğunda sergileyeceğiz” şeklinde konuştu.
Öte yandan 106 yıllık gemi yapılacak restorasyonun ardından Deniz Kuvvetlerinin sorumluluğunda vatandaşların ziyaretine açılacak.
Mustafa Kemal Atatürk İstanbul’un işgali esnasında İstanbul Boğazı’nda üzerinde bulunduğu ve meşhur sözü “geldikleri gibi giderler” dediği gemi restorasyon için Tuzla Tersanesi’ne getirildi. 106 yaşındaki Kartal 2 isimli istimbotun restorasyonu hakkında bilgi verilmek için basın açıklaması yapıldı.
ATATÜRK'ÜN ASKERLİK İLE İLGİLİ SÖZLERİ
Ben Türk Ordusunun yabancısı bir adam değilim; ben ordu ile küçük rütbelerden beri içten teması olan bir askerim. Ben, hadiselerin akışı ile ordunun içinde subay, nihayet komutan olarak iş görmüş ve kanaatime göre başarılı olmuş bir komutanım. Türk ordusunun, onun faziletini, kıymetini ve bu ordu ile neler yapılabileceğini bizim kadar anlayan az olmuştur. (1926, Ankara) (Falih Rıfkı ATAY, ATATÜRK'ün Bana Anlattıkları, İstanbul, 1955, s. 13)
Benim, ordularımızı sevk ettiğim ve yönelttiğim hedefler, esasen ordularımızın her erinin, bütün subaylarının ve komutanlarının düşüncelerinin, vicdanlarının, azimlerinin, ideallerinin yönelmiş bulunduğu hedefler idi... Bütün millete hiç tereddütsüz ve gönül rahatlığıyla arz edebilirim ki, Cumhuriyet orduları; Cumhuriyeti ve kutsal topraklarını güvenle koruma ve savunma kudretindedir ve hazırdır. (1925, İzmir) (ATATÜRK'ün Söylev ve Demeçleri, C. II. Ankara, 1952, s. 240)
Orduyu asıl düşman karşısında görmek lazımdır. Bunu ise bir millete herhangi bir zamanda gösterebilme imkânı yoktur. Bunu muharebe sahasında görmek fırsatını bulabilecekler azdır. Bunlardan yoksun bulunanlara, millet ordusunun kuvvetini, kudretini, göstermek için genellikle birtakım göz alıcı hareketler, askerî usuller kabul edilmiştir. Bu usuller ve bunların gösterileri birtakım göz kamaştırıcı ve gönül alıcı görevlerdir. Bir ordunun esas disiplinini bu gösteri şekillerine göre değil, arazi şartlarına uydurması mecburiyeti anlaşıldığı günden beridir ki ordunun eğitim ve öğretim programlarının gerçek hareket noktası tespit edilmiştir... Bu çocuklar asker oldukları zaman, onların muharebe meydanlarında başarılı olmaları için lazım olan eğitim ve öğretime özellikle önem vermeliyiz. (A. Âfetinan, ATATÜRK Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Ankara, 1959, s. 87)
Hiçbir zaman saldırgan olmayı düşünmemiş olan ve fakat daima haksız taarruza uğrayacağını hesap eden bir milletin ordusu olarak, ordumuz uzun bir seferden sonra hemen diğer bir sefere başlayacakmış gibi maddi ve manevi yönden hazır bulunmalıdır. (1924, Ankara) (ATATÜRK'ün Söylev ve Demeçleri, C. I, Ankara, 1997. s. 351)
Yedek subay demek bu milletin zaten aydın sınıfına, eğitim görmüş sınıfına aldığı vatan evladı demektir. Bu vatan evladı ilim ışığıyla memlekete, yerine getirmeye zorunlu olduğu hizmetten başka, vazifeden başka, bir de orduya giriyor. Düşmana göğüs gererek, askerlik vazifesini de yerine getiriyor. Bunlar ilim ve bilgi sahibidirler. Memleket bunlara her zaman muhtaçtır. Hele ordu içinde muharebe meydanlarında bin türlü ölüm mücadelesi yaparak tecrübe kazanmış, cüret ve cesaretlerine dayanıklılık vermiş olan bu memleket evlatları tercihen, en yararlı olabilecekleri yerlerde kullanılmalıdır. Bundan dolayı gerek kahraman ordumuzun bütün subayları ve gerek onların aralarındaki yedek subaylar tamamen emin ve rahat olmalıdırlar ve millet bunlara karşı vazifesini hakkıyla yapacaktır. (1923, İzmit) (Arı İnan, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 1923 Eskişehir-İzmit Konuşmaları, Ankara, 1982, s. 123)
Askerlik hayatını öyle bir okul hâline koymalıdır ki, hem vatanı savunabilecek derecede askerlik sanatını öğrensin ve hem de memleketine döndüğü zaman bütün köy için ve köy halkı için ve hayatı için faydalı olabilecek şeyleri öğrensin. (1923, İzmit) (Arı İnan, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 1923 Eskişehir-İzmit Konuşmaları, Ankara, 1982, s. 54)