Türkçe virüs bulaşmasını azaltıyor mu? Prof. Mehmet Ceyhan sebepleri ile anlattı...

Tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüs karşısında Türkçe'nin bir avantaj olabileceği hiç aklınıza geldi mi? Muhtemelen hayır diyorsunuz. Ancak Prof. Dr. Mehmet Ceyhan "bir araştırmaya değil gözleme dayanıyor" diyerek ilginç bir tez ortaya attı. Ceyhan'a göre, Türkçe'nin dil ve ton yapısı virüsün bulaşma riskini azaltıyor olabilir. Prof. Ceyhan yabancı dillerle Türkçe arasındaki riski azaltan temel farkları anlattı.

CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın hazırlayıp sunduğu Tarafsız Bölge'nin konuğu Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'dı. 

Programda 5 milyona yakın kişiye bulaşan koronavirüse ilişkin Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'ın "Türkçe ile virüsün bulaşma" ilişkisine dair ilginç bir tespiti konuşuldu.

Ceyhan'ın tespitine göre Türk halkı konuştuğu dil ve tonu sayesinde İngilizlere, Ruslara, İtalyanlara göre daha şanslı. Çünkü "Türkçe virüsün bulaşma riskini azaltıyor" 

Ahmet Hakan, programda Prof. Ceyhan'a bu tezini sordu. 

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bu tespitinin bir araştırmaya değil, gözleme dayalı olduğunu söyleyerek söze başladı. 

Türkçe'de İngilizcedeki gibi yan yana gelen TS ve TH harfler bulunmadığını belirten ve Rusçada da benzerlerinin olduğunun altını çizen Ceyhan en çok damlacığın bu iki dilde çok sık kullanılan bu iki harf kullanılırken ağızdan çıktığını ifade etti. Ceyhan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkçe'de bu harfler olmadığı için biz çok akciğerimizden konuşmuyoruz. Türkçe zaten vurgusu çok az olan bir dil. Araştırmalar bir de şunu göstermiş. Hafif sesle konuştuğunuzda daha az damlacık çıkıyor. Yüksek sesle bağırarak konuştuğunuzda daha çok damlacık çıkıyor. Genellikle Türkçe, İtalyanca, İspanyolca gibi yüksek sesle konuşulan bir dil de değil. Onun için bağırmadığımız sürece, kısık sesle, alçak sesle konuştuğumuz sürece -bu tamamen fiziksel bir gözleme dayalı- muhtemelen daha az damlacık çıkartıyoruz." 

Türkçe virüs bulaşmasını azaltıyor mu? Prof. Mehmet Ceyhan sebepleri ile anlattı...

Prof. Ceyhan, bu noktada 29 Mayıs'ta camilerin ibadete açılacağını hatırlatıp, "Diyanet'e öneri olarak söylüyorum. Cemaat mümkün olduğu kadar içinden duaları okusun. Yapılabiliyorsa tekbirler daha alçak sesle getirilsin. Konuşmadan bulaştığı için imamın önüne şeffaf bir engel konabilir. Halkla direkt temasını önlemek için." dedi. 

Kreşlerin de açılacağını hatırlatan Ceyhan, burada da bağırmanın engellenmesinin önemine dikkat çekti. 

Hapşırma ve öksürmenin konuşmaya göre binlerce kat daha fazla virüsün saçılmasına neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Çok sık sorulan bir soru var. Beyoğluna gittim yanımdan çok sayıda maskeli kişi geçti diye. Bu şekilde virüs bulaşmaz aslında. Çünkü nefes alıp verirken dakikada ancak 20 tane virüs çıkardığımız hesaplanmış. Bu virüsle çalışılmamış ama Sars'tan, İnfulanza'dan verilerimiz bize bin virüsün enfeksiyon başlatabileceğini gösteriyor. Virüs taşıyanla en az 50 dakika karşı karşıya durmamız lazım. Konuşma bunu 10 kat artırıyor. 200 virüs çıkıyor ağızdan konuşurken. O zaman da en az 5 dakika konuşmamız lazım virüs taşıyan biriyle maskesiz bir şekilde. Ama öksürük hapşırık binlerce kat virüs çıkardığı için. Siz yanından geçmeden önce adam hapşırdı, virüs bulaşabilir size. Maske işte, kimin ne zaman ne yapacağı belli olmadığı için anlık temaslarda bu nedenle önemli."   

 

 

GÜNÜN VİDEOSU

Zalim ordusu saldırıyor! İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu

Gazze’nin Han Yunus şehrinde, İsrail işgal güçleri sivillerin sığındığı çadırları hedef aldı. Bombardımanda çok sayıda masum sivil hayatını kaybederken, yaralıların durumu kritik.