Türkiye 19 günlük tam kapanmaya geçiyor
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tam kapanmaya geçtiğini duyurdu. Ramazan Bayramı'nı da kapsayan sıkı tedbirler 19 gün sürecek.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 15.46'da başlayan kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının ardından konuştu.
Tüm Türkiye'nin kilitlendiği açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı'nı da kapsayan tam kapanmayı ilan etti. 29 Nisan - 17 Mayıs tarihleri arasında sürecek yeni tedbirleri madde madde sıralandı.
TÜRKİYE TAM KAPANMAYA GEÇİYOR
- 29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00'dan başlayıp, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00'e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz.
- İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen istisna tutulan kuruluşlar hariç, tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verecektir.
- Anaokulu, kreş, 8'inci ve 12'nci sınıflar dahil, tüm kurumlarda yüz yüze eğitime ara verilecek, tüm sınavlar ertelenecektir.
- Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları yüzde 50 kapasiteyle çalışabilecek.
- Konaklama tesislerindeki rezervasyonlar, sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecektir.
- Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak, diğer günlerde belirlenen saatlerde hizmet vermeyi sürdürecektir.
- Salgın başladığından beri filyasyon ekipleriyle yoğun mesai sarf eden muhtarlarımızın aşılarına başlanacağının müjdesini vermek istiyorum.
- Sürecin hedeflediğimiz sonuçları verebilmesi için kurallar en sıkı şekilde uygulanacak, tedbirlerin istismarına izin verilmeyecektir. Aksi takdirde, turizmden ticarete ve eğitime kadar her alanda ağır bir faturayla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz olacaktır. Vaka sayılarımızı 5 binin altına indirmemiz gerekiyor.
BIDEN'A "HODRİ MEYDAN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koronavirüs salgınındaki yeni tedbirlerden önce 24 Nisan açıklamasında Ermeni olayları için "soykırım" ifadesini kullanan ABD Başkanı Joe Biden'a tüm cevap verdi:
- ABD Başkanı Biden 24 Nisan günü yayınladığı mesajda coğrafyamızda bir asırdan önce yaşanmış olaylarla ilgili mesnetsiz haksız, hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır. Hiçbir tarihi değeri olmayan bu ifadeler bizi ziyadesiyle üzmüştür. Açıklamadaki ifadelere radikal Ermeni çevrelerin ve Türkiye karşıtı grupların baskısıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Türkiye olarak tarihte yaşanan acıların yarıştırılması gibi bir anlayışı kesinlikle insani bulmuyoruz. Ama şayet böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alnı ak, vicdanı müsterih, kalbi mutmain çıkacak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz.
Tarihteki olayların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkartılması, bu işin erbabına, tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize hala bir cevap alamadık.
Ben belgeyle konuşuyorum. Sayın Biden belgesiz nasıl konuşuyor bilmiyorum. Amerika'nın arşivlerinde bu konuda ne kadar belge var? Avrupa'da ne kadar belge var? Açabiliyorlar mı? Hodri meydan diyorum.
Aslında 24 Nisan'da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. 24 Nisan 1915 sadece Osmanlı'nın savaş halinde bulunduğu ülkelerle bir olup aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp, 235 yöneticisini tutukladığı gündür. Osmanlı Devleti'nin 24 Nisan'da yaptığı tutuklamaların ardından 27 Mayıs'ta 'Sevk ve İskan Kanunu' çıkartılmış, 1 Haziran'da da uygulamasına geçilmiştir. Yapılan işlem, muhtemel bir tehdide veya tehlikeye değil, bilfiil yürüyen isyana ve artarak süren katliamlara karşı alınmış bir tedbirdir. Osmanlı Devleti, Sevk ve İskan Kanunu'yla, bu katliamları gerçekleştiren çetelerin dayandığı Ermeni nüfusu geçici olarak başka bölgelere gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar, ülkedeki tüm Ermenileri değil sadece çete saldırılarının yoğun olduğu yerlerdeki Ermeni nüfusu kapsamaktadır.
Pek çok yerde Ermenilerin katlettiği Türklere ait toplu mezarlar vardır ama ülkemizde hiç bir yerde toplu Ermenilere ait mezarlara rastlayamazsınız. Çünkü böyle bir olay yaşanmamıştır. (İstanbul'daki Ermeni nüfusu) Bir ara 650 bine yaklaşmıştır. Herhalde insanlar soykırıma uğratıldıkları yere gönüllü olarak geri dönmezler Sayın Biden.
Ermeni iddialarıyla ilgili ortada herhangi bir somut delil olmadığı gibi uluslararası mahkeme kararı da mevcut değildir.
Sayın Biden, Minsk üçlüsü diye bir üçlü oluşturulmuştu. Amerika, Rusya, Fransa. 30 yıl buradaki işgalden kurtarmadınız bu insanları. Azeri vatandaşlarımız oralardan hicret etmek durumunda kaldı. Oradaki binalar yakıldı, yıkıldı. Eğer soykırım diyorsanız aynaya bakıp kendinize sorun. Karabağ. Kızılderilileri söylememe bile gerek yok. Bu gerçekler ortadayken siz Türkiye'ye soykırım yaftasını yapıştıramazsınız.
Ermeni yalanlarını destekleyen çevreler, kendi tarihlerindeki utançları örtmenin gayretindeler. Ermenilerin kayıpları soykırım olarak nitelenecekse aynı dönemde yaşanan olaylar da aynı paranteze alınmalıdır.
ASALA terör örgütünün özellikle 1970'li yıllarda diplomatlarımıza, yani elinde silah olmayan sivil kamu görevlilerine karşı gerçekleştirdiği saldırıları unutmadık, unutmayacağız Biden. Bu alçak eylemlerde hayatlarını kaybeden diplomatlarımızın katillerinin nasıl korunduğunu, cezaevlerinden nasıl salıverildiğini gayet iyi biliyoruz.
ABD'nin bu gerçekler ışığında attığı yanlış adımdan bir an önce geri dönmesini umut ediyoruz.
Her ne şekilde kurulmuş olursa olsun Ermenistan devletiyle de iyi komşuluk esasına dayalı bir ilişki tesis etmek istiyoruz. Bunun için son 16 yıldır fedakarlığı hep bizim yaptığımız adımlar attık, maalesef bu adımlarımıza samimi bir karşılık bulamadık.
Son gelişmelerin üzerine tuz biber olan 24 Nisan açıklamasıyla artık Türk-Amerikan ilişkileri bu seviyesinin de çok gerisine düşmüştür. Biz şartlar ne olursa olsun kendi hedeflerimize yürüyüşümüzü kararlı olarak sürdüreceğiz. Haklı olduğunuzu anlatmaya çalışmaktan artık yorulduk. Türkiye olarak tüm samimiyetimizle ABD ile ve AB ile beraber yürümek istiyoruz. Tek isteğimiz ülkemizin haksız, çifte standartlı kararlara, uygulamalara maruz bırakılmamasıdır. Bu duruşumuza saygı gösterilmesi halinde herkesle anlaşmaya, birlikte hareket etmeye hazırız.