Türkiye üzerinde planlanan yeni proje ne?

Yarar, programda Elönü'nün sorularına samimi yanıtlar verdi. İşte Yarar'ın o yanıtları;

BEN BİR KARINCAYIM
''Ben bir karıncayım. Elimden geldiği kadar kendi yolculuğumu ilerletmeye çalışıyorum. Karınca olduğumu unutmadan ilerlediğim yolda da faydalı olmak istiyorum. Karınca olmak insanın çalışkan olmasını da gerektiriyor.''

BEYNİNİZİ YENERSENİZ...
''Silahlı kuvvetlerin size verdiği en önemli özellik sabretmeyi öğretmesi. Aynı zamanda fiziğinizin de ne kadar zorlanabildiğini öğretir. Aslında zor bir işi beyninizle yapıyorsunuz. Eğer beyni yenerseniz istediğiniz kadar ilerlersiniz. Silahlı Kuvvetler bunu bana öğretti. En sıkıştığım zamanlarda hep beynimi yenmeye çalışırım.''

MESLEKTEKİ BAZI SINIRLARI AŞMAK İSTEDİM
''4 Temmuz çuvaldan sonra bölgeye giden ilk ekiptenim. Ondan sonra görevi bıraktım. Dönerken de çok ciddi anlamda ödüller alarak döndüm görevden. Görevde zorlandığım için bırakmadım. Bu meslekte yapabileceğim sınırlar olduğunu farkettim. Ama ben o sınırları geçmek istedim.''

TÜRKMEN KIZININ YATAĞI YOKTU
''Gittiğimde savaşın tüm etkileri sürüyordu. Bir okulda okuyan Türkmen kızı vardı. Okumak için gelmiş. Ama kaldıkları yerde ranzaya koyacak yatak yoktu. Birliğimize ulaştılar. Biz de komutanlarımızla irtibata geçtik. Ve sağolsunlar o zamanlar orada olmayan bir yatak gönderdiler. O kızın mutluluğunu gördüm. Ve başka şekilde de hizmet edebilirim dedim. Geldim istifa ettim. 4 yıl Kerkük'e gittim geldim.''

SİLAHLI KUVVETLER'DEKİ YEMİNİM DEVAM EDİYOR
''Cüneyt Özdemir bana sınır tanımayan Türk lakabını takmıştı. Ben silahlı kuvvetlere girdiğimdeki yeminin çok netti. Bu yemin ayrılınca bitmedi. Bunu sivil hayatta da uygulayabilirsiniz. Elimden geldiği kadar organizasyonların içerisinde olarak yararlı olmaya çalışıyorum.''

OĞLUMA ŞEHİT ARKADAŞIMIN İSMİNİ KOYDUM
''1990'lı yıllarda terörün en yoğun olduğu dönemlerde yaşadığımız bir çok sorunlar vardı. Devre arkadaşım şehit oldu. Oğlum 15 gün sonra doğdu. Devre arkadaşımın ismini koydum.''

ŞEHİDİN 4 AYLIK HAMİLE EŞİ
''90'lı yıllarda birliğime şehit cenazesi geldi. Tören mangasının da komutanıyım. 4 aylık hamile eşini, ailesini gördüm. O uzman çavuşumuzun nasıl katledildiğini gördüm. Ailesine yüzünü göstermemek için ne kadar çaba harcadığımızı hatırlıyorum. 5 ay sonra aklıma düştü. Eşi ne yapıyordu. Adresini öğrendim, araştırdım ve hala aylığının bağlanmadığını öğrendim. O dönemde süreç çok uzun sürüyordu. Babasının evinde kalıyordu. Babası hademe olarak çalışıyordu. Bütün arkadaşlarla bir araya gelip ne yapabiliriz diye düşündük. Sonra daha büyük bir yardım organizasyonu içerisinde bulunduk. Kaymakamlık da devreye girdi. Devletin veridği paraya yakın bir para toplandı o bölgedeki her bir şehit ailesi için. O eş neden aynı gün haklarını almadı diye içimde fırtına koptu. Sonra bana neden böyle bir organizasyon içerisinde bulundun diye soruldu. Ben de bunun için açacaksınız soruşturma açabilirsiniz dedim. Ama bu bana geri adım attırmadı. Ben küsmedim, hep mücadele eden tarafta oldum. Hep çabaladım. Bugün de aynı yolculuğa devam ediyorum.''

YENİ PROJE İLE GELİYORLAR
''MİT Başkanı'nın ifadeye çağrılması, 17-25 Aralık, hendek olayları, patlayan bombalar ve 15 Temmuz. Hep dozajı bir arttırarak geldiler. 15 Temmuz'da diğerlerinde yaptığımız gibi engelledik. Peki 15 Temmuz'dan sonra projeleri bitti mi? Bir üst seviyeye çıkardıkları proje ile geliyorlar. Yaşam, değerler ve dini inançlar üzerinden ayrışma. Buna oynuyorlar şu anda. Dışarıdan her saldırdıklarında toplumun bir araya geldiğini anladılar. İlk defa dışardan saldırmadan tamamen içeriden oynamaya başladılar. Şu anda yaşanan süreç budur. Biz bu sorunu birbirimizi tanıyarak çözebiliriz. Farklılıklarımız bir güç.''