Türkiye'de yoğun bakımlar korona için yeterli mi?
Fatih Altay'lı ile Teke Tek programına konuk olan Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, yoğun bakımların korona için hazır olduğunu açıkladı. Türkiye'de yoğun bakım yatak sayısının toplam 42 bin olduğunu bunun yaklaşık 25 binin ise yetişkinlere ilişkin olduğunu ifade etti. Avrupa'ya kıyaslandığında Türkiye'nin daha iyi durumda olduğunu vurgulayan Cinel'in vatandaşlara da salgınla mücadele kapsamında bir çağrısı vardı.
Habertürk'te Fatih Altaylı'nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek programında koronavirüsle mücadeleye ilişkin çalışmalar değerlendirildi.
Konuklar arasında hastalıkla mücadelede önemli bir yer tutan yoğun bakımlara ilişkin en yetkin kişi olan Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel de vardı.
Cinel, Türkiye'nin yoğun bakım üniteleri açısından Avrupa'dan daha iyi bir durumda olduğunu vurguladı.
Türkiye'de şu an yoğun bakımlarda 42 bin yatak kapasitesi bulunduğunu belirten ve bunların yaklaşık 25 bininin yetişkinler için olduğunu ifade eden Cinel, korona için ayrı yoğun bakımlar oluşturulmasının önemini vurguladı.
Cinel, tıbbi tedavi yanında organizasyonal tedavinin de önemli olduğunun altını çizdi. Bunun için acil servislerden itibaren yeni bir organizasyona ihtiyaç olduğunu söyledi. Korona hastalarının başka acil vakalarla bir araya getirilmeden ayrı yollardan geçirilerek 'kohort' yoğun bakım ilan edilen ünitelere alınması gerektiğinin önemli olduğu ifade etti.
Eğer salgının büyümesi ve hasta sayısının artması halinde hastanenin tamamının korona için ayrılmasının söz konusu olabileceğini söyleyen Prof. Dr. İsmail Cinel, Atatürk Havalimanı'nın bu amaçla korona hastanesine dönüştürülmesi yönündeki taleplerin sorulması üzerine "Atatürk Havalimanı özelinde spesifik olarak söylemiyorum. Herhangi bir yeri böyle organize etmek mümkün. Bunu sağlık otoritesi eğer gerekirse organize edecektir" dedi.
Yoğun bakımlarının akılcı bir şekilde devreye sokulması gerektiğini vurgulayan Cinel, yoğun bakımda tedavi gören hastaların yüzde 30 kadarının başka bölümlerde bakımlarının sürdürülebileceğine işaret etti ve "Çünkü biz gerçek yoğun bakım hastasını, yoğun bakım yatağının bütün olanakları ile buluşturmak zorundayız" diye konuştu.
Kohort yoğun bakımların önemini vurgulayan ve koronaya özel gruplandırmalar yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Cinel, hastaların sepsis-septik şok nedeniyle öldüğünü belirtti.
Sepsis'in yoğun bakımların en ölümcül hastalığı olduğunu söyleyen Cinel, bu hastalığın 1990'dan bu yana 3 kez tanım değiştirdiğini belitti. Sepsisin eskiden kan zehirlenmesi olarak bilindiğinin altını çizen Cinel bir mikroorganizma karşısında bağışıklık sisteminin anormal tepki vermisi olarak anlattı. Korona nedeniyle sepsisin çok ciddi şekilde gündeme gelmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. İsmail Cinel, bu hastalık nedeniyle domino taşından yapılmış bir ev gibi hastanın organlarının peş peşe iflas ettiğini kaydetti.
Cinel, vücudun bağışıklık sisteminin iyi olmasının büyük avantaj sağladığını, sepsisin ise sistemin çökmesi ile oluştuğunu vurguladı.
Korona salgını ile mücadele verildiği dönemde sağlık çalışanlarının iş yükünü hafifletmek adına vatandaşların çok acil olmadıkça hastaneye gitmemelerini isteyen Cinel, sağlık çalışanlarının da bu süreçte moral ve desteğe ihtiyacı olduğunu vurguladı.