'Türkiye'nin artık kaybedecek tek bir günü yoktur'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılının açılışında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Suriye'de güvenli bölgeyle ilgili olarak, 'Türkiye'nin artık kaybedecek tek bir günü yoktur. Kendi yolumuza devam etmekten başka çare yok. Münbiç dahil, Irak sınırına kadar oluşturacağımız güvenli bölgede 1 milyonu yeni yerleşim yerlerinde 1 milyonu mevcut yerler olmak üzere 2 milyon kişiyi iskan etmeyi planlıyoruz' dedi.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, TBMM'nin 27'inci dönem 3'üncü yasama yılının açılışında sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Büyük Millet Meclisi'nin açılışından günümüze kadar ülkemize hizmet eden tüm milletvekillerimizi saygıyla anıyorum. Hayatta olan milletvekillerinin tamamına sağlık, vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum.
Malazgirt’ten İstiklal harbimize, terörle mücadele sürecimizde kadar bu toprakların vatanımızı olması için mücadele eden kahramanlarımızı minnetle yad ediyorum. Suriye’de Irak’ta Afganistan’da Lübnan’da Balkanlar’da bayrağımızı gururla dalgalandıran güvenlik güçlerimize başarılar diliyorum. İstiklal Harbimizin başlamasının 100. Yıl dönümü… Bir asır önce Samsun’dan başlayıp Ankara’da ilk menziline ulaşan bu kutlu yolculuk 1920’de Meclis’İn açılışıyla yeni bir safhaya evrilmiştir.Genç cumhuriyet fidanı 4 yıl sonra bir asrını geride bırakacaktır. Cumhurbaşkanlığı forsunda sembolleri yer alan devletlere baktığımızda 2200 yıllık bir mirasa sahip olduğumuzu görüyoruz. Bu esareti kabul etmediğimizi ifade ediyor. Türkiye'yi sınırları cetvelle çizilmiş, müesseseleri sûni olarak kurulmuş toplumlarla karıştıranlar oluyor. Terör örgütleriyle dize getirilmeye çalışılan bu millet bir kez daha kıyam ederek ayağa kalkmıştır.
"TBMM İKİNCİ DEFA GAZİLİK UNVANI İLE ŞEREFLENMİŞTİR"
Bu süreçte verdiği mücadeleyle TBMM de ikinci defa gazilik unvanı ile şereflenmiştir. 15 Temmuz gecesi atılan her bomba kararlılığımızı daha da perçinlemiştir. Şayet bugün geleceğimize daha güvenle bakıyorsak bu mücadelenin başarısı sayesindedir. TBMM’nin itibarını her şeyin üzerinde tutmamız gerekiyor. Küçük bir azınlığın çıkarını korumaya çalışan tüm darbelerin ilk hedefinde hep bu meclis olmuştur. Her seferinde milli irade üstün gelmiştir.
"ORTAK PAYDADA BULUŞMAYA DAVET EDİYORUZ"
Siyaset yaparken de hepimiz önce bu ülkeye ve millete karşı sorumlu olduğumuzu unutmayacağız. Önce milletim demeyen hiç kimsenin bu kutlu kurumun çatısı altında yer almaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyan tüm kesimleri milli meselelerde ortak paydada buluşmaya davet ediyoruz. Yeter ki siyasi konulardaki rekabetimizi milletimize karşı olan sorumluluklarımızın önüne geçirmeyelim
Türkiye darbeler, vesayet gibi nice sıkıntılarla da boğuşmak zorunda kalmıştır. TBMM’nin sorunları çözme iradesinin büyüklüğüne inandık. Demokrasimizin hak ve özgürlükleri tüm kesimler için genişleterek gerçek anlamda tesis edebileceğimize inandık.
Enerjide kendi su, güneş, termal ve kömür kaynaklarımızı en etkin değerlendirebileceğimize inandık. Büyümemizi ülkemizin potansiyeline uygun seviyeye yükseltebileceğimize inandık. Yeni yönetim sistemimiz artık sorunlarımızı demokrasinin imkanlarıyla çözebileceğimizin en büyük ispatıdır.
"HİÇBİR FAALİYETİMİZ İŞGAL VE İSTİSMAR AMAÇLI DEĞİLDİR"
Suriye'ye sırtımızı dönemeyeceğimiz gibi Asya coğrafyasının hiçbir köşesine bigane kalamayız. Sınırlarımız dışındaki hiçbir faaliyetmiz işgal, istismar amaçlı değildir. Akdeniz'in Ege'nin Karadeniz'in her karşısındaki gelişme bizi doğrudan ilgilendirir. Ne bedel ödersek ödeyelim insani duruşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz.
"SURİYELİ KARDEŞLERİMİZE GÖNLÜMÜZÜN KAPISINI AÇTIK"
Suriyeli kardeşlerimiz rejimin ve terör örgütlerinin baskını altında ezildiğinde sınırlarımızın ve gönlümüzün kapısını açtık. Bize düşen sığınmacıların bir an önce kendi ülkelerinde hayatlarını sürdürebilecekleri güvenli iklimi oluşturmaktır. Geri dönen sığınmacı sayısı 360 bini buldu.
"İSTİKLALİMİZDEN VE ONURUMUZDAN ASLA ÖDÜN VERMEYİZ"
Ülkemize yönelik Suriye kaynaklı terör tehdidi artık tahammül edilemez boyutlara ulaştı. Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünden siyasi ve idari birliğinden yanadır. Biz asla savaştan, kan dökülmesinden yana değiliz. Hem kendimize hem de tüm Suriye halkı için güvenli gelecek istiyoruz. Türkiye, masa başında yazılan senaryoların figüranlığını yapacak kadar köksüz bir ülke midir? Millet olarak gerekirse ser veririz, ama istiklalimizden ve onurumuzdan asla ödün vermeyiz. Türkiye'yi terör örgütünün tasfiyesi için yıllardır oyalayanların bizzat yüzlerine artık bu oyunun sonuna geldiğini söyledik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları kararlılığımızın somut birer tezahürüdür.
"TÜRKİYE'NİN KAYBEDECEK BİR GÜNÜ DAHA YOKTUR"
Türkiye'nin kaybedecek tek bir günü daha yoktur. 30 kilometre derinliğindeki güvenli bölgede 2 milyon kişiyi iskan ettirmeyi planlıyoruz. Projelerimiz hazır. Devlet başkanlarıyla BM'deki ikili görüşmelerde paylaştık. Bölgeyi terör örgütünün işgalinden kurtardıktan sonra uluslararası alacağımız destekle bu projeyi başlatacağız. Türkiye, kendi güvenliğini bölgede hesabı olan güçlerin keyfine terk edecek değildir. Türkiye gelişmekte olan bir ülke grubunda bir üst kategoriye yükseldi.
FAİZ VE ENFLASYON
Finans sistemine saldırılar ekonominin kendi dinamikleri içinde gerçekleşen hadiseler değildi. Ağustos ayındaki sıkıntının ardından ekonomi yönetimimiz pek çok önlem aldı. Sadece bir gecede 10 milyar dolardan daha fazla ülkemizdeki cari kurun çok üzerinde döviz satın alma emirleriyle karşılaştık. Döviz kuru istikrarlı çizgiye oturtulmuştur. Faizin inmesi için adımlar atılmıştır. Faizler, bir önceki yıl sonuna göre bugün, ticari kredilerde 10 puan konut kredilerinde 15 puan gerilemiştir. Yeni verilerin açıklanmasıyla birlikte önümüzdeki günlerde enflasyonun yeniden tek haneli rakama ineceğine inanıyorum. Turizmde çok bereketli bir sezon geçiriyoruz. 50 milyon turist hedefini inşaallah yakalayacağız.
"IMF DEFTERİNİ MAYIS 2013'TE AÇILMAMAK ÜZERE KAPATTIK"
Merkez Bankamızın döviz rezervleri yeniden 100 milyar doların üzerine çıktı. Şu aralar 103 milyar dolar seviyesine ulaştı. IMF defterini tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013'te kapattığımızın altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum. Dengelenme ve yeniden büyüme sürecini başarıyla sürdürüyoruz. Mali disiplinden asla taviz vermiyoruz. 11'inci kalkınma planındaki yol haritamızı takip ederek, önümüzdeki seçimsiz 4 yılı en iyi şekilde değerlendireceğiz. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirinceye kadar gece gündüz çalışacağız.
YARGI REFORMU
Yargı reformu strateji belgesinin ilk paketinin hazırlıklarını tamamladık. Yargı reform paketlerinin yapıcı bir anlayışla tartışılacağını umut ediyorum. Elbette cumhurbaşkanı, milletvekillerinin yerine geçip kanun çıkarmaya, hakimlerin yerine geçip hüküm vermeye kalkacak değildir. Kuvvetler ayrılığı demek güçlerin çatışması değil makul bir denge içinde aynbı hedefler doğrultusunda faaliyetlerini yürütmeleri demektir.
İSTANBUL DEPREMİ
İstanbul'da yaşanan 5.8 büyüklüğündeki deprem bize karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi bir kez daha hatırlatmıştır.Ülkemizin yüzde 70'i birinci derece deprem bölgesinde bulunuyor. Nüfusumuzun ve sanayi tesislerimizin 4'te 3'ü deprem bölgelerinde yer alıyor. 'Deprem değil bina öldürür' gerçeği her depremde yüzümüze adeta şamar gibi inmiştir. TOKİ vasıtasıyla 4 milyona yakın vatandaşımızın yaşadığı 850 bin konutu tamamlayıp sahiplerine teslim ettik. Önümüzdeki acil dönüşümü yapılması beklenen 1.5 milyon yapı var. Henüz istediğimiz seviyeye ulaşamadığımız bir gerçek ama bugün Türkiye 17 yıl öncesine göre afetlere daha hazırlıklıdır.