Türkiye’nin egemenlik hakkı yargılanıyor! SüperHaber-Özel

Avukat Cüneyt Toraman, ABD’de Hakan Atilla’nın yargılandığı dava ile ilgili SuperHaber’e konuştu.

ABD’nin New York kentinde başlayan Hakan Atilla’nın yargılandığı davada tanık olmayı kabul eden Reza Zarrab, savcılığın sorularını bu akşama kadar cevaplayacak. Türkiye’de ise yargılamanın hukuksuzluğu tartışılırken Avukat Cüneyt Toraman konu ile ilgili olarak SuperHaber’den Arzu Erdoğral’a konuştu. Toraman, hukuk kamuoyunda inanılmaz bir sessizlik olduğuna dikkat çekerek “yargı etkisi olmayan bir devlet başka bir devletin egemenlik hakkına müdahale ediyor” ifadelerini kullandı.

260420151205121542736_2

SORUŞTURMA BİLE BAŞLATAMAZSIN

Toraman şunları söyledi:

Başka bir ülkenin kendi topraklarında işlenmemiş bir suçla ilgili yargılama yapıyor ve bütün dünya da bunu seyrediyor. İşin ilginç yanı Türkiye’de seyrediyor. Türkiye’de de 100’e yakın hukuk fakültesi var. İsyan etmesi lazım. Ceza hukuku kültürlerinin onlarda görev yapan binlerce ceza hukukçusunun buna isyan etmesi lazım. Baroları saymıyorum zaten. CHP’nin Türkiye Barolar Birliğini seçecek derecede çoğunluğu var zaten biliyorsunuz. Yargı bir devletin egemenlik hakkını kullanan en önemli kurumlardan birisidir. Tabi ki hukuk tazminat davaları var. Bir de ceza davaları var. Ceza davaları niçin vardır? Ceza davaları öncelikle bir ülkede ülkenin güvenliğine yönelik saldırı varsa anayasal düzene karşı bununla ilgili kurallar hükümler vardır. En ağır hükümlerde bunlardır zaten. Ondan sonra insanların canına veya öldürme yaralama, insan ticareti, uyuşturucu, fuhuş vesaire bunlar ile ilgili suçlar sayılmıştır. Sadece Türkiye’de değil dünyanın bütün ülkelerinde böyledir. Diyelim ki bir vatandaşımız bir suç işledi topraklarınızda. Her horoz kendi çiftliğinde öter. Kendi vatandaşınıza karşı dava açarsınız soruşturma başlatırsınız. Gerekirse tutuklarsınız. Peki, kendi topraklarınızda başka ülke vatandaşı suç işlerse bu da mümkündür. Mesela 3 tane Türk vatandaşı Amerikan Başkanına karşı bir suikast hazırlığında olabilir. Delilleri ile birlikte yakalarsınız. Bunları da cezalandırırsınız. Aynı şekilde Türkiye’de bir 15 Temmuz darbe teşebbüsü oldu ve NATO subaylarının katıldığı tespit edildi. Amerikalı bazı konsolosluk görevlilerinin katıldığı tespit edildi. Bununla ilgili soruşturmada başlatıldı. Tutuklama da yapıldı. Hatta tutuklanabilirdi. Çünkü Türkiye’nin güvenliğine yönelik suç söz konusu. Nerede? Türkiye topraklarında. Ama Türkiye’nin dışında yani Türk vatandaşı bile değil onlar ile ilgili bırakın davayı soruşturma bile başlatamazsınız. Amerika’da aynı şekilde Senato bir karar almış Başkanlık kararnamesi. Diyor ki; Nükleer programı uyguladığı için İran’a ambargo uyguluyoruz. Evet uygulayabilir. Amerika’daki hiçbir şirket Amerika’ya yasaklanan o malları o ürünleri satamaz. Ticaret yapamaz. Bunlar ile işbirliği yapamaz, ortak hareket edemez. Ederse kendi vatandaşın suçlarsın. Hatta Amerikan yasalarına göre kurulmuş şirketler bu işi yaparsa bunları da cezalandırırsın. Ama sırf sen benim Başkanlık kararnamesi ile açıklanan bir ambargoyu deldi diye ihlal etti diye başka bir ülke vatandaşı hakkında ya da başka bir ülke hakkında bir soruşturma başlatamazsın. Şu anda Amerika’daki dava Türkiye’nin egemenlik hakkının yargılanması! Şahıslar değil insanlar şahıslar bazında bakıyorlar. Hatta dosyanın içeriğine giriyorlar diyorlar ki; kimler tanık gösterilecek, şu tanık ne söyledi, kimler tanık olabilir.

TARTIŞILMASI GEREKEN BU DAVANIN KENDİSİ

Oysa bu davanın içeriği tartışılamaz. Bizatihi tartışılması gereken bu davanın kendisi. Çünkü bu davanın varlığı egemenlik hakkının ihlali. Amerika bunu neye dayanarak yapıyor. Uluslararası hukuka uygun mu? Uluslararası hukukta karşılığı var mı? Kesinlikle yok! Mesela uluslararası bir suç işlenebilir mi? Evet işlenebilir. Bunu devletlerin egemenlik hakları ihlal edilmeden soruşturulur. Mesela devletler bir sözleşme imzaladı mı ne için Uluslararası Ceza Mahkemesi için. Peki Uluslararası Ceza Mahkemesi hangi suçları yargılamak için kuruldu? Özellikle ağırlıklı olarak insanlık aleyhine işlenen suçlar ile ilgili. Peki bu suçların arasında Amerika’nın ambargosu gibi suçlar var mı? Yok. Mavi Marmara’da 9 şehidi bile az gördü Uluslararası Ceza Mahkemesi dava açmadı. Daha geniş katılımlı daha geniş kapsamlı katliamlar bekliyor ki yani bunlar olsun ki ben yargılama yapabileyim! Uluslararası Ceza Mahkemesinin yetki alanına girmiyorsa Uluslararası başka ne dava olabilir? Eğer iki taraf Türkiye ve Amerika anlaşırsa adalet divanına gidebilir. Bunun dışında ne olabilir? Ambargoyu BM koyabilir Amerika’yı desteklemek amacı ile. Birçok devlette destek verirse BM genel kurulunda karar alınır. Böyle bir yasak konulabilir. Yasağı başka bir devlet ihlal ederse ne olur? Hiçbir şey olmaz. BM o devlete de ambargo uygular. Bu yasağı Türkiye delmiş ise Türkiye’ye bazı mali yaptırımlar uygulayabilir. İşte Dünya bankası kredi vermeyecek der veya bazı mallarının satışını engelliyorum diyebilir. Dolayısıyla davada ilk üzerinde durulması gereken husus egemenlik hakkına müdahale olmalı. Yani davanın içeriği değil bizatihi kendisi tartışılmalı. Bunu ben bir tiyatro olarak değerlendiriyorum.

DELİLLERİ NASIL TOPLAYACAKSINIZ?

Yargılama engeli ve zorluğu da vardır. Türkiye’de bir savcı soruşturma başlatsa tutuklama çıkartsa bu kişiyi Türk polisi yakalar mı? Yakalar. Zorla hakimin önüne getirir mi? Getirir. Her hangi bir şikayet olarak gösterildi. Gelmiyor mu mahkemeye ne yapar? Türk devleti zorla polisi ile bu kişiyi mahkemenin önüne getirir. Burada yargılanan kim Amerika’daki davada? Kimi zorla getireceksiniz? Nereden getireceksiniz? Savaş uçakları mı göndereceksiniz yani o sanıkları yargılamak için? Diyelim yetkiniz yok. Olmadığı halde böyle bir soruşturma başlattınız. Peki delilleri nasıl toplayacaksınız? Türkiye Amerika’nın 51. Eyaleti mi? Kime dinlettireceksiniz suç işleyen kişileri? Delillerin güvenilir olduğunu kim tespit edecek? Eğer siz birisinin sesini başından sonuna kadar kaydetseniz Türkiye’nin hiçbir mahkemesinde geçerliliği yoktur. Niçin? Mahkeme hakim karar verecek ancak karar uyarınca hangi tarihler arasında dinleme kararı verilmiş ise o tarihler arasındaki dinlemeler geçerlidir. Bu olaylar ne zaman olmuş 2011. Neredeymiş Amerika 2012 yılından beri! 5 yıl geçti üzerinden. Demek ki bu şu anlama geliyor; Biz aslında 17/25 Aralık’ta Türk hükümetini düşürmeyi planlamıştık. Bunda başarılı olamadık. Ondan sonra MİT tırlarıyla Uluslararası Ceza Mahkemesine intikal edip yargılamayı düşündük. Bunda da başarılı olamayınca Selam Tevhid operasyonu ile çevresini boşaltıp yargılamak istedik bunda da başarılı olamayınca, terör örgütlerine talimatlar verdirdik. Sıkıyönetim ilan edilip FETÖ’cülerin devleti teslim almalarını planladık. Bunda da başarılı olamayınca 15 Temmuz’da darbe teşebbüsü yapmak zorunda kaldık. 2016 yılına kadar onun için beklemek zorunda kaldık. Bizatihi bu davanın bu kadar beklemesinin önemli işaretlerinden biriside bundan önceki bütün operasyonların bu bahsettiğim operasyonların arkasında Amerika’nın olduğunu göstermesi.

MİSLİYLE KARŞILIK VERİLMELİ

Devletlerde karşılıklılık ilkesi esastır. Bir devlet ne yapıyorsa sizde aynısını yapabilirsiniz. Yıllardır Ermeni tasarısını tartışıyoruz değil mi Türkiye’de. Ermeni tasarısı dediğimiz olay nihayetinde bir iddia. Oysa Amerika’nın Türkiye’de gerçekleştirdiği kaç tane darbe var! 60 darbesi Amerika’nın, 80 darbesi Amerika’nın, 28 Şubat darbesi Amerika’nın, 15 Temmuz darbe teşebbüsü Amerika’nın. Amerika sadece Türkiye’ye mi yaptı bu darbe teşebbüslerini? Başka ülkelere de yaptı. Şili’ye de yaptı, Arjantin’e Yunanistan’a, İspanya’ya bu devletlerin hepsinin milletler arası sözleşme imzalayıp aynen Amerika’nın yaptığı gibi Amerika’da ikiz kulelere saldırı ile ilgili nasıl böyle bir yasa çıkarıp o terör eylemine katılanların ülkelerine yaptırım dava açma hakkı tanıdıysa darbeye maruz kalan devletlerde Panama, Meksika, Küba vs hepsi dahil özellikle Orta Amerika’da da sık sık darbelere maruz kalmış ülkeler var. Bunların hepsinin uluslararası bir sözleşme imzalayıp bu darbelerde maruz kaldıkları zararın tazmini için yasa çıkarmaları lazım. Bende böyle bir şey öneriyorum. Mademki Amerika bunu yapıyorsa diğer devletler neden seyrediyor. Evet, bizim savaş uçaklarımız yok. Amerika’ya savaş ilan edemeyiz kamu bankasının genel müdür yardımcısını yargıladığı için. Amerika’nın da Türkiye’ye verdiği çok daha büyük çok daha vahim zararlar var. Bir darbenin matematiksel karşılığı ortada. Kaç milyar dolar kaybettik biz 15 Temmuz’dan birkaç ay içerisinde. Bu darbe teşebbüsünün meydana getirdiği somut bir zarar. Yani hayali bir zarardan bahsetmiyoruz. Onun için Türkiye’de adım atmalı. Amerika’nın yaptığına misliyle karşılık vermeli. Çünkü bizim egemenlik hakkımıza açık bir saldırı söz konusu. Şahıslar hiç önemli değil. Hep şahıslar üzerinden tartışılıyor olay. Mesele şahıslar değil.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.