ÜÇ DİLEK HAKKIN VAR
Mutlu Yıllar. Her yıl, bıkıp usanmadan bu dileği tekrarlıyorsun.
Sen ne kadar dilersen dile, hayat bildiği gibi akmaya devam ediyor.
Dilek masalsı bir şey.
Hayat ise gerçek.
Sen de gerçeksin.
Senin kalbin var, gözlerin, ellerin var.
Sorun sadece, aklınla arana koyduğun mesafenin açılıyor olmasında.
Halbuki akıldan kopuk davranışın, tıp biliminde tanıya göre adları var.
Dünya bir açık hava tımarhanesi oldu derken, kendini oradaki hastalardan saymıyor olmanda bir tuhaflık yok mu?
Etrafın her şeyi ama her şeyi bilen insanlarla dolu ve fakat yine onların bilmeleri gerekenleri bilmiyor olmaları tuhaf değil mi?
Kendi hayatı baştan sona başarısızlık olan birinin yazdığı, ilişkilerde başarı dersleri veren kitapların çok satması sana nasıl tuhaf gelmez?
Neden sürüden ayrılıp kenardaki çiçeği koklamazsın?
“İçindeki gücü keşfet” emirleri duymaktan sıkılmadın mı, senin yaşadığın onca zorluğu nasıl başardığını sanıyorlar ki?
Ne yaşadığına özen göstersen yeterken, kendine özen göstermenin ne giydiğinle ilgisi olduğunu telkin etmeleri abuk değil mi?
Seni senden iyi tanıdığını iddia ederek, “tam sana göre” vaatleriyle sana hep bir şeyler dayatanlar hayatına hangi çatlaktan sızıyorlar?
İnsan, nesnelerle tamamlanmaz, ancak başka insanlarla, hayatla kurduğu ilişkiyle tamamlanır.
Kalabalıklarla olma hevesin, derin yalnızlığınla yüzleşme korkundan olabilir mi? Yüzleş o zaman. Perdeni aralamazsan ışık nasıl girsin?
Birinin yanında elbiseni çıkarabilirsin, o en kolayı, tüm mesele ruhunu soyunabiliyor musun?
Kendi kendinle konuşur gibi konuştuğun biri var mı yaşamında? Varsa zenginsin.
Unutma anlaşılmak, arzulanmaktan daha büyük bir gereksinim.
Ayıkla hayatını tüm zararlı otlardan ve zehirli sözcüklerden. Göğsünü rüzgâra aç ki, kanatların açılabilsin.
Sen yine dilek dile, dile ama “an”da, “an”ın hakkını ver. İşte odur yarınını doğuracak olan.
Konfor ve lüks tanımını değiştir, “keşke”siz yaşamak değil midir asıl olan?
Ben hep üç dilek dilerim, sen de öyle yap; ilki hep sevdiklerime sağlık olsun, ikincisi hayatın değerini bil, senin de değerin bilinsin ve üç yolun hep açık olsun.
Yıl değil, yoldur asıl olan.
Haydi sen de üç dilek dile ama ayakları yere bassın.