UCM kararına tam destek! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu için çember daraldı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplanan Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı 2,5 saat sürdü. Toplantının gündeminde ekonomideki gelişmeler ve İsrail saldırıları vardı. UCM kararı hakkında da açıklama yapan Erdoğan "Netanyahu için çember daraldı" dedi.
Son toplantısını 10 Kasım’da Çankaya Köşkü’nde yapan Kabine, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Beştepe’de toplandı. Asgari ücret, memur ve emekli maaşlarının da görüşüldüğü toplantı sonrası Erdoğan açıklamalarda bulunuyor.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları; Öğretmenlerimizin dün kutladıkları 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü bir kez daha tebrik ediyorum. 23 Kasım'da gerçekleştirdiğimiz programla hem ulli bir vazifeyi yerine getiren sevgili öğretmenlerimizle bir araya geldik, hem de 20 bin yeni öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Vatanımızın her bir köşesinde birer eğitim neferi olarak aşkla görev yapacaklarına inandığım yeni öğretmenlerimizi tekrar vazifelerinde tebrik ediyorum. Eğitimi son 22 yıldır önceliklerinin ilk sırasına yerleştirmiş bir iktidarız. Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık.
'TÜRKİYE YÜZYILI MARİF MODELİ, TÜRKİYE YÜZYILININ İNŞASINI KOLAYLAŞTIRACAKTIR'
Şurası da bir gerçektir ki, eğitim öğretimde değişime ve yeniliğe direnmek, bizatihi hayatın kendisine direnmek manasına gelir. Ülkemizde maalesef kendini halen 1940'ların şartlarında gören eğitime bir gelişim ve tekamül aracı olarak değil, bir ideolojik formatlama aracı olarak bakan bir kesim bulunuyor. Kökü mazide ati tasavvurumuza uygun bir şekilde hayata geçirdiğimiz Türkiye Yüzyılı Marif modelimizin uygulanmasında bu çevrelerin temelsiz eleştirilerine, engellemelerine ve sabotajlarına maruz kalıyoruz. Öğretmenlerimizle buluşmamızda da ifade ettim. Milletçe hepimizin geleceğini ilgilendiren eğitim öğretim meselesini günlük siyasi tartışmaların ve ideolojik takıntıların objesi haline getirmek yanlıştır. Tüm paydaşların katkısı alınarak hazırlanmış, bilimsel, kuşatıcı, modern, milli ve manevi değerleri önceleyen insanı merkeze alan yeni modelimiz Türkiye Yüzyılının inşasını kolaylaştıracaktır. İstikbalimizin teminatı olarak gördüğümüz 20 milyon öğrencimizin en iyi şekilde yetişmesi, en iyi eğitim öğretimi alması, imkanlardan en iyi şekilde ve eşit olarak istifade etmesi için üzerimize düşeni yapacağız.
Yine önümüzdeki dönemde Türkiye'nin ekonomik şartları iyileştikçe bunun öğretmenlerimize de etki etmesi için her türlü adımı atacağız. Bir kez daha tüm öğretmenlerimize emekleri, fedakarlıkları, sabırları için ülkem ve milletim adına teşekkür ediyor. Şehit öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, emekli öğretmenlerimize sağlıklı, hayırlı ömürler diliyorum.
'ŞİDDETİN OLMADIĞI BİR TÜRKİYE VE DÜNYA İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ'
81 vilayetimizde, sınırlarımızın içinde ve dışında, Türkiye Marif Vakfı'nın Asya'dan Afrika'ya yayılan okullarında eğitim meşalesini gururla taşıyan tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü tebrik ediyorum. Bu vesileyle, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'nde şiddetin olmadığı bir Türkiye ve dünya için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizi özellikle vurgulamak istiyorum. Kim ne derse desin, Türkiye, bizim hükümetlerimiz döneminde kadına şiddet başlı olmak üzere şiddetin her çeşidiyle mücadelede tarihi nitelikte kazanımlar elde etmiş, ülkemiz çok ileri bir noktaya gelmiştir. Kadına yönelik yanlış algıların kırılmasından iş, eğitim ve siyaset alanındaki bariyerlerin kaldırılmasına kadar nice başlıkta sorunları çözdük, eksikleri giderdik, meselelerimizin üzerine gitme cesareti gösterdik. Kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık. Son 22 yılda bu konuda çok köklü, çok kapsamlı reformları devreye aldık. Elbette tüm sorunları çözdük iddiasında değiliz ama geriye doğru baktığımızda aşılmaz görülen duvarların yıkıldığı, nice yanlışın, nice hatalı uygulamanın düzeltildiği tartışmasız bir gerçektir.
'İSLAM DÜNYASININ İSRAİL HÜKÜMETİNE KARŞI TEK YÜREK, TEK BİLEK OLMASI İÇİN YOĞUN GAYRET GÖSTERİYORUZ'
Dünün gözümüzde büyüyen sorunları bugün artık tarihe karıştı. İnşallah bugünün sorunları da yarın önümüze çıkmayacak. Kadınlarla dayanışma içinde fiziki ve psikolojik şiddete karşı mücadelemizi devam ettireceğiz. Değerli basın mensupları, dış politikada oldukça yoğun ve karmaşık bir gündemle karşı karşıyayız. İsrail'in Gazze'ye 7 Ekim 2023'te başlattığı saldırılar Lübnan'ı, Suriye'yi ve diğer bölge ülkelerini de içine alacak şekilde genişliyor. Birileri ısrarla görmezden gelse de Türkiye'nin hemen yeni başında son derece kanlı, son derece tehlikeli bir savaş tam 14 aydır devam ediyor. Türkiye olarak İsrail hükümetinin saldırgan politikasına ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz. Katıldığımız her uluslararası toplantıda Gazze'de yaşanan vahşete dikkat çekiyoruz. Gazze'ye gönderilen insani yardımlar noktasında da 86 bin tona ulaşan yardım miktarı ile ilk sırada yer alıyoruz. İsrail ile ticareti tamamen keserek yaklaşık 9,5 milyar dolarlık bir ticaret hacminden sarfına zarf ettik. Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma başvurumuzu geçtiğimiz aylarda yaptık. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası örgütlerde İsrail'i çatışmaları durdurmaya zorlayacak tedbirler alınması için uğraşıyoruz. İslam dünyasının İsrail hükümetine karşı tek yürek, tek bilek olması için yoğun gayret gösteriyoruz.
'TÜRKİYE, FİLİSTİN, GAZZE VE LÜBNAN İÇİN GÖRÜNENDEN, KONUŞULANDAN, BASINA YANSIYANDAN ÇOK DAHA FAZLASINI YAPMAKTADIR'
Şunun bilinmesini isterim. Biz, insanlığımızın sınandığı bu imtihan günlerinde Filistin halkına ve Gazzeli mazlumlara kardeşlik görevimizi yerine getirmenin gayretindeyiz. Türkiye'nin, Filistin halkının haklı mücadelesine verdiği güçlü desteğin en yakın şahidi bizzat Filistinli-Gazzeli kardeşlerimizdir. Böyle insani bir meseleden siyasi rant devşirmeye çalışan siyaset tüccarlarını bugüne kadar muhatap almadık, bundan sonra da almayız. Çoğu çocuk ve kadın, elli bin masumun kanı üzerinden oy hesabı güdenleri önce Allah'a, sonra da aziz milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Şahsımıza, partimize ve iktidarımıza işbirlikçi iftirası atanlar önce gitsinler, Filistin direnişine terör yaftası vuranlarla kurdukları işbirliğini sorgulasınlar. 14-28 Mayıs seçim sürecinde Suriyeli mazlumlara yönelik ırkçı söylemlere sessiz kalmalarının hesabını versinler. Kimse kusura bakmasın, bizim Filistin davasına sağladığımız desteğin zekatı bile bunların tamamının yaptıklarından katbekat fazladır. Şunu çok net belirtmek durumundayım. Türkiye, Filistin, Gazze ve Lübnan için görünenden, konuşulandan, basına yansıyandan çok daha fazlasını yapmaktadır. Soykırım duruncaya, Gazze ve Filistin tamamen özgürleşinceye kadar tüm gücümüzle, tüm imkanlarımızla kardeşlerimizin yanında olacağız. Suudi Arabistan'ın ev sahipliğinde, Riyad'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi ikinci olağanüstü ortak zirvesindeki konuşmamızda bu dik ve dirayetli duruşumuzu yine çok güçlü biçimde ortaya koyduk.
'FİLİSTİN MESELESİ KONUSUNDA TÜRKİYE'Yİ HAKSIZCA ELEŞTİRMEK BİR HASSASİYETİN DEĞİL KÖTÜ NİYETİN GÖSTERGESİDİR'
Riyad toplantısında Gazze'deki katliamın durdurulması için ülkemizin attığı adımlardan ve insani yardım çabalarından sayişle bahsedildi. Dünya liderleri iklim eylemi zirvesine katılmak üzere gittiğimiz Bakü'de de iklim krizi yanında Gazze'deki İsrail barbarlığını gündeme getirdik. Burada ayrıca Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele ve bu mücadelede attığı adımları anlattık. Eşim, Emine Erdoğan'ın gelişimleriyle başlatılan ve kısa sürede küresel bir projeye dönüşen Sıfır Atık Hareketi'nin önemini ifade etti. Her iki zirvede pek çok devlet ve hükümet başkanıyla görüşmeler yaptık ve bunların tamamında Gazze ve Lübnan'daki katliamlara dikkat çektik. 14 Kasım'da ülkemize resmi ziyarette bulunan Katar emiri Şeyh Temim'le olan görüşmemizin ana konusu ticari ve ekonomik ilişkilerimizin yanı sıra Gazze'li ve Lübnan'lı kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntılardır. Aynı şekilde 18-19 Kasım tarihleri arasında Brezilya'nın Rio şehrinde düzenlenen G20 liderler zirvesinde de Gazze soykırımıyla birlikte İsrail'in işgal ve istila politikasının ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için oluşturduğu tehdidi tüm boyutlarıyla muhataplarımıza izah ettik. Aziz milletim tüm bunlar apaçık ortadayken Filistin meselesi konusunda Türkiye'yi haksızca eleştirmek bir hassasiyetin değil kötü niyetin göstergesidir. Şehit edilen her Filistinli kardeşimizin acısı herkes gibi bizim de yüreğimizi dağılıyor. Sıkıştırıldıkları 360 kilometrelik dar bir alanda bombaların altında hayatta kalma mücadelesi veren kardeşlerimizin dramları herkes gibi bizi de hüzünlendiriyor. İnsan haklarında mangalda kül bırakmayanların katliamlarını sürdürmesi için İsrail'e verdiği koşulsuz destek herkes gibi bizi de öfkelendiriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde uluslararası medya kuruluşlarına kadar elimizi attığımız her yerde şahit olduğumuz iki yüzlülük herkes gibi bizim de umutlarımızı kırıyor. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen yılmadan siyonist lobinin baskılarına teslim olmadan kimseden çekinmeden korkmadan Filistin halkına ve gazzeli kardeşlerimize destek oluyoruz olmaya da devam edeceğiz.