Ülkemizi FETÖ'den Konyalı evliyalar mı kurtardı?
Konya'da bir ilahiyat profesörü geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz'da ülkemizi Konyalı evliyaların kurtardığını açıklamıştı. Salih Tuna da o açıklamayı bugünkü köşesine taşıdı.
Konya’da bir profesör "15 Temmuz saldırısından ülkemizi Konyalı evliyalar kurtardı’’ şeklinde bir iddia ortaya attı. Bu iddiayı köşesine taşıyan Sabah yazarı Salih Tuna, o profesöre bazı sorular sordu.
İşte Salih Tuna'nın o yazısı:
Konya'da bir ilahiyat profesörü şöyle diyor: "15 Temmuz saldırısından ülkemizi Konyalı evliyalar kurtardı..."
Şimdi sadece niçin Konyalı evliyalar, diye düşünüyorsunuz.
Yani diğer illerin evliyalarıyla bir işbirliği yapılamaz mıydı?Demek ki Konyalı evliyalar çok kibirli adamlar; diğer illerin evliyalarının yardımına ihtiyaç duymuyorlar.
Ya da diğer illerin evliyaları çok yeteneksiz adamlar, bu tür işlere karışmıyorlar. Ya da onların başka görevleri var o anda orada bulunuyorlar. İla ahir.Fakat benim bir Müslüman olarak asıl üzerinde durulmasını zaruri gördüğüm şey bütün bunlar değil.
Konyalı evliyalarla da öyle çok ciddi bir sorunum falan da yok. Onların kim olduklarını da bilmiyorum.
Soru şu: Eğer Konyalı evliyalar bu tür saldırıları önlüyorlarsa, 15 Temmuz'da 250 kişi niçin öldü?
Bu Konyalı evliyaların bu 250 kişinin iradesine ve eylemine niçin zerre kadar saygısı yok?***
Bu ironi dolu ifadeleri Atasoy (Müftüoğlu) Abinin bir konuşmasından iktibas ettim.
Sanmayın ki söz konusu ilahiyat profesörü münferit.
Hayır, bu bir zihniyet.Öyle bir zihniyet ki, Erdoğan'ın "ölümüne... ölümüne..." diyerek direnişe liderlik yapmasına da çıplak ellerle tankları durduran bu kahraman millete de gerek yoktu...
Bu durumda, Gül'ü endişelere gark eden o KHK'ye de son derece lüzumsuz oluyor.
Zira herhangi bir işgal girişimi veya darbe kalkışması durumunda sokaklara çıkıp direnmek gerekmediği için direnişçileri güvence altına almak da gerekmiyor.
Konyalı evliyalar ikna olup duruma vaziyet ettiler mi kurtuluşa erdik demektir.
Yanlış anlaşılmasın, mesele Konyalı evliyalar değil, zihniyet bu olduktan sonra şehir çok. (Başkaları da çıkar Karslı, Erzurumlu, Trabzonlu, Bursalı evliyaları mevzubahis eder.)
Lafın burasında minik bir parantez açmanın tam vaktidir:
Tasavvufu, Allah dostlarına bağlılığı ve hürmeti hakkıyla öğreten üstadımız Necip Fazıl'ın Büyük Doğu çeşmesinden hakkıyla bir damla nasibi olan hiç kimse böylesi zihniyete duçar olmadı. Bu zihniyetin ruh ikizi mesabesindeki Fetullahçılığa da hiçbir dönemde zerre prim vermedi. Zaten FETÖ de bunun için Mirzabeyoğlu'na onca zulmü reva gördü.***
15 Temmuz hakkında Konyalı Evliyalar efsanesi üretmeye elverişli "din" anlayışını adamakıllı sorgulamadan kurtuluşa eremeyiz.
Şu hale bakın...
Halil Kantarcı, Mustafa Cambaz, Ömer Halisdemir, 16 yaşındaki Tayyip Olçok'la birlikte 250 insanımız şehit oldu ama bizi kurtaran oturduğu yerden Konyalı evliyalar!
Hiç kuşkunuz olmasın...
Bu zihniyeti oluşturan referans kaynaklarıyla, FETÖ'ye sosyolojik malzeme tedarik etmek için kullanılan referans kaynakları üç aşağı beş yukarı aynıdır.
Fetullah bugün bile örgütünü bu referans kaynakları üzerinden konsolide ediyor.
Zaten...
Mahut Konyalı evliyalar "menkıbesini" üreten zihniyet dünyasıyla, "Peygamberimiz, tweetleri ikiye katlayın, dedi" şeklinde üretimler yapan zihniyet dünyasının referans kaynakları birbirinden farklı olabilir mi?