Ülkemizin Son Dönemde Karşılaştığı En Büyük Zorluk: 6 Şubat Depremi

Yarın 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen büyük depremin ikinci yıl dönümü. Yazıma başlamadan önce asrın felaketi olan 6 Şubat depreminde kaybettiğimiz tüm canlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.  Bu felakette ailesini, yakınlarını ve sevdiklerini kaybeden tüm vatandaşlarımıza başsağlığı diliyorum. Ülkemiz ve dolayısıyla eğitim sistemimiz son dönemde çok önemli zorluklar ile karşılaştı. En zor iki meydan okuma Covid-19 salgını ve 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan yüzyılın en büyük deprem felaketiydi. Devletimizin gücü ve milletimizin dirayetiyle ülkemiz, her iki zorluğa karşı çok hızlı aksiyon alarak sorunların çözümü için başarılı adımlar attı. Özellikle 6 Şubat depremi sonrası bölgenin hızla toparlanması ve yeniden ihyası ile ilgili çalışmalar ilk andan günümüze kadar kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Bu kapsamda bu yazıda 6 Şubat depremi sonrası Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olarak attığımız adımları kısaca aktarmaya çalışacağım.

Depremden bir gün önce Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olarak, 6 Şubat’ta eğitim ve öğretim yılının ikinci döneminin başlayacak olması nedeniyle son hazırlıklarımızı kontrol etmekte ve çocuklarımızla yeniden okullarımızda buluşacak olmanın heyecanı içindeydik. Ancak o günün gecesinde ülke olarak büyük bir hüzün ile uyandık. MEB, depremin yaşandığı ilk andan itibaren hemen harekete geçti ve sahip olduğu insan kaynağını ve tüm imkânlarını depremin etkilerini azaltmak için kullandı. Yurdun dört bir yanında görev yapan öğretmenlerimiz hiçbir talimat beklemeden gönüllü olarak deprem bölgesine akın etti. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarında, İçişleri Bakanlığımızın destekleriyle kurulan ve bu kapsamda sürekli eğitime tabi tutulan MEB'e bağlı Arama Kurtarma Birimi'nden (MEB-AKUB) 4 bin 526 MEB personeli görev aldı. Ayrıca, çadır kurma, yardım malzemelerinin taşınması ve kurulması ile yiyecek dağıtımında da çok büyük destek sağladı.  

MEB’in son dönemlerde gerçekleştirmiş olduğu deprem tahkikleri sonrasında yapmış olduğu güçlendirme ve yık-yap faaliyetleri hem çok az eğitim kurumunun depremden zarar görmesini sağladı hem de eğitim kurumlarımızın depremzede vatandaşlarımız ile yardım faaliyetlerinin koordinasyonuna ev sahipliği yapabilme potansiyelini artırdı. Böylece okullarımız, yurtlarımız, öğretmenevlerimiz, uygulama otellerimiz ve bölge yatılı okullarımız depremzede vatandaşlarımızın hizmetine açıldı. Bu kurumlarda yaklaşık 450 bin vatandaşımıza barınma imkânı sağlandı.

Depremin hemen ardından MEB, son yıllarda dönüştürdüğü mesleki eğitim kurumlarında ekmek, sıcak yemek ve paketli gıda üretimine başladı ve bu ürünler depremden etkilenen illere gönderildi. Ayrıca, depremden etkilenen bölgelerde 97 mobil mutfak ve 7 mobil fırın kuruldu. Depremden birkaç gün sonra, MEB kurumları günlük 1,9 milyonun üzerinde sıcak yemek, yaklaşık 1,8 milyon ekmek ve neredeyse 200 bin gıda paketi hazırlayabilme kapasitesine ulaştı. Depremin ardından geçen yaklaşık 25 günün sonunda, MEB kurumları 32,2 milyondan fazla ekmek, 22,4 milyondan fazla sıcak yemek ve 2,7 milyondan fazla paketli gıda üreterek depremzede vatandaşlarımıza ulaştırmıştı. Anadolu’nun eğitim ordusu canla başla deprem bölgesi için varını yoğunu ortaya koyarak destansı bir mücadele verdi.

Mesleki eğitim kurumları ve olgunlaşma enstitülerimiz Covid-19 salgın günlerinde olduğu gibi “kara gün dostu” olarak desteklerinin kapasite ve çeşitliliğini sürekli artırdı. Depremden sonraki ilk hafta içinde yaklaşık 30 bin soba, 115 bin battaniye, 83 bin uyku tulumu üretilip deprem bölgesine ulaştırıldı. Bilim ve Sanat Merkezlerimizde (BİLSEM) öğrenci ve öğretmenler tarafından üretilen 1.700'den fazla taşınabilir ısıtıcı depremzedeler ile buluşturuldu.

Çocuklarımızın yaşadığı acıları hafifletebilmek ve onlara destek olabilmek için depremin ilk gününden itibaren MEB, bölgede "eğitim, destek ve oyun çadırları" kurmaya başladı. Yaklaşık 20 bin öğretmenimiz ve 4 bin psikolojik danışmanımız, depremden etkilenen illerde eğitim vermek ve çocuklarımıza destek olabilmek için gönüllü oldular. Bu çadırlar, öğrencilere psikososyal destek sağladı ve temel becerilerini destekleyerek "okul rutini"ni yeniden kurmayı hedefledi. Depremlerden sonraki üçüncü hafta itibarıyla sadece psiko-sosyal destek amacıyla yaklaşık 500 "psikososyal destek çadırı"nın kurulumu tamamlandı, bu çadırlarda MEB'e bağlı kurumlarda görev yapan psikologlar ve rehber öğretmenler gönüllü olarak görev aldı. Öğrenciler ve aileleri, özellikle bir felaket sonrasında ortaya çıkabilecek sorunlara karşı desteklendi.

Depremden etkilenen illerde oluşturulan geçici yaşam alanlarında, çadır ve konteynır bölgelerinde kısacası çocuğun olduğu her yerde MEB eğitim çadırları, mobil eğitim araçları, konteynır sınıfları ile var oldu. Okul öncesi eğitimden liseye kadar farklı kademelerdeki çocuklarımız için oluşturulan eğitim alanları ile çocuklarımız o zorlu süreçte yalnız bırakılmadı.  Deprem yılı liselere ve yükseköğretim kurumlarına giriş sınavlarına hazırlanan öğrenciler için ayrı eğitim programları ve eğitim alanları oluşturularak bu öğrencilerimizin desteklenmesi sağlandı. Hastanelerde tedavi altında olan çocuklarımız da unutulmadı, hem deprem bölgesinde hem de deprem bölgesi dışında tedavisi devam eden çocuklarımız için “hastane sınıfları” kuruldu.

Yaşanan deprem felaketi sonrasında eğitimlerine diğer illerde veya ilçelerde devam etmek isteyen tüm öğrencilerimiz için çok önemli kolaylıklar sağlandı. Yapılan düzenlemeler ile eğitim kurumlarımızda depremden etkilenen öğrencilerimiz için özel kontenjanlar oluşturuldu. Ayrıca özel okulların yüzde üç olan ücretsiz öğrenci okutma yükümlülüğü depremzede öğrencilerin kullanımı amacıyla yüzde ona yükseltildi. Depremden etkilenen öğrencilerimizin ders kitabı ve ek kaynak ihtiyacı da deprem sonrasındaki süreçte hızla karşılandı. 13 milyonu aşkın ders kitabı ve ek kaynak dağıtımı hızlıca gerçekleştirildi. Öğrencilerin eksiklikleri giderilirken, eğitim çadırlarının ve prefabrik okulların altyapıları güçlendirildi. Öğrencilerin, öğretmenleriyle yüz yüze temaslarını sürdürürken uzaktan eğitim olanaklarından yararlanabilmeleri için her bir konteynere televizyon kuruldu. Öğrenciler, televizyonlar aracılığıyla Eğitim Bilişim Ağı (EBA) içeriklerine erişebildi.

11 ilde büyük bir yıkıma ve can kaybına sebep olan ancak 81 ilde yürekten hissedilen deprem felaketi sonrasında hem ülkemizin hem de deprem bölgesinin normalleşmesinin sağlanması için eğitim faaliyetlerinin tekrar başlatılması gerekliydi. 2023 yılı 20 Şubat tarihinde ikinci dönem, yaklaşık 15 milyon öğrencinin bulunduğu 71 ilde başlatıldı. Gerçekleştirdiğimiz ön hasar değerlendirme çalışmaları ile depremlerden etkilenen illeri, hem eğitim kurumlarına hem de ilin genel durumuna göre üç gruba ayırdık. Depremin en çok etkilediği Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya'da eğitim başlangıç tarihi 27 Mart'a, Adana, Osmaniye ve Gaziantep'te 13 Mart'a, en az etkilenen Diyarbakır, Şanlıurfa ve Kilis'te ise 1 Mart'a ertelendi. Bu ertelemelerde okulların ihtiyaçları ve illerdeki genel koşullar göz önünde bulunduruldu ve eğitime geçiş için mümkün olan en kısa süre belirlendi. Bu yaklaşım sayesinde, 1 Mart'ta Diyarbakır, Şanlıurfa ve Kilis'te eğitim hizmetleri başarıyla başlatıldı. Okullarda yüz yüze eğitimin en kısa sürede başlatılması için okul düzeyinde tüm ihtiyaçlar karşılandı.

Özetle, 6 Şubat 2023 tarihi, milletimizin hafızasında en acı takvim yapraklarından birisi olarak yerini aldı. Tarihte eşi benzeri görülmemiş bu felakette, devletimiz ve milletimiz omuz omuza vererek yine eşi benzeri görülmemiş bir birlik ve beraberlik destanı ile mücadele etti. Edirne’nin kalbi Hatay’da attı, Çanakkale’nin ekmeği Kahramanmaraş’ta bölüşüldü, Trabzon’un battaniyesi Adıyaman’ı ısıttı, Ordu’da pişen aş Malatya’da sofraya konuldu. Millet olarak dünden bugüne yaşadığımız bütün zorluklarda olduğu gibi bu büyük felakete de milli birlik ve beraberlik anlayışımız ile dayandık ki başka türlüsü mümkün değildi. Ortaya konulan birlik ve beraberlik destanının en ön safında ülkemizin eğitim ordusu yer aldı. “Bu ülkedeki her çocuk benim öğrencimdir” diyerek yola çıkan gönüllü öğretmenlerimiz deprem bölgesinde bir bayrak gibi dalgalandı. Bir kez daha kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. Bu büyük felaketin hemen ardından ortaya konulan büyük dayanışmada emeği ile katkı veren herkese şükranlarımı sunuyorum.

Yorumlar
Yorum yapmak için tıklayınız
Diğer Yazıları