İZZET ÇAPA
ANLATMAYI BECEREMEM, BİLİRSİN. OLSUN, SEN BU TOPRAKLARIN YÜREKLERİ EN DERİNDEN SEZEN’İSİN…
‘Küçüğüm daha çok küçüğüm. Bu yüzden’ diye başlasam…
‘Seni kimler aldı, kimler öpüyor seni’ desem sonra…
Tam o anda ‘Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer; her gece. Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna’ gelecek biliyorum aklıma…
Sevdanın başında, ortasında, sonunda, sevgilinin varlığında, yokluğunda yüreğe dokunan bir Sezen şarkısı vardır mutlaka hepimizin hayatında...
En coşkulu anların seyrinde, en mutlu zamanların keyfinde, en hüzünlü vedaların deminde; gölgesinde dinlendiğim, nefeslendiğim bir şarkısı vardır…
Yüreğimi elime alıp, en acılı sevdaları ardımda bırakıp çıktığım içsel yolculuklarda; ‘Yürüyorum düş bahçelerinde, gördüm düşümden büyük bahçe yok’ diyerek refakat etti o bana…
Tek başıma kaldığımda, kalabalıklardan bunaldığımda, kendime kapandığımda, sineme akan, kalbimi yakan, içime çağlayan sesiyle ‘Yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte, acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette’ deyişi cesaret verdi hayatın tüm kötücüllüğünün inadına…
‘Bekliyorum, hadi gelin üstüme korkmuyorum’ diye bağırdım karanlığa…
İçimi ağarttı, ruhumu aydınlattı, başıma toplanmış ne kadar karabasan varsa tuttu sesiyle yakalarından, hepsini dağıttı…
Bu ülkenin son kırk yılında aşka dair yazılmış en güzel şarkılarda, biliyorum hepimizin hayatında bir yerlerde mutlaka sesiyle – nefesiyle – yüreğiyle Sezen vardı…
Belki de yazdığım en zor yazı bu…
Bugün onun doğum günü…
Çelimsiz kelimelerimle kutlamaya, o belki bin kez dokundu benim kalbime ve fakat bu defa da ben onun gönlüne dokunmaya çalışacağım…
Biliyorum yetmeyecek beceriksiz cümlelerim halet-i ruhiyemi anlatmaya; başaramayacağım…
Bu büyük halk ozanıyla aynı çağı, aynı toprakları paylaşmaktan, onu tanımış olmaktan duyduğum mutluluğu anlatacak sözleri bulabilsem – bilebilsem – yazabilsem keşke…
Keşke yüreğimdeki Sezen’i anlatabilsem size…
…
(İki yıl önce yazmıştım bunları doğum gününde. Sevgim eskisinden büyük ve fakat kelimelerim hala yetmiyor hislerimi ifade etmeye. Ama sen benim içimi bilirsin. Çünkü sen bu toprakların, yürekleri en derinden Sezen’isin…)