Ünlü oyuncu Eylem Yıldız'dan dizi sektörüne yaylım ateşi!

Sayım Çınar, Eylem Yıldız ile konuştu, konumuz oyunlar, tiyatro dünyası, televizyon ve popüler kültür! Ve perde!

Röportaj: Sayım Çınar / [email protected]

- Coriolanus metnini okurken neler hissettin?

Bir Shakespeare oyununu okumak her zaman insanın en temel güdüleriyle yüzyüze getirir. Bu oyunun merkezinde olan kibir gibi mesela insan zaaflarıyla çokça ilgilenir ve bunu bize şahane bir dil üstatlığı ile sunar. Ben ilk defa bir Shakespeare oyununda oynadım. Şanslıyım ki o dili çok iyi bilen bir yönetmenle çalıştım. Malcolm Keith Kay. Oyunculuğa ve Shakespeare dair cebimde bir çok deneyimle çıktım prova sürecinden.

“CORİOLANUS KADAR OLMASA DA HAYATLARIMIZDA ÇOKÇA YÜKSEK KİBİRLİ İNSANLARLA KARŞILAŞIYORUZ.”

- Coriolanus denilince aklına kimler geliyor?

Dediğim gibi Shakespeare ve bütün büyük yazarlar insan zaaflarıyla çokça ilgilenir. Bunun kaynağı kutsal kitaplardır aslında. Sanat eserlerinin, filmlerin çokça konusu olmuştur bu zaaflar. Daha bilinir ismiyle söyleyeyim. Günahlar. "Seven" filmi gibi ya da Brecht’in "Anna’nın Yedi Ölümcül Günahı" gibi… Benim oynadığım oyunda da Coriolanus oldukça kibirli bir general. Roma’yı, kendi vatanını uğruna yakacak kadar üstelik güçlü bir kibre sahip. Ben Coriolanus karısını oynuyorum. Oyunda bir üst göz olarak varım ayrıca. Hikaye benim gözümle sunuluyor seyirciye. Bunu oynamanın keyfi de bir başka ayrıca. Bir bakıma seyirciyi uyarıyor ya da yön veriyorsun. Coriolanus kadar olmasa da hayatlarımızda çokça yüksek kibirli insanlarla karşılaşıyoruz. Ayrıca hepimizde her duygudan miktar miktar var. Kibir bana daha çok kırılganlığı çağrıştırır. İçlerinde barış imzalayamadıkları dertleri olduğunu düşünürüm hep. Ve çocuksu bir duygudur. Shakespeare bu oyuna güçlü bir anne karakteri koymuş, o da kibri ebeveyn-çocuk ilişkisi üzerinden anlatmış aslında…

ego54h

- Oynarken kendini nasıl hissediyorsun?

Oynamak insan için çok kıymetli bir eylem. Belki toplum olarak ilişki konusunda zayıf olmamazın nedenleri başında çocuk yaşlarda oyun konusunda fazla bilinçli ebeveynlere sahip olmamız gelir. Şimdi ki anneler babalar çok farklı tabi. Arkadaşlardan duyuyorum artık çocukların ‘oyun ablaları’ falan var… Oynarken kendimi öncelikle çok şanslı hissediyorum. Zaman zaman oyuncu olmak için yanlış ülkede olduğumu düşünsem de mesleğimi çok seviyorum. Yeniden dünyaya gelsem tekrar oyuncu olmak isterdim. Çünkü herkese sahnede bütün bizi mutsuz eden dogmalar, inançlar, baskıların dışına çıkıp, başka bir zaman dilimine sınırların olmadığı özgür bir alana geçiyorum. Meditasyon gibi, tedavi gibi. Ve bu oyuna 300 kişi ortak oluyor her gece. Hep beraber hayatının kalıplarının dışına çıkıyoruz. İnsanlar salondan çıkıp evlerine dönerlerken belki bazı şeyleri hayatlarına geri almıyorlar. Bazı zehirli duyguları…

“TELEVİZYON DÜNYASI BİRAZ SAKİNLEŞENE KADAR UZAK DURMAK EN İYİSİ.”

- Dizilere nasıl çalışıyorsun? Rol arkadaşlarını nasıl buluyorsun?

En son Muhteşem Yüzyıl’da çalıştım. Oynadım demiyorum çünkü orada kendimi oyunculuk yapmış gibi hissedemedim. Son zamanlarda çok fazla duyduğum bir cümle var oyunculardan. Tiyatroyu kendilerinin temizlendiği bir yer olarak tanımlıyorlar. Ne yazık ki doğru. Türkiye’deki televizyon dünyası ciddi bir insan öğütme makinesine dönüştü. Bir kere dizilerin çalışma saatlerinden dolayı, tiyatro yapan birinin dizide rol alması imkansız hale geldi. Bir tercih yapmak zorundasın. Ben dizi dünyasında kendimi iyi hissetmemeye başladım son yıllarda. Oraya katabildiğim bir şey yok. Sadece genç ve güzel insanlar üzerinden, temcit pilavı gibi aynı hikayelerin dönüp dolaştığı bir durum var televizyonda. Şimdi nereden baksan yirmi yıldır bu işi yapıyorum ben. Bunun 12 yılı Erzurum’da, mecburi hizmette, çok zorlu koşullarda geçti. Geldin, gördün Sayım. Bazı şeyler ağrıma gidiyor artık. Televizyon dünyası biraz sakinleşene kadar uzak durmak en iyisi. Kendimi korumak zorundayım. Çünkü daha çok uzun bir yolum var.

45ijyy64

- Türkiye’de kadın showman neden yok?

Bunu daha önce de konuştuğumuzu hatırlıyorum Sayım. Ülkemizde kadının durumundan zaten bahsetmeye gerek yok sanırım. Mücadelemiz baki. Kadın komedyen diyorsun. Kadının zekisi, akıllısı zaten çok kabul gören bir durum değil ki, bir de esprisine gülsün adam. Showmanlik neticede ‘fütürsuz’ olmayı da gerektirir, cüretkar da… Kadınla bağdaştırılamayan kavramlar.

- Türk sinemasında kendini nereye oturtuyorsun?

Birkaç tane çok kıymet verdiğim filmim var. Hatta Eğreti Gelin’le Umut Vaat Eden Oyuncu ödülü almıştım Adana’da… Ama kendime bir sinema oyuncusu diyemiyorum. Fonksiyonumun en güçlü olduğu yer tiyatro. Ama deli gibi takip ettiğim ve içinde olmak için heyecan duyduğum bir alan. Keşke daha fazla filmim olsa. Çok ama çok başarılı yönetmenlerimiz var. Ama onlar da garip şekilde yine televizyonun şöhretini arkalarına almayı tercih ediyorlar. Oyuncu konusunda çok cesur seçimler göremiyorsun. Herkes denenmiş ve görece olarak başarılı olmuşun peşinden gidiyor. Aslında galiba ülkece kendimize olan özgüvenimizi yükseltmemiz lazım…

g56

“KENDİNİ ELEŞTİRMEK KONUSUNDA GERÇEKTEN EN BÜYÜK ÖDÜLE LAYIK OLABİLİRİM.”

- Kendini eleştiriyor musun?

Ben kendini eleştirmek konusunda gerçekten en büyük ödüle layık olabilirim. Kendimle uğraşmayı hiç bırakmadım. Bunun sonuçlarından biri, bu sene tekrar üniversiteye başladım. Tiyatro reji masterı yapıyorum şuan. Çünkü mesleki olarak ciddi kopuşlar yaşıyordum ve kendimi eski hissetmeye başlamıştım. Tekrar öğrenci olmak her şeyden önce çok fazla okuma yapmak ve günceli takip etmek anlamına geliyor. Ben de gerçekten çok doğru bir karar verdiğimi anladım okula girince. Biraz zorlanmıyor değilim, yüksek lisans öğrencisi olmamın da başlı başına sıkıntıları var ama mutluyum. Erken mesleğe atılmaktan dolayı bazı eksiklerim vardı. Onları tamamlıyorum şimdi…

grthkryj

- Devlet Tiyatroları’nda yabancı yazar oyunları oynanmayacak, bu durumu nasıl değerlendiriyorsun?

Bunu sorduğuna çok sevindim Sayım… Çünkü gerçekten kurum tiyatrolarına karşı acımasız bir saldırı var ve bu beni, benim gibi yıllarını kuruma vermiş insanları çok üzüyor. Benim Devlet Tiyatro’larından 15. yılım. Bir dönem Sanatçı Temsilciliği de yaptım ayrıca. Şu yüzden bu ayrıntıyı veriyorum ki Devlet Tiyatrosu Koordinasyon toplantılarına da katıldığım yıllar oldu.

Devlet Tiyatrosu belki son on yıldır, tam yılını bilemeyeceğim sezon açılış oyunlarını yerli yazarların oyunlarıyla yapmaya çalışır. Bu Ekim ayındaki açılış oyunları için geçerlidir. Ama ne yazık ki yazılı tiyatro kaynaklarımız çok kısıtlı olduğundan bu tam olarak hiçbir zaman gerçekleşemez. Bu sene de benzer bir basın açıklaması çokça çarpıtılarak büyüdü ve kamuoyunu gereksiz bir biçimde rahatsız etti.

Biz tabi ki Shakespeare oynuyoruz çünkü hiçbir tiyatro 6 liraya Shakespeare’ı klasik bir şekilde oynayamaz. Sahnede kırk kişi var gördün. Ve yaptığımız işten gurur duyuyorum kim ne derse desin. Bazı değerlerimize sıkı sıkı sarılmamız gerekiyor.

grtkhytj

Elbette ki Devlet Tiyatroları’nın bir takım problemleri vardır bugün. Yeniden gözden geçirilmesi gereken bir yapıdır ama varlığı sorgulanamaz. İçinde olmayan tam olarak kavrayamıyor ne olduğunu.
Coroilanus’a gelen bir seyirciden bahsetmek istiyorum mesela. Bir öğretmen bu genç kadın yıllarca Erzurum’da görev yapmış benim gibi. Ve nerdeyse oradaki bütün oyunlarımı seyretmiş. Şimdi İstanbul’da gelip oyunumu seyredince ilk defa konuşma isteği duymuş benimle. İkimiz ortak bir geçmişi var inanabiliyor musun… İçinden hikayeler geçen bir geçmiş.

gtrelgh

Beni son zamanlarda mutlu eden daha büyük bir şey olmamıştı… Hayat bu kadar yalın. Birbirimize temas etmek zorundayız. Yoksa yalnız kimse mutlu değil…

g45klg65h

Ünlü oyuncu Eylem Yıldız'dan dizi sektörüne yaylım ateşi! ile ilgili etiketler tiyatro Sayim çınar eylem yıldız Muhteşem Yüzyıl eylem yıldız ile konuştu shakespeare devlet tiyatroları
GÜNÜN VİDEOSU

Suudi Arabistan'da düzenlenen bir müzik festivalinde Kabe'ye büyük saygısızlık!

Suudi Arabistan'da düzenlenen Riyad Festivali'nde Kabe maketinin dekor olarak kullanılması büyük tepki çekti. Eski Diyanet İşleri Başkanı Görmez olayın fecaat olduğunu vurgulayarak, Suud ulemasının sessizliğini eleştirdi.