"Ünlüler medyada kazandıkları itibarı, sosyal medyada heba ediyor!"

Sosyal medya gurusu, siber alemin üstad-ı azamlarından Tuğrul Yılmaz kardeşimle aylık mutad görüşmelerimizden sonuncusunu Firuzağ Kahvesi’nde gerçekleştirdik.

Baştan uyardım Tuğrul’u, “Oğlum burası gazetecilerin uğrak mekanı, sesinin volümüne dikkat et de elalemin diline düşmeyelim!”

Bizimki bir telaşlandı sormayın gitsin.

Neyse başladı usul usul anlatmaya kendi gözünden son dönemde sosyal medyada olan bitenleri…

Hemen soruyu yapıştırdım…

- Anlatsana şu sosyal medya orucu meselesini Tuğrul?

“Abi ben bunları zaten söylemiştim” diye başladı bizimki her zamanki heyecanlı üslubuyla anlatmaya… Bu yüzden de adım sosyal medya falcısına çıktı. Seninle yaptığımız röportajlarda defalarca ‘ünlüler medyada kazandıkları itibarı sosyal medyada heba ediyor’ diye bas bas bağırmıştım. Kendilerini tutamıyorlar, sürekli paylaşım halindeler. Adamı gece dizide "ağır abi" olarak izliyorsun, ertesi gün bir bakmışsın küvetten fotoğraf paylaşmış. Böyle yaparak inandırıcılıklarını kaybediyorlar.

- Tuğrul uzatma isim ver diye araya girdim…

“Abi yapma ya yakarsın beni” dedi… Ve devam etti. Gazeteler ünlülerle ilgili bir haber yaptıklarında otomobillerinin plakalarını gizliyor ama gel gör ki aynı şöhret sosyal medyada sabah yediğinden akşam içtiğine öğlen gördüğünden gece gezdiğine her şeyi motomot paylaşıyor. Magazin muhabirlerinin onlara gösterdiği saygıyı, ünlüler kendilerine göstermiyor. Bu yüzden de tüketiyorlar kendilerini.

- E, ne yapmasınlar yani Tuğrul, çıkmasınlar mı vitrine?

Vitrine çıkmak başka, kendini satışa sunmak başka! Gece yatarken kaç takipçi geldi, sabah kalktığında kaç "like" aldım diye uyanırsan kaçınılmaz olarak ünlü de olsan, zengin de olsan bozulur kimyan…

jvrvt

INSTAGRAM EN GÜZEL AİLE SOFRALARININ BÜYÜSÜNÜ BOZDU

- Maalesef mutluluk endeksimiz like’lara bağlandı. Gerçekten de sosyal medya insanları bu kadar mutsuz ediyor mu?

Sana şöyle bir örnek vereyim. Pazar günü ailece güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamış, keyfedeceksin. Düşünsene tam o sırada kadın, Instagram’a giriyor ve bir bakıyor arkadaşları Boğaz’da kahvaltıdalar. Bozuldu mu güzelim sofranın tüm büyüsü! Al sana huzursuzluk, al sana mutsuzluk! Başlıyor kocasının başının etini yemeye…

- Peki bu iş nereye doğru gidiyor? Sosyal medyaya çok hakim biri olarak 10 yıl sonrasına bir projeksiyon tutsana…

Türkiye’de de, dünyada da sosyal medya kurumları hep ünlülerin rüzgarıyla arttı. Sosyal medya orucu lafları da boşuna edilmeye başlanmadı şu günlerde; göreceksin ilk yine onlar terk edecek bu mecrayı.

- İyi de fizik boşluk kaldırmaz, yerine ne gelecek?

Ne Twitter kalacak, ne Facebook, ne de Instagram… Hepsinin yerini tutacak tek bir şey çıkacak piyasaya, göreceksin. Geçtiğimiz hafta Twitter 500 milyon dolar zarar açıkladı. Bu kadar takipçisi tırnak içinde bu kadar kullanıcısı olan kurum neden zarar ediyor zannediyorsun?

vkebt

GAZETECİLİK ARTIK KÖŞE YAZARLARININ MASTÜRBASYON YAPTIĞI BİR MECRAYA DÖNDÜ

- Peki ya gazetecilik… Onunla ilgili öngörün ne?

Ne gazeteciliği be abi! Onun adı çoktan başka bir meslek oldu da onu söylemek bana düşmez.

- Ne o Tuğrul, yoksa sen de mi hanutçuluk meselesine gireceksin?

Gazetecilik artık köşe yazarlarının mastürbasyon yaptığı bir mecra haline dönüştü. Tamamen bir ego savaşı yaşanıyor. Son dönemin gazeteci atışmalarına bak, hangisinde bilimle, sanatla, memleket meselesiyle ilgili bir şey var ki! Ego yarıştırıp duruyorlar. Ama aralarında sosyal medyadan beslenmesini gayet iyi öğrenenler de yok değil! Mesela Ahmet Hakan. Yazılarının yüzde 80’i Twitter’dan.

- Sen şimdi lafı Cengiz Semercioğlu’na da getirirsin…

Valla aramızda kalsın ama onun o kadar zeki olduğunu düşünmüyorum. Cengiz’e 10 yıl önce sosyal medyayı anlattığımda Türkiye’de söylediğin kadar gelişeceğini tahmin etmiyorum diye cevap vermişti bana. Kafası çalışmaz böyle şeylere...

İYİ BİR HACKER SABAH KAHVESİNİ İÇERKEN HESABINI ÇALAR

- Gelelim şu hesap çalma meselesine…

Geçtiğimiz günlerde bununla ilgili bir operasyon yapıldı ve 25-30 kişi tutuklandı. Mevzu sadece hesap çalma meselesi de değil. Tıklanma rakamlarını şişirme, takipçi sayılarını köpürtme almış başını gidiyor. Seninle yaptığımız her röportajda aynı şeyi söylüyorum; bir sosyal medya yasası çıkmazsa daha çok böyle abuk subukluklara şahit oluruz.

- Peki bu kadar kolay mı hakikatten birinin sosyal medya hesabını hack’lemek?

Abi sana şöyle söyleyeyim… İyi bir hacker sabah kahvesini içerken 10 dakikada bitirir o işi.

kjregregehhjjf

GÜLBEN ERGEN’İN SADECE SOSYAL MEDYASI DEĞİL, TÜM İLETİŞİMİ BAŞARISIZ

- Son dönemde sosyal medyada en çok adı geçen iki isim Gülben Ergen ve Erhan Çelik… Sence “aldatma krizi”ni nasıl yönettiler?

Ben Gülben Ergen’in genel olarak tüm iletişiminin başarısız yürütüldüğünü düşünüyorum. Onda sadece sosyal medya açısından değil, genel bir iletişim problemi var. Erhan Çelik’in bu süreçte tek bir yanlışı oldu; o da çocukların fotoğraflarını koymasıydı. Sonra hatasını fark edip kaldırdı ama gören çoktan görmüştü.

- Madem sosyal medya magazinine girdik, Özge Ulusoy, Hacı ve Arzu Sabancı meselesini konuşmadan olmaz…

Sosyal medya zengin fakir ayrımını ortadan kaldırdı. Sokakta bile halkın arasına karışmaktan imtina eden zenginler artık onlardan, fikirlerinden ve tepkilerinden haberdar olmaya başladılar. Bana sorarsan sosyal medyanın en önemli faydalarından biri de budur zaten.

- Hep şikayet edip duruyorsun, yok mu bunun eğitimini veren?

30 tane iletişim fakültesinde nereden baksan 60 tane ders var. Ama gel gör ki bunların arasında bir tane bile doğru düzgün sosyal medya dersi yok.

- Bir dakika Levent Erden Bilgi Üniversitesi’nde sosyal medya dersi vermiyor mu?

Vermesine veriyor ama hayatında bir kere bile kampüsten çıkıp Kuştepe’de yürümüş müdür? Sokağın ruhunu bilmeden bu işler olmaz…

fkjreggh

"Ünlüler medyada kazandıkları itibarı, sosyal medyada heba ediyor!" ile ilgili etiketler İzzet Çapa tuğrul yılmaz