Uzmanlar büyüme oranını SuperHaber'e değerlendirdi

SuperHaber röportaj editörü Hülya Okur, uzmanlara 2. çeyrek büyüme rakamlarını ve 3. ve 4. çeyrek öngörülerini konuştu. Marmara Üniversitesi İşletme Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova'ya göre 5.2'lik büyüme rakamı daha yüksek de gelebilirdi. Aşağı çeken ise tarım sektörü oldu. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu'na göre 3. çeyrekte düşüş olacağını ifade ederken, Emekli Öğretim Üyesi İktisatçı Prof. Dr. Merih Paya'ya göre "Yüzde 5.2 iyi bir büyüme"

TÜİK, bu sabah Türk ekonomisi için en önemli verilerden biri olan büyüme rakamlarını açıkladı. Buna göre, ikinci çeyrekte Türk ekonomisi yüzde 5.2 büyüdü. Bu oranın global ekonomideki karşılığı ise daha değerli. 

Çünkü OECD içinde en yüksek, AB'de ikinci, Dünya'da ise 4. en yüksek büyüme oranı anlamına geliyor bu rakam. 

Peki uzmanlara göre 5.2 ne ifade ediyor. SuperHaber'den Hülya Okur bunu uzmanlarla konuştu. İşte uzmanlara göre 5.2'lik büyümenin ekonomi politikası açısından önemi ve gelecek dönemlerdeki yansımaları...  

Uzmanlar büyüme oranını SuperHaber'e değerlendirdi
Prof. Dr. Burak Arzova - Marmara Üniversitesi İşletme Öğretim Üyesi

 

Marmara Üniversitesi İşletme Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova

“TARIM, BÜYÜMEYİ AŞAĞI ÇEKTİ”

Türkiye kur baskısı ile sindirilmeye çalışılırken yüzde 5.2'lik büyümeyi nasıl görmek gerekir?

ARZOVA: İkinci çeyrek büyümesi olarak iyi bir büyüme sayılabilir. Ama tabi geçmiş bir veri, bunun içinden ileriye yönelik sinyaller almamız açısından önemli.  Zaten büyüme rakamları beklentileri çerçevesinde geldi ama öncü göstergeler, üçüncü ve dördüncü çeyrekte büyümenin daha yavaş olacağını söylüyor. Ki bu da normal zaten.  Belirttiğiniz gibi kur baskısının etkisini üçüncü ve dördüncü çeyrekte göreceğiz. Bir de önceki yıl ki büyüme çok farklı ve yüksek bir büyüme idi. Bunun da baz etkisini göreceğimiz için, önceki yıla göre daha düşük bir büyüme bekliyorduk ama benim bu büyüme içerisinde en ilgimi çeken “tarım” oldu. Her sektör mesela inşaat sektörü ufak tefek katkı verebilirdi ama tarıma baktığınız zaman; -1,5. Bizim gibi yüksek potansiyelli bir ülke açısından oldukça düşündürücüdür husus. Çünkü tarım bırakın büyümeye katkı sağlamayı büyümeyi aşağı çekti. Sıfır bile çıksaydı büyümeye katkısı daha fazla olacaktı. Bence bundan sonra entegre bir tarım politikasına Türkiye'nin çok ihtiyacı var. Bu bakanlar üstü bir şey. Yıllardan beri kümelenmiş problemler var. Bütüncül, entegre, daha kaliteli üretim sağlayabilecek, katma değeri çok yüksek olan bir tarım politikasının çok acil ihtiyacımız var. Bunu geçmiş yıllarda da görmüştük,  Örneğin; Türkiye %8 büyürken, tarım bunun yarısı kadar katkı sağlayabiliyordu. Ama bu sefer tarım yüzde -1,5 ile büyümemizi aşağı çekti bu olumsuzluktan mutlaka kurtulmamız gerekiyor. Benim büyümeden çıkardığım en önemli ders bu.

"İMALAT SANAYİ BÜYÜMEYE BÜYÜK DESTEK VERDİ"

Bakan Albayrak  büyümeye pozitif katkı unsurlarını; güçlü ihracat ve turizm gelirlerindeki yüksek performans olarak gösterdi.

ARZOVA: Turizm çok önemli geçen yıllara göre çok büyük bir misafir ağırlıyoruz ama burada kurum etkisi çok büyük, Türkiye göreceli olarak ucuzladığı için, artış da buna paralel oldu. Ama bunlar çok hassas sektörler, biliyorsunuz İstanbul'da bir bombalama olayı olmuştu bundan hemen etkilendik. Olumsuz bir tavır da hemen etkilenebiliyoruz. Dolayısıyla daha sürdürülebilir daha çok katkı sağlanacak ve toplumda istihdamın çok ciddi oranda yükünü çeken tarım sektöründe yepyeni bir politika ile değişiklik yapmak gerekiyor. Dediğiniz doğru, imalat sanayi beklentilerin üstünde destek verdi ve büyümeye çok önemli bir katkı sağladı ama tarımı da gözden geçirmemiz gerekiyor.

“SERT İNİŞE MÜSAMAHA ETMEMELİYİZ”

Olumlu gidişat olarak, Türkiye 5.2'lik büyüme ile ABD, AB ortalamalarının üzerinde bir oran yakaladığını söyleyebilir miyiz?  OECD'de en yüksek büyüme oranını yakaladı. Dünya genelinde ise 4. sırada. Bunu nasıl okumak lazım. Türkiye bir önceki çeyrekteki büyüme rakamı da göz önünde tutulduğunda doğru yolda demek yanlış olur mu?

ARZOVA: Kademeli olarak biraz daha durağan gidecek bir ekonomi bekliyorduk. Bir anda sert bir iniş olmayacağını gösteriyor ama bu veri geçmişte kaldı. Biz bu veriyi yaşadığımız zaman kur şokunu yaşamıştık. Kur şokunu daha çok hissedeceğimiz dönem özellikle 4. çeyrek dönemi olacak. Bunlar hep beraber almamız gereken dersler var. Buraya kadar iyi geldik. Dediğiniz gibi diğer ülkelerle kıyasladığımız zaman da oldukça olumlu. Ama bizim için kritik olan nokta 3. ve 4. çeyrek büyümesi. Bir an evvel yapısal tedbirler dediğimiz önlemleri devreye sokarak, sert inişe müsamaha etmememiz gerekiyor. Çünkü o sert iniş olduktan sonra, bunu bir uçağa benzetirseK, uçağın yönünü tekrar havaya dikebilmek çok zor oluyor. Bir de bu gelen etki, kur şoku reel sektör üzerine çok etkili. Bu sefer reel sektör doğrudan kur şoku ile karşı karşıya. Şu ana kadar hem BDDK, hem Merkez Bankası tarafından alınan önlemler son derece önemli ama kur şokunu durdurmak, en azından kuru bir yerde stabilize etmek önemli. Yani imalat yapacak olan kişilerin önünü görebilmesi çok önemli. 

“3.ÇEYREK: 3,5 OLABİLİR”

3. ve 4. çeyreklerde yavaşlamayı ön gördünüz. Bir rakam vermek gerekirse sizin öngörünüz nedir?

ARZOVA: Öngörüde bulunamıyorum şu anda ama 4. çeyrekte bir daralma bile olabilir. 3. çeyrek evet biraz daha küçük bir rakamla gelebilecek, düşük bir büyüme olabilecek, 3,5 civarında olabilir ama 4. çeyrekte daralma olabilir. Bu konuda insanların moralini iyi tutmak gerekiyor.

Uzmanlar büyüme oranını SuperHaber'e değerlendirdi - Resim : 2
Prof. Dr. Burak Saltoğlu - Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi

 

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Prof. Burak Saltoğlu:

“DÜŞME KONTROLLÜ OLURSA RİSKLER AZALIR”

“BÜYÜMENİN HEP YÜKSEK SEYRETMESİ İMKANSIZDIR”

5,2’lik büyüme, büyümenin etkisinin ne kadar sürebileceği, 3 ve 4. çeyrek büyümeleri için tahminlerinizle birlikte değerlendirmelerinizi alabilir miyim?

SALTOĞLU: Yüzde 5.2 iyi bir büyüme ama geçen dönemin verisi. Gelecek dönem burada düşme oluşacaktır. Bu düşüş aslında kontrollü bir düşüş olabilirse ekonomideki bazı riskleri azaltabilir. Örneğin bu kur seviyesi ve yavaşlayan büyüme cari açığı azaltacaktır. Büyümenin hep yüksek seyretmesi imkansızdır. Bu yavaşlama dönemine sanayileşme destekleri ve ihracat teşvikleri ekonomiyi daha sağlıklı yapar. Bu dönemlerde ev ödevimize odaklanmak ve kendi ekonomimizdeki sorunları çözmeliyiz. Yüzde 5’ler bizim daha sürdürülebilir büyüme seviyelerimizdir.

***

Emekli Öğretim Üyesi İktisatçı Prof. Dr. Merih Paya

“YÜZDE 5.2 İYİ BİR BÜYÜMEDİR”

Türkiye kur baskısı ile sindirilmeye çalışılırken yüzde 5.2'lik büyümeyi nasıl görmek gerekir?

PAYA: Bu civarda bir büyüme ikinci çeyrekte beklenilmekteydi. Hatta biraz daha yüksek bir beklenti vardı. Yüzde 5.2 iyi bir büyümedir. Yalnız diğer döneminde bu büyümenin yavaşlayacağını öngörmekteyim.

Bunu neye bağlıyorsunuz peki? Sayın Bakan Albayrak büyümeye katkı sağlayan pozitif unsurlardan söz etti, negatif olanlar neler?

PAYA: Enflasyonla mücadele ve edilmesi şart, bunun için de çok katı tedbirler gerekiyor. harcamalar başta olmak üzere para politikasında sıkılaştırma öngörülüyor. Bu da büyümeyi serinleyecek unsurlardan biri.  Bunun haricinde dünya genelinde bir likidite sorunu var. Türkiye'de bu sorun daha a aktüel çünkü ödememiz gereken önemli miktarda bonservis var. Dışarıdan likidite girişi yavaşlayınca bunun da büyümeye olumsuz etkisi olacağı çok açık. Bir de dış dengenin düzelmekte olduğunu ama daralarak düzenlemekte olduğunu görüyoruz. Ithalatta Ağustos ayında çok önemli bir düşüş meydana geldi, bu da daralmanın habercisi. Daralma, çok güçlü bir tahmin sadece benim değil piyasada yaygın olan bir görüş.

“TATMİN EDİCİ BİR BÜYÜME”

Peki, Türkiye 5.2'lik büyüme ile ABD, AB ortalamalarının üzerinde bir oran yakaladı. OECD'de en yüksek büyüme oranını yakaladı. AB'de ise sadece Malta daha yüksek bir büyüme yakaladı. Dünya genelinde ise 4. sırada. Bunu nasıl okumak lazım. Türkiye bir önceki çeyrekteki büyüme rakamı da göz önünde tutulduğunda doğru yolda demek yanlış olur mu?

PAYA: Büyüme ikinci yarı itibariyle şüphesiz ki normal, tatmin edici bir büyüme. Ancak bunun önemli ölçüde dış finansman takviyesiyle olduğunu da göz önüne almak lazım.  Dünyada para girişi likidite yavaşlayınca büyümenin motoru yavaşlıyor. Dışarıya bağımlı bir büyüme oldu. Döviz ihtiyacı nedeniyle bu kaçınılmaz olarak büyümeyi zayıflatacak, hatta durma noktasına bile getirebilir. Yönetimin alacağı tedbirlerle çok önemli. Orta vadeli planda yönetiminde büyümeden taviz vereceği şeklinde bir beklenti var.

“4.ÇEYREKTE BÜYÜME SIFIR OLABİLİR”

“BÜYÜMEDEN FEDAKARLIK YAPMAMIZ GEREKİYOR”

3 ve 4. çeyreklerde mi yavaşlama bekliyorsunuz, bir rakam vermek gerekirse sizin öngörünüz nedir?

PAYA: Büyüme dördüncü çeyrekte sıfır dahi olabilir. Önümüzdeki dönemde yönetimin alacağı tedbirlerde çok önemli. Kötü tedbirler alırsa büyüme “0” olur. Enflasyon konusunda ne kadar katı davranacak bu çok önemli. Enflasyon büyümeyi kendi başına engelleyebilecek bir husus. Türkiye'de enflasyon oranı oldukça yüksek olduğu için, frene sert basılırsa kaçınılmaz olarak büyüme düşer. Büyümeden fedakarlık yapmamız gereken bir döneme girdiğimizi zannediyorum.

Uzmanlar büyüme oranını SuperHaber'e değerlendirdi ile ilgili etiketler büyüme oranları burak arzova Burak Saltoğlu Merih Paya
GÜNÜN VİDEOSU

Diyarbakır'da üzücü olay: Yolda yürürken bir anda yere yığıldı! Gerçek sonradan ortaya çıktı...

Diyarbakır'da bir vatandaş, kaldırımda yürüdüğü sırada kalp krizi geçirerek yola yığıldı. Hastaneye kaldırılan vatandaş, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.