Uzmanlardan '20'li yaş challenge' uyarısı
Uzmanlar, birkaç gündür sosyal medyada akım haline gelen '20’li yaş challenge'la ilgili uyardı. Kullanıcıların 20’li yaşlardaki hallerini paylaştıkları bu akım konusunda uzmanlar, "Bu şekilde veri toplanıyor" dedi.
Görsel veri işleme alanında dünyada öne çıkan Türk girişimi Syntonym’in kurucusu Batuhan Özcan, “Yüz bir insanın genetik verilerini barındırıyor. Sosyal medyadaki bu yöndeki uygulamaları kullanmayın” dedi.
Milliyet'ten Hanife Baş'ın haberine göre '20’li yaş challenge' akımından yüz tanıma sistemi üzerine çalışanların yararlanabileceğini belirten Özcan, şunları söyledi:
"Çünkü çözmeye çalıştıkları sorunlardan biri de yaşlanmanın oluşturduğu yüzdeki değişikliklere karşı algoritmaya direnç kazandırmak. u akım doğrudan bu amaçla başlatılmıştır demek zor ama bundan faydalanabilecekleri çok aşikar.''
TAMAMEN VERİ TOPLAMA AMAÇLI DİYEMEYİZ AMA BU KADAR VERİ RAHATÇA KULLANILABİLİR
''Facebook ve Instagram daha önce '10 yıl challenge' yapmışlardı. İnsanın her yaş dönümünü kayıt altına alıyorlar. Farklı algoritmalar oluşturuyorlar. Bu uygulamanın tamamen veri toplama amaçlı olduğunu söyleyemeyiz ama bu kadar veri de çok rahatça kullanılabilir. Bu tarz uygulamalarda dikkatli olmak, veri paylaşmamak gerekir. Çünkü ileri teknolojilerde banka hesabımıza ya da evimize yüz tanımayla girebiliriz. O zaman bu veriler kullanılabilir. Bunun, şifrenizi paylaşmaktan farkı kalmıyor.”
ŞU AN İÇİN BİLİNEN BİR RİSK YOK AMA GELECEĞİN TEKNOLOJİSİNDE OLABİLİR
Bitdefender Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu da 20’li yaşlarda çekilen fotoğrafların paylaşılmasının büyük veriye eklenebilecek bir veri olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
"Kişinin şimdiki haliyle 20 yaşlarındaki halinin değişiminden, yapay zeka algoritmalarını besleyecek istatistiki veriler oluşturulabilir. Bu konuda ırk analizi yapıldığı şeklinde çeşitli spekülasyonlar var. Ancak bu çok uç bir olay. Faceapp gibi uygulamalar için önemli bir veri olabilir. Algoritmaları besleyen bu veriler, 20 yaşındaki birinin de aynı şekilde nasıl yaşlanacağını gösterebilen bir uygulamaya dönüşebilir. Bu tarz uygulamalarda şu an için bilinen bir risk yok ama geleceğin teknolojisinde olabilir. İstihbarat servisleri, son fotoğrafı 20 yaşında çekilmiş birinin 40 - 50 yaşında nasıl gözükeceğini görebilir."
DNA'DAN FOTOĞRAF ÇEKİLİP KARŞILAŞTIRMA YAPILABİLİR
Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu ise sosyal medya hesabından benzer uyarılarda bulundu. Yılancıoğlu, DNA'dan fotoğraf oluşturulabildiğine dikkat çekerek, depolanan bu fotoğrafların istihbarat birimleri ile paylaşılabileceğine vurgu yaptı.
Yılancıoğlu, şunları söyledi:
"Dewey-Hagborg bir sanatçı ve "Stranger Visions" projesinin yaratıcısı. Proje ne mi? Biliyorsunuz her yaptığınız eylem ile vücut sıvılarınızı ve hücrelerinizi ortama bırakıyorsunuz. Bıraktığınız bu artıklardan ne mi elde ediliyor? DNA'nız size ait olan en özel kimlik bilginiz. Dewey daha önce saçtan DNA izole edildiğini ve kişilerin kimliklerinin bu sayede bulunabildiğini duyarak çok etkileniyor! Sonra ne mi yapıyor? Çılgın bir fikir geliyor aklına! DNA'dan neden yüzlerin şekillerini ve heykellerini çıkaramayayım diyor. İşte hikaye böyle başlıyor
Hemen genetikçiler ile iletişime geçiyor ve birlikte hangi genlere bakacaklarına karar veriyorlar. Ama sorun büyük, öyle gidip insanlardan DNA isteyemezsiniz. Ne mi yapıyor? Sokaktan sakız ve sigara izmariti topluyor. Neden mi? Anladınız DNA izole edebilmek için! Sokaktan alınan bu örnekler bırakılmış yani kimsenin değil, bulanındır mantığı iş görüyor, hukuki olarak hiç sorun yok. Bu DNA'lar ile rahatça projesini yürütüyor. Genetikçiler ile uzun süre çalıştıktan sonra amaçlarına ulaşıyorlar. Artık DNA 'dan fotoğraf çekmek mümkün!A Sonra şirketler işin içine giriyor, FBI, CIA aklınıza gelebilecek tüm istihbarat ve güvenlik birimleri..."
Sokaktan alınan bu örnekler bırakılmış yani kimsenin değil, bulanındır mantığı iş görüyor, hukuki olarak hiç sorun yok. Bu DNA'lar ile rahatça projesini yürütüyor. Genetikçiler ile uzun süre çalıştıktan sonra amaçlarına ulaşıyorlar. Artık DNA 'dan fotoğraf çekmek mümkün! 👇 pic.twitter.com/M4DrEnSh4g
— Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu (@drkaanyl) May 5, 2021