Vıcık vıcık Demirtaş romantizminde bugün...
Muhalif medyada uzun süredir HDP'nin eski genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın kabarık ve karanlık sicilini temize çekmek amacıyla bir kampanya yürütülüyor.
Kanlı terör örgütü PKK'ya "terörist" demekten imtina eden, örgütün suçlarına ortak olan ve çözüm sürecinin sonlanmasında kritik rol üstelenen Selahattin Demirtaş'a bir "barış güvercini" ve "romantik siyasetçi" elbisesi dikilmeye çalışılıyor.
Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş son olarak yeni yazdığı 'Leylan' isimli kitabı ile söz konusu medyada yer alıyor.
YENİ KİTABIYLA GÜNDEMDE
Kitapla ilgili olarak Evrensel gazetesine açıklamalar yapan Demirtaş yine eşi ile ilişkisinden yola çıkarak duygusal ve romantik mesajlar verdi.
Kitapta anlattığı hikayenin kendi hayatından izdüşümler taşıdığını dile getiren Demirtaş, "Bizdeki çok daha fazlasıdır. Kudret ve Leylan’ın maceraları özgündür, gözleme ve anılara dayalıdır. Yine de bizim hikayemizdir esas kaynağı. Başak’a uzaktan, çaktırmadan bakmışlığım, peşinden gitmişliğim hiç de az değildir. Kızlarımız da bu aşkın buğdaylarıdır tabii ki." ifadelerini kullandı.
Demirtaş'ın bu sözleri muhalif medyada geniş bir yer bulurken, HDP eski genel başkanının masum hayatlardan kendi hayatında yaşadığı sevgiyi ve aşkı nasıl çaldığından hiç bahsedilmedi.
Ancak siyasetin "romantik prensi" imajını kamuoyuna kabul ettirmeye çalışan Demirtaş, Türk toplumu tarafından Yasin Börü'nün vahşice katledildiği 6-7 Ekim olaylarının fitilini ateşleyen isyan çağrısını yapması ile hatırlanıyor.
Lise öğrencisi Yasin Börü, 2014 yılında, Demirtaş'ın Kobani olaylarını tahrik ettiği konuşmasının ardından PKK sempatizanları tarafında henüz 16 yaşındayken vahşice öldürülmüştü. Demirtaş'ın provoke ettiği olaylar nedeniyle Börü sevgilisinin gözlerine aşk ile bakma şansını ebediyen kaybetti.
YASİN BÖRÜ NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
2014 yılında Kobani’ye yönelik DEAŞ saldırıları devam ederken HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu bir heyet Kobani’ye gitti.
Demirtaş Kobani’den dönüşünde; “Bu bir yalvarma değildir. Bu bir minnet değildir. Tarihi direnişe hep birlikte katılalım, tarihi direnişi hep birlikte yapalım ki tarihi ittifakı da tarihi birliği de oluşturma fırsatımız olsun.” açıklaması yaptı.
Aynı günlerde tarihe ‘6-7 Ekim Olayları’ olarak geçecek olan ve 53 kişinin hayatını kaybettiği sokak çatışmalarının fitili ateşlendi. Demirtaş'ın genel başkanı olduğu HDP'nin genel merkezi tarafından yapılan çağrıda, "Halklarımızı sokağa çıkmaya, çıkmış olanlara destek vermeye çalışıyoruz” denildi.
Bu çağrı sonrasında Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Batman ve Van’da başlayan olaylar kısa sürede yayıldı ve sokak çatışmaları yaşanmaya başladı.
Taş ve sopalarla başlayan çatışmalarda kısa süre sonra silahlar da kullanılmaya başlandı. 7 Ekim 2014’te Yasin Börü ve 3 arkadaşı Diyarbakır’da terör örgütü üyeleri tarafından katledildi.
Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un öldürülmesiyle ilgili yargılanan 41 kişiden 16'sı beşer kez ağırlaştırılmış müebbet, ikisi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Davada yargılanan altı çocuğa "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" ve "devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma" suçlarından 110’a yıl hapis cezası verildi. 18 sanık “kasten insan öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla 18’er yıl, altı çocuk ise aynı suçlamayla 12’şer yıl hapse mahkum edildi.