"Volkan bana ve başkan vekiline saygısızlık yaptı"

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, FB TV'de gündeme dair merak edilen konular hakkında açıklamalarda bulundu.

İşte Ali Koç’un açıklamalarından öne çıkanlar:

Fenerbahçe TV'nin yeni genel müdürü Tunç Elibol'a başarılar diliyorum. Umarım şansları bol olur.

Hayal kırıklığı ve sancılı. Tahminimizden çok daha ötesinde bir olumsuz tablo var. İşe başlarken yeniden yapılanma, köklü değişim dedik, büyük hayallerden bahsettik... Bunları yaparken de riskler var, engeller var ama puan tablosuna baktığımızda olmamamız gereken bir noktadayız. Doğal olarak hocamız, oyuncularımız, transferlerimiz tartışılıyor, eleştiriliyor. Bu eleştiriler taraftarı etkiliyor. Doğal olarak bu olumsuz hava camiamızı etkisi altına almış. Bu işte ne kadar büyük camia olursanız olun, ne kadar iyi iş yaparsanız yapın, futbol sezonunda top çizgiyi geçmeyince yaptığınız pek çok şey gözardı ediliyor.

Hatalar yapmadık mı, tabii ki yaptık. Bu işin okulu yok. Tecrübeyi iş başında kazanıyorsun. Pozisyonlandığı gibi veya algı gibi pek çok hatalar olduğunu zannetmiyorum. Ancak 3 maç var ki top bir kez kalemize gelmiş ve gol olmuş. Onlar gol olsaydı, başka şeyler konuşacaktık. Bu yolda iyi oynamadığın zaman da kazanabilmek önemli. Şans bizden yana olmadı. O 2-3 maçta bir 6,7 hatta sadece 5 veya 6 puan çıkarsaydık, bugün bambaşka konuları konuşacaktık. Sahamızda Beşiktaş ve Başakşehir'le oynadık. İkisinde de korakor oynadık. Hatta bana göre galibiyeti kaçırdık. Sonuç 8 maçta 8 puan. Sıkıntılı bir dönem.

4 ay önce göreve geldik. Hangi ekonomik şartlarda geldiğimizi unutmalayım. Fenerbahçe 7-8 hafta kötü oynuyor; ancak Fenerbahçe alınan kötü sonuçlardan ibaret değil. Biz hayal satmadık. Uzun soluklu projelerden bahsettik. Bunların hepsini yapacağız. Hiçbirinden şüpheniz olmasın. Yeniden yapılanma konusunda o hedefler konusunda her şeyi yapıyoruz. Kültür yapılanması, futbol takımında yeniden yapılanmadan, finansal fair play'e uyacağımızdan bahsettik. Tüm bunları yapmaya devam ediyoruz.

11 transfer yaptık. Bu transferde hem gençleşme oldu hem de asgari ücretlerde azalma oldu. Slimani, Ayew gibi oyuncuları getirdik. Lugano'yu hatırlayın. Hatta Edu'nun ilk geldiği yıllarda oynadığı futbolu hatırlayın. Gözlerimize inanamıyorduk. Ancak daha sonra takıma katkılarını hatırlayın. Hem skor medyacılığı, öz eleştiri yapalım, skor taraftarlığı olduğunda işler kötüye gidiyor. Geçen sezon ilk haftalara bakın. Başlarda neler, sonlarda neler söyleniyor hatırlayalım. Hayal kırıklığını, yaşadığımız sancıyı ifade etmek istedim. "Bir suç varsa başta yönetim kurulu ve benimdir' demiştim. Aynı noktadıyım.

Finansal fair play demiştik. 25 milyon Euro'luk satışlar yaptık. Giuliano ve Josef gibi oyunculara gelen tekliflere hayır diyemezdik. Giuliano ve Josef de Souza hocamızın satılmasını istemediği isimlerdi ancak aldığımız teklifleri kabul etmemek sorumsuzluk olurdu. Biz de bu paraları harcayıp ses getirecek transferler yapmayı biz de biliriz. Ancak bu transferleri yapacak lüksümüz yoktu. Bu anlamda baktığımızda biraz daha sabredilmesini, transferlerin doğru olup olmadığını zaman gösterecek. Ancak geleceğin takımını inşa etme konusunda genç oyuncuları takıma kattığımız için taraftardan daha sabırlıyım.

Fenerbahçe'nin diğer ana rakiplerin aksine amatör branşar Başakşehir'de yok, Trabzon'da nispeten var. Basketbol şubesi 25-30 milyon Euro. İnşallah bu kupayı yine alacağız. Fenerbahçe Üniversitesi konusu var. Hala tam ne yapacağımız konusunda emin değiliz. Hocalarımız çalışıyorlar. Her ay Kasım ayında 750 bin, yeni sezonda 2 milyon Lira kira bedeli olacak. Taze kaynak girdi. Sermaye artırımına SPK'dan onay geldi. Haftaya Sivas maçına sponsorumuzla çıkacağız. 700-800-900 milyon Lira'ya yakın bir kaynak yaratmamıza rağmen Mart'tan sonra nasıl döneceğini göremiyoruz. Tribünlerdeki arkadaşlara söylüyorum, saha sonuçları önemli ama kazanmamız gereken pek çok rakip var. Biraz sabırlı olunmasını rica ediyorum. Omuz omuza olmazsak, hepimiz için örnek ve başarılarla dolu bir Fenerbahçe yaratamayız. Tek kabul edemediğim iki maç sonucu olmuştur. Biri Zagrep'tir diğeri Rize maçıdır.

Taraftarın üzgün, kızgın olmasını anlıyorum. Ben başkan olduktan sonra maçlara gitmedim. 7 yaşından beri maçlara gidiyorum. Zaman zaman fazla taraftar gibi hareket ettiğim için de eleştiriliyorum. Samimi olanlara kulak veriyorum. Bir kısmına katılıyorum. Ama kabul edemediğim bir şey yok. Buna ağır bir tepki veriyorum. Bu da çubuklu sahada mücadele ettiği zaman yuhalamak, olumsuz tezahüratlarda bulunmak, girene-çıkana yuh, ıslık... Biz Fenerbahçelilerin alışık olmadığı bir ortam. Seçim sürecinde bunun kabul edilemez olduğunu söyledim. Daha önce defalarca söyledim. Bu tutumu reddediyorum. Son 4 senedir oluşan bir tutum. Ama şartlar ne olursa olsun bir tane Fenerbahçemiz var. Her anlamda sahip çıkmamız lazım. Tezahüratlar olumsuz olacaksa da bekleyin maç bitsin. Maç berabere cezasahasına taç kullanıyoruz, protestolar oluyor. Bu sadece ve sadece Fenerbahçe'ye zarar verir. Her şekilde bunu kınıyorum. Belki üzgün ve kızgın olmakta haklısınız; ancak böyle tepki vermekte haksızsınız. Bu kulübün gerçek sahipleri taraftardır. Burada değişen bir şey yok. Ne biz ne de herhangi başka bir yönetim, olumsuz tepkilerle, sosyal medyada yazılanlarla, biz bu kulübü yönetemeyiz, yönetmemeliyiz. Biz yola çıktık. Yol haritası çizdik. Bu harita üzerinde ilerliyoruz. Arada zig-zag'lar olacaktır. Ana hedef, büyük resim değişmemiştir. 5-6 puan daha alsaydık, bu kadar şüpheci olmayacaktık. Bu yolda yönetim kurulu olarak umutluyuz. Ana hedeflerin bir tanesi de sporcuların başarılı olacağı ortamı, iklimi yaratmak. Aynı görev sporcularımız sahaya çıktığında onlara o ortamı sağlayacaklar taraftarlardır. 20 yıllık Buffon hayatımda unutamayacağım statlardan bir tanesi Fenerbahçe diyor. O günlere ihtiyacımız var. Bilin ki Fenerbahçe dışındaki her hangi bir tezahürat, çok ama çok olumsuz etki yapıyor.

"ERSUN YANAL GÜNDEMİMİZDE YOK"

Dün olmadı, bugün de yok. Yarın da olmayacağını düşünmüyorum. Ersun Yanal hocamız bizim planlarımızda yok. Biz uzun vadeli bir program çerçevesinde yola çıktık. Şu zamanda taraftarlarımıza da, kızabilirsiniz, üzülebilirsiniz; ancak şu an öyle bir şey yok. Ne onunla konuştuk, ne de konuşmayı düşünüyoruz. Spor medyasında bir tarz var. İstediğini övmek. Son dönemde Ersun Hoca için yoğun bir medya kampanyası var. Ben ondan etkilenmem. Tribünlerin durumunu normal buluyorum. Şu futbola baktığımızda bu normal. Olmayacağını söylüyorum. Şimdilik bu sevdaya son verin. Çünkü bunun pek bir faydası olmuyor.

YOLLARIN AYRILDIĞI HOCALAR KONUSU

Hocalar demek daha doğru olur. Burada bir rapor var. Biliyorsunuz ben geçen hafta Salı günü dergi yazısına bir şeyler yazdım. Değişime direnç gösterenler olduğunu söyledim. Bunları söylerken neyin ne olduğunun farkında olan bir anlayışla yaklaşımla söyledim. Bizim tespit ettiğimiz son derece rahatsız olduğumuz, hatta bizi öfkelendirecek olaylara tanık olduk. Kadro dışıları açıkladık. Sonra doğal olarak bir kısım çok öfkelendi. Büyük bir soru işaretleri vardı, neden detayları anlatılmıyor diye. Bunu bir plan çerçevesinde yaptık. Söz konusu kişiler nasıl davranacak. Konuyu nerelere çekecekler. İyi de oldu, dostu düşmanı da görmüş olduk. Herkes de içini şöyle bir döktü. Yalan yanlış spekülasyonlar üzerinden programlar yapıldı, iddialar ortaya atıldı.

Sezon başına gelmemiz lazım. Detaylı anlatmaya ihtiyacım var. Aykut Hoca'yla görüşmelerimiz oldu. Ancak daha sonra hoca değişikliği kararı aldık. Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu duruma anlatacığım konu çok büyük etkisi olmuştur. Bu değişim sürecinde nelerle mücadele ettiğimizin anlaşılması için detaylı konşam gereği gördüm. Pazar günü konuyla ilgili az konuştum. Bunu Ali Bey işi hocalara çekiyor, gündem değiştiriyor demesinler. Hiç bir zaman pes etmeyeceğimizi söylüyorum.

Aykut Hoca'yla konuştuğumuz konulardan bir tanesi teknik ekibiyle devam edip etmeyeceğimizdi. Hocamız ekibinin başarılı olduğunu söyledi. Fikir alışverişleri sırasında Damien Comolli de konuştu. Onun da raporu olumluydu. Biz yumuşak bir geçiş yapmak istedik. Teknik kadronun kalmasının orta vadede olumlu olabileceğini düşündük. Sonuçta bir şeyi kapatıp açmıyoruz. Oyuncular aynı oyuncular, performans istatistikleri aynı istatistikler. Sonra Aykut Hoca ile konuştuğumuzda benim ekibimin hakkını koruyon dedi. Bir kaç gün sonra bu ekip istifa ettiler. Ben Aykut Hoca'ya sordum. Aykut Hoca da ekibine talimat verdi ve onlar da bizimle çalıştı. Buraya bu kadar sene emek vermiş insanların buraya sadece katma değeri olabileceğini düşündük. Onlarla yola çıktık.

"TURGAY ALPAY: -BANA NE FENERLİLER DÜŞÜNSÜN- DİYOR"

4 ayın sonunda neler oldu? Belki de 4 ay önce bu adamı atsaydık, bugün bunları konuşmuyor olurduk noktasına geldik. Ancak biz ne yapmak istesek, değişime karşı olduğunu, en küçü bir yenilgiyle böyle devam etmez deniliyor. Yeni düzenden bir şey olamayacağını, eski düzenin devam etmesi gerektiğini söylediler. Bu Samandıra'daki bazı oyunculara da yansıdı. Bu ekip, 7-8 kişilik. 28 Haziran'da sezona başlıyoruz. İdari menajer Arda Keskin salon çalışmasını yaptırması isteniyor. Teknik direktörün isteği üzerine başka bir isim görevlendiriliyor. Bu yollarını ayırdığımız 3 kişiye çok olumsuz etki yapmıyor. Kendilerine verilen konularda aksaklıklar yaşanıyor. İlerleyen günlerde Erwin Koeman getiriliyor. Onun getirilince Turgay Alpay'ın bazı görevleri ona devrediliyor. Bundan sonra bu ekipte isteksizlik olabilir. Takım içinde sorunları nasıl aşarız, nasıl çözüm yolları buluruz diye konuşmalar yapılıyor. Turgay Alpay'ın, "Bana ne, Fenerliler düşünsün" diyor. Bunu farklı ortamlarda dile getiriyor.

Futbolcular, antrenmanlardan sonra maça yorgun çıktıklarını söylüyor. Alper Aşçı'ya bunu iletiyorlar. Bunların teknik direktöre iletilmediği ortaya çıkıyor. Oyuncular çalışma düzenine tepki gösteriyorlar ve durumu teknik direktöre söylüyorlar. Etraflıca yapılan inceleme sonucunda dayanıklık testinin yanlış zamanda yaptırıldığı ve bu çalışmaların tamamen yanlış ve sakatlanmaya neden olabileceği ortaya çıkıyor.

Konyaspor maçından önce istenen antrenman planlarını yapmaması nedeniyle Alper Aşçı'nın sorumluluk alanı değiştiriliyor. Antrenman planlarına hiçbir şekilde karışmaması isteniyor. Süreç ilerledikçe görevlerinde aksaklıklar oluyor. Mevcut işleyişin sürmesi için çaba gösteriyorlar.

SOYUNMA ODASINDA RULO HALI "-HOCANINI CENAZESİNİ HALIYA SARACAĞIZ- DİYORLAR"

Beşiktaş maçı öncesi sporcuların çalışmasından yönetime kadar takımın performansının düşmesi için aleni konuşmalar oluyor. Hatta bunu maç gününe taşıyorlar. Maç günü prim açıklanıyor. Primin ve mevcut idari yönetimin yetersiz olduğu söyleniyor. Fikirleri olabilir, ama bunu yetkiliye anlatırsın. Sonra maça gidiyorlar. Soyunma odasında rulo bir halı var. Antrenör bu ne diyor? Arkadaşlardan bir tanesi "Bugün Beşiktaş bizi yenecek. Hocanın cenazesini halıya saracağız" diyerek dalga geçiyorlar. Oyuncuların içinde "Bu takımı yenemeyiz, bu hoca işi bilmiyor" diyorlar ve motivasyonu düşürmek için çaba harcıyorlar. Maç berabere bitiyor. İstedikleri olmuyor. Yaşadıkları hayal kırıklığını açık açık ifade ediyorlar. Bu tutum ve davranışlar sürüyor. Bu teknik direktörden Samandıra'ya kadar herkese yansıyor. Spartak Trnava maçı öncesi teknik direktöre mobbing yapılacak seviyede "safınızı belli edin" diyecek kadar ileri gidiyorlar. Maç önceyi Turgay Altay yönetimden haber aldım. Hoca bırakacak diyor. Bu halı stada geldiğinde yere serilmiş. Yine halıyı görüyorlar. Bu sefer cenazeyi kesin kaldırıyoruz" diyorlar. Maç kazanılınca iş yine istediği gibi gitmiyor. Ertesi gün Samandıra'ya gelindiğinde Fenerliler yüzünüz gülüyor. Maçı kazandınız ya" diyor.

Bu hocaların işine Cuma günü son verdik ki eşyalarını almasınlar diye. Pazar günü de söyledim, en büyük vefa Fenerbahçe. İçeriden bunlara bilgi verenler olduğunu öğrendik. Hala kabullenmekte sıkıntı yaşıyorum. Neden yaptılar bilemiyorum. Bu arkadaşların bilgisayarında, bilhassa birininkinde, görüyoruz ki 28 Haziran'dan itibaren yani sezon açılışından itibaren idman programları, idman performans verileri, idmanlarla ilgili tüm istatistikler ve raporları dışarıya sızdırıyorlar. Yani kulübün kendi sisteminden yani Fenerbahce.org'tan kendi gmail hesabına oradan da başkasına sızdırıyorlar. Bunlar kulübün mülkiyeti.

"FENERBAHÇE BİLGİLERİNİ DIŞARIYA SIZDIRIYORLAR"

Bir taraftan değişime inanmıyorlar. Köstek oluyorlar. Sonra eyleme geçiyorlar Sonra da bilgileri dışarıya sızdırıyorlar. Ne amaçla, neden bilemiyorum. Sonra daha ironik bir durum ortaya çıkıyor. Samandıra'daki bilgisayar sisteminde bütün veriler toplanıyor. Hocalar oradan o bilgileri alıyorlar. İronik durum şu, geçen senenin bütün idman ve performans dataları da silinmiş. "Neden silindi? denildiğinde, "Yeterli değil" deniyor.

"HERKESLE MÜCADELE EDECEK GÜÇTEYİZ"

Her zaman her şeyi aynı anda söylemiyorum. Bakalım arkadaşlar ne diyecekler. Bunun devamı da var. Tribünde taraftarlar tepki gösterince bizim nelerle uğraştığımı etraflıca tartın. Futbol takımı sadece sahada mücadele ediyor. Biz saha dışında pek çok yerde mücadele ediyoruz. Her daim bize destek verin. Yeniden yapılanma dedik. İyi planlanmış kaynak yaratma meselesini sırf bu sonuçlardan dolayı açıklamıyoruz. Fenerium %100 artış yaptı. Belki bu patlamadan sonra gerileme olacak. Lütfen büyük resmi görün. Kızdığınız olaylar var, haklısınız. Ancak lütfen kısa vadeli kızgınlığınızı, uzun vadeli planları heba etme adına lütfen göstermeyin. Arkamızda olun. Siz bize inanmazsanız, başarılı olamayız. Biz burada sistem değiştirmeye geldik. Biz herkesle mücadele edecek güçteyiz. Siz bize inanmazsanız, bu mücadele gücümüz sekteye uğrar.

"MÜJDAT YETKİNER'İN ÜYELİĞİNİ İPTAL EDEBİLİRDİM"

Müjdat Yetkiner geçen gün televizyona bağlanmış. Sonra öyle şeyler yazılmış ki üzüldüm. Olay Haziran'da yaşanıyor. 4 ay sonra ne hikmetse bu konu gündeme geliyor. Satır arasını okursanız, bundan çok farklı teoriler de çıkarabilirsiniz. Volkan kararından sonra sanki ben kıyım makinesiyim. Biz öyle bir ülkedeyiz ki yalan söyleyene inanılıyor. Doğru söyleyenler kanıt göstermek bırakılıyor. Seçim bitmiş. Müjdat Hoca, 'Ben Aziz Yıldırımcı'ydım' dedi. Olabilir. Hepimiz Fenerbahçeliyiz. Fakat, daha pazar günü galiba 28. sandıkta çalışan avukat bir görevlimize saldırma noktasına geliyor ve ağır küfürler ediyor. 4 Haziran'da Dereağzına geliyor, çok ağır ifadelerle hem bana hem de bana oy vermiş kongre üyelerine, elinde tespih, hakaret ve küfürler ediyor. Burada veliler ve alt yapıda oynayan çocuklar da var. Ben oradamıyım, değilim. Bu bize raporlanıyor. Hatta velilerden 2 tanese gelip 'böyle böyle böyle' oldu diye yolumuzu ayırdık. Scouting performansı olarak da yollarımızı ayıracaktık. Amma velakin böyle bir olay yaşandı. Bu olayı kişiselleştirsem, Fenerbahçe'deki kaptanlığına, oynadığı süreye saygı duymazsam, üyeliğini iptal edebilirdim. Kızgınlık olabilir. İşe daha pedagojik yaklaştım. Altyapı oyuncularının önünde böyle konuşamayacağını düşünerek görevine son verdim. İşi kişiselleştirmedim.

OYUNCULARIN KADRO DIŞI KALMASI

DIRAR VE AATIF

Aatif ve Dirar'ın konusu ciddiyetsizlik, disiplinsizlik, sportif yetersizlik için kadro dışı bırakılmıştır. Gözlemlediğim kadarıyla en mutsuz günlerimizde bile bu iki oyuncu şen şakrak, gamsız mı, umursamaz mı dersiniz. Benim beklediğim ruhu yansıtmıyorlardı. Bilhassa 3 büyük takımda futbolcuların aldığı maaşları ve harcadıkları mesaiye baktığınızda en üst noktadalar. İşler böyle kötü gittiğinde nasıl bu kadar vurdum duymaz olursunuz. Dirar'ın, milli takım kampından geç dönmesi. Takım toplantısına katılmaması. Göztepe maçında kadroya alınmadı. Ona kızdı, hocaya artık 'ben tatildeyim' diyor.

Kayserispor maçı sonrası soyunma odasındaki konuşma var. Konuştuk dertleştik. Konuşanlardan bir tanesi de Aatif'ti. Ben çok sesliliğe inanan bir insanım. Aatif o gün görüşlerini belirtti. 'Takım olamadık. Geçen sene zayıftık, bu sene daha zayıfız' dedi. Düşüncesi bu olabilir. Ben görüşlerimi ileteceğim, senin görüşlerini beğenmezsem sana zorunlu izin vereceğim. O konuda basında çıkanlar saçma sapan iddialar.

Dirar kadroya giremeyince bu konu Aatif için çok büyük memnuniyetsizlik nedeni oldu. Takım içinde gruplaşmalar var. Aatif, Dirar'ın oynaması için açık açık arkadaşlarına, hocaya söyledi. Arkadaşın oynamıyor diye gamsızlık yapamazsın. Bu iki oyuncunun kadro dışı kalmasının nedeni, disiplinsizlik, sportif nedenler ve bana göre de Fenerbahçe ağırlığından uzak davranışlar. Sonuçta kadro dışı bırakılmışlardır. Fenerbahçe takımının parçası olmasalar da Fenerbahçe'nin içindeki isimler. İkisi disiplinsizlik nedeniyle kadro dışı bırakıldı.

VOLKAN DEMİREL

Volkan konusunu ayrı tutmak istedim. Gelinen nokta, bu dünyanın her yerinde olan bir olay. Kulüplere uzun yıllar hizmet vermiş, aidiyet duygusu daha yüksek ve değişiklik olduğunda değişime karşı bir nebze tavır alan oyuncular vardır. Bunun da başına gelelim. Pazar günü, Fenerbahçe için Volkan, Ali Koç için Volkan. Fenerbahçe için Volkan, zaman zaman kendisine zarar verebilecek aitiyet duygusu. 495 maça çıkmış. Çok Fenerbahçe'yi sevdiği için çoğu zaman haksız hakaretler yemiş. Fenerbahçeliliği hiçbir zaman tartışılmayacak bir Volkan.

Bir de Ali Koç için Volkan. Volkan'ı 19-20 yaşlarında tanıdım. Lider karakterli, çok iyi bir baba, çok iyi bir eş. Çok güzel bir ailesi var. Nikah şahitliği yaptım. O tarafı da benim için özel. İlk ve tek evine gittiğim futbolcu. Çocuklarımın gönlünde çok farklı yeri var. Onlar bu haberi duyunca çok şaşırdılar. Her anlamda zor bir karardı. Üstüne basarak söylüyorum, ne Damien Comolli ne de Phillip Cocu, inanmadığım bir kararı bana aldırtamaz. Kendi gözümle yaşadığım unsurlardan dolayı...

"Son 2 sezon belki de Volkan'ın tarihindeki en kötü sezonlardı. Buna rağmen belki duygusal davrandım, belki romantik davrandım bilmiyorum, Volkan'a ihtiyacımız olduğuna inanarak, bu değişim sürecinin önderliğini yapacağına inandığım için sözleşmesinin uzatılmasını istedim."

"Kendisine de söyledim, 1. kaleci olmayabilirsin dedim. Sözleşme uzatıldıktan sonra tepki verenler olmuştu. Kaleci konusunda istenmesine rağmen hamle yapamadık. Hocamız da Comolli de Volkan'ı tanıdıkça Volkan'ın büyük katkı sağlayacağına inandılar ve 1. kaleci yaptık."

"Volkan hiçbir zaman Fenerbahçe'ye bilinçli olarak zarar vermek istemez ama bilinçaltı olarak yeni ekip, yeni kadro, kendisine yakın olan birkaç personelin ayrılması sonrasında ister istemez etkilendi. Belki bu onda insani bir rahatsızlık yaratmış olabilir."

"Kayseri maçından sonra o da konuştu, 'Takım olamadık, gruplaşmalar var' dedi. İçi dışı bir insanı severim, Volkan da öyle ifade etti. Volkan'dan istediğimiz şeylerden biri de takım olma konusunda yardımcı olmasıydı. Bu konuda beklentileri karşılayamadı."

"Somut olarak 2 olay yaşadık, bunlar da bardağı taşıran damlalar oldu. Dergi yazısının çıkacağı gün, Samandıra'dan haber geldi. Volkan Demirel teknik direktör yardımcısının üstüne yürümüş. 'Ben biriyle kavga edeceğim' demiş."

"Volkan o gün tabiri caizse bir volkan patlaması yaşıyor. Samandıra'ya gittik ne oluyor diye. Erwin Koeman'a 'Sen niye ters bakıyorsun?' demiş. Sonra el sıkışmışlar."

 "Kıdemli bir futbolcunun diğer oyuncular ve personel üstünde biz yokken nasıl bir etkisi olabilir diye düşündüm. Gördüm ki burada Volkan'ın uyanması lazım. Kendisiyle aynı gün dertleştik. Yaptığı kabul edilemez. Buradaki olay disiplinsizlik."

"2 gün düşündüm, bu kararı verdim. Riskli bir karardı. O günkü davranışları, bu durumu belirledi. Bugünden sonraki davranışları ise yarın ne olacağını belirleyecek."

"Volkan sözleşmeli oyuncumuzdur. Benim arzum, bundan sonra doğru hareketleri yapmasıdır. Döner mi, nasıl döner, ne zaman döner ya da hiç dönmez, onun bileceği iş. Oturup onun da etraflıca düşünmesi lazım."

"Vefa konusuna çok önem veririm. Alex'in jübilesi niye yapılmadı diye çok gündeme geldi. Bu jübile konusunu tekrar başlatmayı çok istiyorum. İlk başlatmak istediğim isim de Volkan Demirel'dir."

"Kaleciliği bıraktıktan sonra eğitimin en iyisini görüp Fenerbahçe'ye yıllarca antrenör olarak hizmet etmesini çok isterim. Ona karşı kişisel bir durumum yok ama benim için her şeyden önce Fenerbahçe gelir."

COCU KALACAK MI?

"Cocu'nun eleştirilmesi gayet normal. Çocuklar okula gittiği zaman arkadaşları tarafından sıkıntıya uğrayacak bir baba olarak düşünmüyor muyum bunları? Tabii ki düşünüyorum. Evet çok kötü başladık. İyi gittiğimizi, takım olmaya başladığımızı düşünüyorum."

"Şu aşamada hoca değişikliğine gitmenin erken olduğunu düşünüyoruz."

"Hocamız çok çalışıyor, ağır mesai harcıyor. Zaman zaman tercihlerini sorgulamıyor muyuz? Sorguluyoruz ama içinde bulunduğumuz durumu sadece hocaya bağlamak ciddi anlamda yanlış olur. O yüzden tercihimizi Cocu yönünde kullanıyoruz."

"Blanc'mış, Ersun Yanal'mış, Tayfun Korkut'muş... Hiçbiriyle konuşmadık. Wenger konusu çok komik. Bodrum'a bir yarış izlemek için geldi, görüştük. Ertesi gün o haberler çıktı."

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.