YANLIŞ HESAP BAĞDAT’TAN DÖNER…
CHP’ye müzahir kanalları ve yorumcuları izliyorum.
Bazen gülüyor, bazen de toplumdan uzaklıklarına hayret ediyorum…
Ne içip bu kafaya ulaşıyorlar, bilmiyorum. Söyleseler de denesek…
PKK’nın siyasi uzantısı ile işbirliğini matah bir şey sanıyorlar ve “altı artı bir masa ittifakı’ndan” hiçbir ders çıkarmadıkları gibi, artık masanın altına gizlemeden birlikteliği alenileştirmeyi övüyorlar…
PKK’lılığını gizlemeyen bir kadının elini öpmekten, şehit cenazesinden DEM Parti ziyaretine koşmaya, DEM ile birlikte sınır ötesi tezkereye ret oyu kullanmaya, DEM ile birlikte PKK Terörünü kınayan TBMM bildirisine imza atmamaya, DEM’i kırmızı hali sererek partilerinde karşılayıp misafir etmeye kadar pek çok fiil ile milliyetçi ve muhafazakar kesimlerden oy alacaklarmış…
Bunu da ciddi ciddi söylüyorlar.
İstanbul, Antalya, Mersin, Adana gibi illerde DEM aday çıkarmayacakmış, buna mukabil CHP’de buralarda bazı ilçelerde aday çıkarmayıp DEM adaylarını destekleyeceklermiş ve böylelikle hem bu illerde hem de ülke genelinde CHP büyük başarı elde edecekmiş…
Hatta MHP’liler AK Parti adaylarına, AK Partililer de MHP adaylarına oy vermeyeceklermiş, herkes gidip CHP adayını destekleyecekmiş…
Mesela Etimesgut’ta şehitlerin cenazeleri gelirken davul zurna ile adaylık açıklayan, iki cümleyi biraraya getiremeyen, belediye başkanı değil de kendisini milli eğitim bakanı adayı gibi görüp ipe sapa gelmez görüşler serdeden, 28 Şubat özlemi içindeki tiyatrocu da AK Partililer MHP adayına oy vermeyecekleri için kesin kazanacakmış…
Ankara ise hiç sorunsuz bir şekilde yine kazanılırmış. MHP’liler kesinlikle Mansur Başkanlarına oy verirmiş, hatta o adaylıktan çekilse bile verirmiş. AK Parti Turgut Altınok’u gösterse bile CHP derlermiş…
Öyle ki Mansur Yavaş’a da gerek yokmuş. Burada CHP’li belediyeciliği gören vatandaşların başka bir türlü tavrı olmazmış. Bu nedenle de partilerini terketme pahasına Mansur Yavaş ile hareket eden kişilere de hiçbir minnetleri yokmuş. Onlar aday gösterilmemeli imiş…
Aynı şekilde İstanbul’da Ekrem İmamoğlu için İYİ Parti’den kopanların da herhangi bir şekilde makam ve mevki ile taltifleri gerekmiyormuş. Nasıl olsa İYİ Parti tabanı CHP ile birlikte hareket etmeliymiş…
İstanbul’un yağmurda, karda, selde ortalıkta görünmeyen, tatilde yakalanan, temel atmama törenleriyle maruf belediye başkanı da açık ara önde yarışı tamamlayacakmış… Çünkü İstanbul ittifakını sağlamış. Bir yanda partilerine rağmen İYİ Partililer, diğer yandan DEM’liler, hatta beş yıllık icraatlarını takdirle karşılayan AK Partililer ve MHP’liler “Ekrem Başkan’ı 2028’de de Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istedikleri için, büyük bir coşku ile oy vereceklermiş….”
Murat Kurum’un uzmanlığının, projelerinin, başarılarının önemi yokmuş. Depreme duyarlılık, kentsel dönüşüm, trafik çilesi, su ve temiz çevre ihtiyacı İstanbul’un, İstanbullunun konusu değilmiş…
İstanbullu artık İmamoğlu’nu başka yerlerde görmek istiyormuş… Mesela eş genel başkan değil de, CHP’nin tek genel başkanı ve sonra da Cumhurbaşkanı…
Yıllar boyu CHP’yi yerlerde süründürdüğü ve Türkiye’yi ana muhalefet partisi krizine soktuğu için Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirirdik.
Hâlbuki Kemal Bey bunlarla mukayese edilemeyecek kadar iyi bir siyasetçi imiş.
Sorun ayrıca Kemal Bey’de değil, Kemal Bey’i de böylesi bir hayal âlemine iten sözde yazar, çizer, aydın taifesinde imiş…
Bunlar sanırım CHP’yi desteklemese, akıl vermese, yönlendirmese CHP iktidar bile olabilir ama bunlar varken nasıl olsun ki…