Yargıtay'dan düğünde takılan takı kararı!
Düğünde takılan altınları elinden alan kocasını şikayet etti. Kocasının altınlarla bekarlık dönemine ait borçlarını ödediğini belirten gelinin başvurusunu değerlendiren mahkeme, düğün merasiminde geline takılan takıların davacıya iadesine hükmetti. Devreye giren Yargıtay, "İster kaynana, ister dayı, kim takarsa taksın düğünde takılan altınların gelinin kişisel malı sayılacağına" karar verdi.
5. Aile Mahkemesi'ne dava açan bir kadın, boşandığı eşi tarafından alınan düğün merasiminde takılan altınların tarafına iadesini istedi. Evlenirken yapılan iki ayrı düğünde çok sayıda ziynet eşyaları ve nakit paranın takıldığını, ziynet eşyalarının düğünden sonra davalı tarafından alındığını anlatan davacı kadın, "Davalı olan boşandığım eşim, altınlarla bekarlık dönemindeki borçlarını ödedi. Daha sonra da geri vermedi. Dava konusu altınların aynen iadesini istiyorum." dedi.
BORSADA KAYBETTİ SAVUNMASI
Mahkemede ifade veren davalı koca ise; birikim yaparak borçsuz olarak evlendiğini, davacının para ve altınların bir kısmını kendi şahsi harcamaları için kullandığını, bir kısmını da borsada kaybettiğini beyan etti. Davanın reddine karar verilmesini talep eden davalı iddiaları reddetti. Mahkeme sadece geline takılan takıların iadesine hükmetti.
"DÜĞÜNDEN GELEN ALTINLAR KADININDIR"
Kararı iki taraf da temyiz etti. Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, düğün sırasında takılan ziynet eşyalarının, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılacağına hükmetti. Düğün merasiminde takılan ziynet eşyalarının artık kadının kişisel malı kabul edildiğine dikkat çekilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararında şu ifadelere yer verildi: "Ne var ki somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda geline ve damada takılan ziynet eşyaları ayrı ayrı değerlendirilmiş, mahkemece de yalnızca geline takılanlar yönünden tahsil kararı verilmiştir. O halde mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğün sırasında geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü doğru görülmemiştir. Temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına oy birliğiyle karar verildi"