Yıllar sonra öz ailelerine iade edilmişlerdi... Yeni hayatlarına alışamadılar!
Doğumda karışan ve farklı ailelerde büyüyen iki çocuk, mahkeme kararıyla biyolojik ailelerine iade edildi. Yeni ailelerine teslim edilen küçük çocuklar yeni hayatlarına alışamadı.
Adıyamanlı Selahattin ve Meryem D. çifti 2013 yılında İstanbul’daki özel bir hastanede bebek sahibi oldu. Aynı hastanede, aynı gün Trabzonlu Yusuf ve Selma K.’nın bebeği de dünyaya geldi. İki çiftin çocukları hastanede karıştı. Durumdan haberleri olmayan aileler birbirlerinin çocuğunu alarak şehirlerine döndüler.
4 yıl sonra Trabzonlu Yusuf K., eşine boşanma davası açtı. Kendine benzemeyen çocuğu E. için DNA testi yapılmasını talep etti. Test sonucunda E.’nin, çiftin çocuğu olmadığı ortaya çıktı. Trabzonlu aile hastaneye başvurdu. Hastanenin yaptığı araştırmada Adıyamanlı çiftle Trabzonlu çiftin çocuklarının karıştırıldığı ortaya çıktı. Her iki aile de mahkemeye başvurdu. Mahkemeden, 4 yaşındaki çocukların biyolojik ailelerine iade edilmesi kararı çıktı. Böylece Trabzon’da büyüyen E., Adıyamanlı biyolojik anne babasına verilirken Adıyaman’da büyüyen C.’ de Trabzon’da boşanma davası devam eden annesine teslim edildi.
PERİŞAN HALDEYİZ
4 gün önce biyolojik ailelerine teslim edilen küçük E. ve C. henüz yeni hayatlarına alışamamış. Biyolojik oğlu E.’ye kavuşan fakat 4 yıldır kendi oğulları gibi büyüttükleri C.’den ayrılmanın hüznünü yaşayan Adıyamanlı baba Selahattin D., mahkemenin değişim için bir tarih vermediğini vurgulayarak, “Aslında çocukların şimdilik değiştirilmesini istemiyorduk. Ama çocuklar büyüyor. İlerde daha kötü olaylarla karşılaşmamak için, çocukların geleceği için değiştirme kararı aldık” dedi. Karardan sonra hâkimin iki aileye “Bağlarınızı koparmayın” dediğini söyleyen Selahattin D., yaşadıklarını şöyle anlattı:
‘ANNEM NEREDE’ DİYOR
“C.’yi Trabzon’da bıraktım. Öz çocuğumu E.’yi de Adıyaman’a getirdim. Ama Trabzon’dan getirdiğim oğlum E. çok sıkıntı yaşıyor. Geceleri saat ikide üçte kalkıp Trabzon’daki annesini istiyor. ‘Annem nerede’ diyor. Sürekli ağlıyor. Bu duruma eşim de üzülüyor. Öz oğlu E.’ye kavuştuğu için mutlu ama C.’nin elbiselerini görünce ağlıyor. Onu da özlüyor. Bu duruma alışmaya çalışıyoruz ama bizim için çok zor. Bir yandan 4 yıl boyunca öz çocuğumuz gibi büyüttüğümüz bir çocuk var, diğer yanda öz çocuğumuz var. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Perişan haldeyiz.”
AYNI ŞEHİRDE YAŞAYALIM
Selahattin D., hem aileler hem de çocukların geleceği için her iki ailenin aynı şehirde yaşaması önerisinde bulundu: “Çocuklar için aynı şehirde yaşayalım, diyorum. Ya onlar Adıyaman’a gelsin ya da biz Trabzon’a gidelim diye düşündük. Trabzon’daki çocuk annesi ve dedesiyle beraber yaşıyor. Dedesi belediyede çalışıyor. Adıyaman Belediyesi’nde dedesine iş bulunursa belki onlar buraya gelir. Ben de Trabzon’a taşınabilirim. Ama Trabzon’a gidip ne iş yapacağım? Benim Adıyaman’da bir giyim mağazam var. Onunla geçimimi sağlıyorum. İşimi bırakıp gittiğimde orada aileme ve çocuklara nasıl bakacağım? Bu konuda birilerin bize vesile olmasını istiyoruz. Bu çocukların iki annesi olsun, iki babası olsun. Beraber okula gidip kardeşçe büyüsünler. Böylece her iki aile de her iki çocukla sık sık görüşmüş olur.”