Yönetmen Kemal Uzun'un katili mektupla her şeyi anlattı!
Ünlü yönetmen Kemal Uzun'u öldüren oyuncu Osman Akti, cezaevinden yazdığı bir mektupla yaşadıklarını tüm detaylarıyla anlattı. Akti, "Uzun, benimle birlikte olmak istedi" dedi.
Yönetmen Kemal Uzun'un katil zanlısı Osman Akti, Maltepe Kapalı Cezaevinden Habertürk yazarlarından Oray Eğin'e mektup yazdı.
"TÜRK HALKININ BU CİNAYETLE İLGİLİ AYDINLATILMASI GEREK"
Katil zanlısının mektubunu köşesine taşıyan Eğin, "Önceki gün kendi deyimiyle 'Türk halkının bu cinayetle ilgili aydınlatılması' için bana bir mektup gönderdi. Tabii asıl amacı savunmasına medya desteği bulup hafifletici ceza almak." satırlarına yer verdi.
Oray Eğin'in yazısının devamı şöyle:
Mektubunu bana göndermesinin nedenini, "Türkiye halkına gerçekleri yazmandır" diye açıklıyor. Haberi okur okumaz bunun bir eşcinsel cinayeti olduğunu yazmıştım.
BİR HAFTA BOYUNCA MESAJLAŞMIŞLAR
Akti'nin anlattıkları da benzer eşcinsel cinayetlerinden farklı değil. Varoşlarda yaşarken ünlü olma hayaline kapılıyor, oyunculuk ajansına katılıyor. Kemal Uzun'un yönettiği dizide bir polis memurunu oynayacağını öğrenince de heyecanla sete gidiyor.
"Set başlamadan birkaç dakika önce şapkalı ve gözlüklü bir şahıs bana merhaba deyip yanıma geldi, sohbet esnasında beni daha önce de bu sette gördüğünü söyledi ve hal hatırımı sordu" diye yazıyor. "O adamın yönetmen koltuğuna oturduğunu gördüğümde hem şaşırdım hem de sevindim. Set boyunca üç kere yanıma gelerek benimle konuştu. Setten sonra telefon numaramı istedi, yönlendireceği bir şeyler olursa arayacakmış, diye bu duruma çok sevinerek eve gittim."
Daha sonra bir hafta boyunca mesajlaşmışlar; genç erkek hayallerinden bahsetmiş, Kemal Uzun ona yardımcı olacağını ama buluşmaları gerektiğini söylemiş.
AYIP OLMASIN VİSKİSİ
Mecidiyeköy'de buluşup Şile'deki yazlığa gitmişler. "Viski ısmarladı, biz de içtik tabii" diye yazıyor. "Şile'yi gezdirdi filan tekrar eve geldik, yine ısrarla viski içirip konuşturuyordu beni. Sonra beni eve bırakmasını istedim, ama bana önce 'Bir balık yiyelim, sonra gidelim' dedi. Ben de kabul ettim. Restoranda bu sefer rakı içmemi ısrar etti, mecbur kabul ettim yanlış anlamasın diye. Ayağa kalkıp lavaboya gittiğimde ayakta durmakta güçlük çekiyordum. Tekrar beni eve bırakmasını istedim, ama bu sefer de eve gidip biraz dinlenmemiz gerektiğini söyledi, çünkü araba kullanamayacakmış. Eve gittiğimizde bu sefer de kendisi viski içirdi ve ben orada sızdım."
Mektubun devamında hakikati sadece iki kişinin bilebileceği ayrıntılar yer alıyor. Taraflardan biri hayatta olmadığı için de Osman Akti'nin ne kadar doğru söylediğini kestirmek zor. Ama iddiasına göre Kemal Uzun onunla öpüşmeye çalışmış, "kimsenin aklına bile gelmeyecek tacizde" bulunmuş.
YÖNETMENİN YATAĞI
Osman Akti'nin yazdıkları bugüne kadar gay cinayetleri işleyen gençlerin mahkeme önündeki savunmalarından farksız değil: "Benimle birlikte olmak istedi, ben de kendimi korumak için öldürdüm." Bile bile eşcinsellerle birlikte olup çeşitli anlaşmazlıklardan (para talebi ya da cinsel rollerin değişimi) sonra travma geçirip öldüren gençlerin ellerini kollarını sallayarak dışarı çıktığını biliyorum. O yüzden de her benzer savunmaya kuşkuyla yaklaşıyorum.
ŞÖHRET MERAKI
Osman Akti kendisine "Cenk" diyen, 262 kişinin takip ettiği Instagram hesabının sonuna "official" (resmi) kelimesini bile ekleyecek kadar şöhrete düşkün bir genç. Çocuk değil, aklı başında bir yetişkin.
"Ayıp olmasın" diye viskileri içmesi onun seçimiydi, Mecidiyeköy'den arabaya binip Şile'ye gitmesi de. Ortada başlangıçta bir rıza olduğu kaçınılmaz; işler neden sonrada bozuldu orası muamma ve yargı ortaya çıkaracak. Belki gerçekten dediği gibi bir taciz var ama kendi anlattığına göre buluşmalarından epey sonra, karşılıklı gönüllü geçirilen bir günün sonunda yaşanmış gerçekten olduysa.
Öte yandan, tıpkı Hollywood'daki #metoo hareketinin hepimizi uyandırdığı gibi star yaratma sisteminin çarpıklığının eşcinsel dünyasında da olduğu kuşkusuz. Ünlü olmak için gözü dönen gençler her şeyi yapabiliyor, gücü elinde tutanlar da bundan faydalanıyor. Yönetmen, tiyatro sahibi, senarist gibi figürlerin bu gençler üzerinde iktidarı çok fazla, manipülasyon kabiliyetleri de. Çoğu zaman bedenler kullanılıp atılıyor."