YPG para karşılığı DEAŞ'lıları bırakıyor!
Dünya Aramiler (Süryaniler) Konseyi'nden YPG'nin DEAŞ'la mücadele konusunda iki yüzlülüğünü ortaya koyan bir iddiayı gündeme taşıdı. WCA, YPG'nin para karşılığı El Hol kampında tuttuğu DEAŞ'lı teröristleri serbest bıraktığını iddia etti. El Hol kampındaki kaynakların da doğruladığı bilgiye göre YPG, bölge ülkeleri dışından DEAŞ'a katılan yabancı teröristlerden serbest bırakmak için 10 bin doların üzerinde para alıyor.
ABD öncülüğündeki koalisyon, Suriye’de DEAŞ’i yok etmek için büyük çoğunluğu YPG'li teröristlerden oluşan “Suriye Demokratik Güçleri” (SDF) ile birlikte çalıştı.
AB ve ABD’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK ile ilişkisini gizlemek amacıyla üst düzey Amerikalı bir generalin isteği doğrultusunda 2015’te adını SDF olarak değiştiren PKK/YPG DEAŞ'lı teröristler ve yakınlarını Suriye'nin Kuzey Doğusu'nda bulunan El Hol kampı ve benzeri birkaç kampta tutuyor.
DEAŞ'lı teröristlerin yakını binlerce kadın ve çocuğun El Hol’de tutulması nedeniyle “dünyadaki en tehlikeli kamp” olarak biliniyor. Kampta tutulan DEAŞ'lıların yüzde 85'i Irak ve Suriye ağırlıklı kökene sahip.
Dünya Aramiler (Süryaniler) Konseyi’nin (“WCA”) bu kampta çalışan ve güvenlikleri açısından kimlikleri gizli tuttuğu bazı kaynakları bulunuyor.
Bu kaynaklar oradaki Suriyeli DEAŞ mahkûmlarının kişi başı en az 1.800 dolara serbest bırakıldığını bildiriyorlar. Aynı kaynaklara göre Irak ve Suriye dışından DEAŞ'a katılan yabancı teröristler ise serbest kalmak için YPG'ye 10.000 dolar ve daha fazlasını ödüyor.
YPG'nin aldığı paraların ne kadar yüksek olduğunu anlamak için bölgedeki ortalama bir ailenin 200 dolarla geçindiğini bilmek yeterli.
YPG FARK ETMEDEN FİRAR OLAMAZ
Çeşitli medya organlarında yayınlanan mülakatlarda ve makalelerde yaygın ama kontrol edilmemiş görüşe göre DEAŞ'lı mahkûmlar, PKK/YPG’nin kaynaklarının yetersizliği nedeniyle fark edilmeden kaçıyorlar yönünde.
Ancak Dünya Aramiler (Süryaniler) Konseyi WCA’nın kamp içindeki kaynaklarına göre, YPG'nin haberi veya rızası olmaksızın El Hol'den fark edilmeden bir firar söz konusu olamaz.
Bu konuda bir kaynak şunları söylüyor: “Sıkı güvenlik önlemleri ve gözetleme kameraları kaçmanın imkânsız olmasını temin ediyor. Kaçtığını bildiklerimiz firar etmesine izin verilenler; boş çadırları kaçmalarının ertesi sabahı gardiyanlar tarafından gözlerimizin önünde alınıp götürüldü. Bu aynı zamanda komşuları tarafından da teyit ediliyor. Hatta kamptan çıkış yolu buradaki herkes tarafından gayet iyi biliniyor.”
O kaynağın bir meslektaşı ise şunları ekliyor: “Arap aşiretleri kefil olduğu için çıkan pek çok mahkûm biliyoruz. Ancak bu vakalar farklı. Bu apaçık yolsuzluk ve DEAŞ’ın kurbanları olarak bu rüşvetçi anlaşmalardan düpedüz iğreniyoruz. Bu DEAŞ tehdidini canlı tutmak için kazanılan kan parası. Bu şekilde YPG, alıkonulan yurttaşlarının ülkelerine geri dönmelerini reddeden Batılı ülkelere baskı yapabiliyor ve uluslararası toplumdan çok daha fazla destek elde ediyorlar.”
Bir başka kaynak ise şu soruyu yöneltiyor: “Eğer DEAŞ, YPG’nin doğru bir şekilde iddia ettiği gibi ciddi bir tehdit oluşturuyorsa, o zaman neden yüzlerce teröristini, eşlerini ve çocuklarını serbest bırakıyor? Öldürmeyi misyon edinmiş bu travma geçirmiş teröristlerin Suriye’de serbestçe dolaşmaları, komşu ülkelere gitmeleri veya YPG’yi destekleyen Batılı ülkelere ulaşmaları bir güvenlik riski oluşturmuyor mu?”
WCA bu konuda şeffaflık olmamasını garipliği noktasında şunları soruyor:
Kaçanların hepsi biliniyor mu, kayıtlı mı ve izleniyor mu? Kurbanlar için adaletin yerini bulması; radikalleşmenin azaltılması ve topluma yeniden entegre olma ve DEAŞ’ın bayrağını ve zehirli ideolojisini sürdürme, DEAŞ’i yeniden kurmalarını ve Suriye içinde ve dışında saldırılar düzenlemelerini sağlama yüksek riski gözetilmeksizin DEAŞ mahkûmlarının “kaçmasına” neden izin veriliyor?
BBC DE TEYİT ETTİ
PYD/YPG’nin DEAŞ ile “gizli anlaşmalar” müzakere ettikleri gerçeği BBC tarafından da teyit edilmişti.
BBC'ye göre 2015’te YPG, DEAŞ’i, daha sonra bu köyleri DEAŞ’den kurtarmak, sonra ilhak ve işgal etmek amacıyla, Habur Nehri’ndeki Tel Goran gibi Hristiyan köylerine saldırmaya kışkırttı.
Ayrıca Arami Hristiyanları arasında, şiddet kullanan ve komünist PYD/YPG’nin böl ve yönet taktikleriyle küçük bir grup Arami kuklaya, Rojova (Kuzey Doğu Suriye)’da demokratik bir toplum romantik ve yanıltıcı hikâyesini yaymak üzere ödeme yaptıkları da çok iyi biliniyor.
Örneğin YPG’nin bir benzeri olan “Süryani Askeri Konseyi”nin (MFS) %90’ından fazlası, neticede MFS’yi de kontrol eden PYD/YPG tarafından toplanan Hristiyan olmayan Araplardan ve eski DEAŞ teröristlerinden oluşuyor.