Yunan basını: ABD için gerçekte ne kadar önemliyiz?
Yunanistan merkezli Kathimerini’de yayımlanan bir analizde '2021’in son çeyreği, ABD-Yunanistan ikili ilişkileri için kesinlikle dikkate değer bir dönem oldu.' ifadelerine yer verildi. Fransa'nın öncülüğünde (Türkiye karşıtı) bir AB ordusu kurulması girişimlerinin Yunanistan ile başlamasının ABD tarafından memnuniyetle karşılandığının belirtildiği makalede, Türkiye'nin Rusya karşısında güvenilmez hale geldiği iddia edildi.
İşte analizin tam çevirisi:
Ekim ayında Fransa ile yeni Karşılıklı Savunma ve İşbirliği Anlaşması (MDCA) imzalandı. Ardından Aralık ayında ABD-Yunanistan Savunma ve Parlamentolar Arası Ortaklık Yasası yasalaştı.
Bu büyük başarılara rağmen, eleştirmenler hala şikayet edecek bir şey buldular. Örneğin, MDCA’nın yıllık yenilemelerle sınırlı olması gerektiğini protesto edenler vardı (elbette, Kongre’yi bir yıldan fazla garanti edilmeyen tesislere yatırım yapmak için uygun fonlara nasıl ikna edebileceklerini asla açıklamadılar).
Bu eleştiriler, iki kritik nedenden ötürü amacını ıskalıyor. Her şeyden önce, bu dönüm noktaları aracılığıyla elde edilen kazanımları, ikili ilişkilerde yeni başlangıçlar veya ara adımlar olarak değil, bir bitiş noktası olarak ele alıyorlar. İkinci ve daha da büyük hata, bu eleştirilerin MDCA’yı çok farklı bir güvenlik mimarisine sahip bir dünyaya ait şeyler olarak ele alması.
'YENİ BİR ABD SAVUNMA MİMARİSİ KURULUYOR'
Yunanistan’ın stratejik analistleri ve siyasi liderleri bu son nokta üzerinde durmalı. Yeni bir ABD güvenlik mimarisi kurulma sürecinde; çoğu şey tanıdık gelecek ama önemli farklılıklar var. Atina’nın yön bulmayı öğrenmesi ve Yunanistan’ın Amerikan stratejik düşüncesi içinde önem kazanması için dönüşmesi gereken şeyler de işte bu farklılıklardır.
'ABD'DE HÜKÜMET DEĞİŞSE DE POLİTİKALAR AYNI'
Son iki ABD yönetimi, Amerikan dış politikasında uzun süredir devam eden eğilimlerden sapmaları ima eden retorikler kullandı. Ancak ne Trump başkanlığının “Önce Amerika” yönelimi ne de Biden Yönetimi’nin demokrasi ve insan haklarına övgüleri, dış politika kuruluşunun temel ideolojileri haline gelmedi.
Bunun yerine, süper güçlerin rekabeti Amerikan ulusal güvenlik stratejisine hükmediyor. Bir anlamda, bu Yunanistan için yeni değil. Ne de olsa Atina kendini sık sık ABD ve SSCB arasındaki bir Soğuk Savaş satranç tahtasında bulmuştu.
2022'DE YUNANSİTAN KENDİNİ REKABETLERİN ORTASINDA BULACAK
Ancak 2022’de Yunanistan, biri ABD ile Rusya arasında, diğeri ABD ile Çin arasında olmak üzere eşzamanlı büyük bir güç rekabetlerinin tam ortasında bulacak.
Bölgede üçüncü bir büyük gücün katılımı, bu büyük güç siyaseti dönemini Soğuk Savaş’tan ayırmakla kalmıyor, aynı zamanda Çin’in, rekabetçi savaş alanını ekonomi ve yumuşak güç arenasına genişlettiğini de gösteriyor – ki bu SSCB’nin asla başaramadığı bir şey.
Pekin’in Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) ve Huawei, ABD’nin Güneydoğu Avrupa ve Doğu Akdeniz’deki etkisine, Rus savaş gemileri ve istihbarat varlıkları kadar önemli meydan okumalar olarak görülüyor.
Yunanistan, ABD’nin birçok yönden yarışta tutunmasını sağlıyor. Bir ihmal politikası sonucu, Rusların Balkanlar’da bir kez daha nüfuz kazanmasına ve Çin’in BRI’yi orada genişletmesine izin verildi. Bundan sonra, Yunanistan kendisini Moskova ve Pekin’in daha büyük etkilerine karşı bir güvenlik duvarı kurdu.
PİRE LİMANINI ÇİN'E WAHSINGTON DC TESLİM ETTİ!
Washington, istemeyerek de olsa Pire Limanı’nı Çin’e teslim etti, ancak Yunanistan daha fazla Çin yatırımının cazibesine yenik düşmedi. Tüm dünyanın gözü önündeki ekonomik ihtiyaçlara rağmen Yunanistan, hem Çin’in hem de Rusya’nın çeşitli stratejik yatırımlara erişimini engelledi. Atina sadece Moskova ve Pekin’in etkisinin sınırlandırılmasına yardımcı olmakla kalmadı; nasıl tersine çevrilebileceğinin bir örneği oldu.
Yunanistan’ın Huawei yerine Ericsson’u seçme ve NATO’nun Balkanlar’da genişlemesine yol açan diplomatik girişimlere öncülük etme kararının önemi de göz ardı edilemez.
DEDEAĞAÇ'TAKİ ASKERİ YIĞINAK RUSYA'NIN KARADENİZ'DEN KAÇMASINI ÖNLEYECEK
Yunanistan’ın “sert güç” cephesindeki katkıları aynı şekilde göz ardı edilmemeli. Türkiye’nin Rusya konusunda tamamen güvenilmez bir hale geldiği bir zamanda, Dedeağaç’ı Batı’nın önemli bir deniz varlığı haline getirmesi ve Souda Körfezi’nin genişlemesi, Rusya’nın bölgedeki deniz faaliyetleri ve Karadeniz’den “kaçma yetenekleri” üzerinde önemli kontroller sağlıyor.
FRANSA'NIN AVRUPA ORDUSU ASLINDA ABD TARAFINDAN DA DESTEKLENİYOR
Yunanistan’ın Fransa ile savunma işbirliği de yeni ABD güvenlik mimarisinde sanıldığından daha fazla hoş karşılanıyor. On yıldan fazla bir süredir ABD, Asya’ya “dönme” arayışında. Bir zamanlar Washington’da şüpheyle yaklaşılan, güçlü bir Avrupa savunma kimliği, ABD’nin Çin’e daha fazla odaklanma yeteneğini kazanması için paha biçilmez bir teklif haline geldi.
ABD DOĞU AKDENİZ'DE YARDIM EDERSE YUNANİSTAN RUSYA'YA KARŞI YARDIM EDECEK
ABD’nin Çin ile yüzleşebilmesi ve rekabet edebilmesi için, Avrupa ve Doğu Akdeniz’deki ortaklarının bu bölgelerdeki Batı çıkarlarını korumada adım atması ve önderlik etmesi gerekiyor. Yunanistan bu ortak olabilir ve şimdi Washington’un bir müttefik olarak kendi güvenilirliği, bu ortaklığa ne kadar yatırım yapacağıyla ölçülecek.
Kaynak: M5