Yunan’ı Türk elektriği çarptı
Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne boru hatlarıyla su taşınması projesinin ardından gündeme getirdiği elektrik hattı Yunanistan’ı tedirgin etti. GKRY'li işadamı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Andronicos CY'nin GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’e mektup yazdı.
Yunan medyası, “Türkler Kıbrıs'a elektrik bağlantısı sağlayacak. Bu hamle, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji stratejisini güçlendirip, Kıbrıs’ın kuzey ve güneyini kendi ağına bağlayarak adadaki etkinliğini artırma, Avrupa ile enerji ilişkilerini güçlendirme fırsatı sunuyor” diye yazdı.
Bu konu Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde de (GKRY) tartışılıyor. Hatta Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) elektrik ve su sorununu çözmek için geliştirdiği projeler nedeniyle Güney Kıbrıs Rum Kesimi ‘nin (GKRY) iş insanları KKTC’nin tanınması için çalışma başlattı.
GKRY'li işadamı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Andronicos CY'nin GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’e mektup yazdı. Mektupta, su ve elektrik sorununun tek başına çözümünde sıkıntının olduğunu, Yunanistan’dan gelecek su ve elektrik kablosu hattının KKTC tarafından iptal edilebileceği belirtildi. Bu nedenle Türkiye’den gelecek su ve elektriğin satın alınması için Türkiye’nin ikinci bir su hattı yapmasının talep edilebileceği vurgulandı.
Yunan stratejistler, “Türkiye, bu projeyle bölgedeki enerji maliyetlerini düşüreceğini ve daha mantıklı bir çözüm sunduğunu iddia ediyor. Bu, Türkiye’nin çıkarlarına uygun bir strateji olarak öne çıkıyor çünkü Doğu Akdeniz’deki enerji denklemi üzerindeki etkisini genişletebilir” yorumunu yaptı.
Yunan medyasında yazılarda şöyle denildi:
“Atina, Türkiye’nin bu projeyle enerji politikalarını jeopolitik çıkarları doğrultusunda kullanarak siyasi kazanç elde etmeye çalıştığı suçlamasında bulunuyor. Türkiye’nin GKRY-Yunanistan-İsrail elektrik bağlantısı projesine yönelik önerdiği alternatifi sert bir dille eleştiriyor. Atina’da, Türkiye’nin bu adımı, mevcut projedeki gecikmeleri fırsat bilerek bölgedeki dengeleri bozmayı ve GKRY'nin egemenliğini zayıflatmayı amaçlayan bir hamle olarak görülüyor. (GKRY'deki iş çevreleri ise Türkiye'nin projesine olumlu bakıyor ve siyaseti ikna etmeye çalışıyor)”