"Yürüyüşün sonucu HDP ve FETÖ’ye kitle hareketi imkanı sağlamak"

Aydınlık gazetesi yazarı Yavuz Alogan köşesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nü eleştirdi.

Alogan “Bazı sosyalist arkadaşların hevesini kırmak gibi olmasın ama CHP’nin yürüyüşü Haziran Ayaklanması’nın ancak karikatürü olabilir. Marx’ın dediği gibi, ilkinde trajedi olan şey, bir sonrakinde komedi oldu. Bazı meydan nutuklarını dinlerken kendimi tutamayıp güldüm. Eğreti duran, oturmamış bir şeyler var. Zamanlaması da çok manidar” diye yazdı.

“ANSIZIN ASLAN KESİLEREK SOKAĞA ÇIKMASINI ASLINDA…”

Gezi direnişi sırasında CHP’nin tavrına ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bazı açıklamalarına yer veren Alogan yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Kılıçdaroğlu bu kez fırsatı bizzat yarattı. Neden acaba? Bu ani adalet arayışını, hep kararsız ve ürkek duran sayın genel başkanın ansızın aslan kesilerek sokağa çıkmasını aslında ABD’nin Katar üzerinden bölgeye müdahalesi ve Türkiye üzerinde dış baskıların artması açısından değerlendirmek gerekir. Herkesin “Katar’dan sonra sıra Türkiye’de” dediği bir sırada akıllarına “adalet” geldi. Aksiyon dergisine kapak olan ve Pensilvanya’yı tavaf eden seçkin ve büyük gazeteciye hınçla verilen hukuksuz ve anormal derecede ağır cezanın sağladığı fırsat kimsenin görüş alanını daraltmasın. Dışarıya dönük “adalet” arayışları bunlar. Türkiye dış baskı altında gerici ve zorba bir iktidar ile işbirlikçi bir muhalefet arasında sıkışıp kaldı.

Gandhi benzetmesi de komik. Arada çok fark var. Bir kere, kıyafetler farklı. Gandhi bir omzunu açık bırakan beyaz bir sariyle yürümüştü. Yanında sütünü içerek beslendiği bir de keçisi vardı. Ayrıca ideolojisi farklıydı. Gandhi, bir tür anarşistti. Thoreau ve Ruskin gibi liberterlerden etkilenmişti. Merkezi olmayan bir iktisadi yapıda komünal köy hayatının yenilenmesi gibi tuhaf fikirleri vardı. Sayın Kılıçdaroğlu daha basit, fakat görüşü belirsiz: neoliberal, küreselleşmeci, TESEV’ci, bazen “Dersimli,” icabında Kemalist.”

GANDHİ KARŞILAŞTIRMASI

Gandhi’nin kadın saçının özgür olmasını, “Purdah”ın (çarşaf) kaldırılmasını savunduğunu söyleyen Alogan “Çarşafa parti rozeti takmamıştır. Amaç da farklı: 1930’da 400 km’lik Tuz Yürüyüşü’ne önderlik eden Gandhi (sahiden yürümüştü) ülkesini Britanya emperyalizminin boyunduruğundan kurtarmayı amaçlıyordu; oysa bizimki, emperyalizmin Türkiye’ye daha fazla baskı yapmasını istiyor (burada bir nüans var: halkı harekete geçirmeyi değil, emperyalizmin mevcut siyasî iktidara demokratik haklar vs için baskı yapmasını, Türkiye’yi kendi nüfuz alanında tutmaya devam etmesini istiyor). Ayrıca Gandhi, Britanya büyükelçisinin rezidansında kapalı kapılar ardında gizli görüşmeler yapmadı. Kendi döneminin Riccardione ya da John Bass gibi adamlarıyla görüşmeyi reddetmiştir” dedi.

“YÜRÜYÜŞÜN KISA VADELİ SONUCU…”

Aydınlık yazarı Yavuz Alogan yazısını şöyle sürdürdü:

“Bu köşede birkaç kez ülkemizde turuncu harekete uygun bir kitle tabanının olmadığını yazdım. Fakat, ne yalan söyleyeyim, CHP genel başkanının kendi kitlesini turuncu bir hareket olarak seferber edeceği hiç aklıma gelmedi. Bu yürüyüşten emperyalizme karşı mücadele, tam bağımsızlık, özelleştirilen her şeyin kamulaştırılması, Türkiye’nin kuruluş ayarlarına dönmesi, laikliğin kuvvetle savunulması ve aydınlanma gibi talepler ve sonuçlar, hatta ”demokrasi” denilen şey bile çıkmaz. Sadece AKP’nin iktisat politikalarını sürdüren bir müteahhitler cumhuriyeti ve küresel güçler nezdinde “demokrasi kahramanı” suretine bürünmüş “yeni” bir Kılıçdaroğlu çıkar. Bu kahramanlığın birinci şartı ve yapılmakta olan yürüyüşün kısa vadeli sonucu ise HDP ve FETÖ’ye bir kitle hareketi imkânı sağlamaktan ibarettir. Dikkatle takip edeceğiz.”

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.