Yusuf Topal kimdir? Neden öldü? Ters kelepçe nedir? Beyaz kod ne demek?

Türkiye, yürüme güçlüğü çeken 82 yaşındaki eşine ilaç yazdırmak için aile sağlığı merkezine giden, ilaç yazmadığı için doktorla tartışması nedeniyle polis tarafından ters kelepçe takılıp biber gazı sıkılan Yusuf Topal'ın ölümünü konuşuyor. Gündeme bomba gibi düşen inanılmaz olay vatandaşların tepkisini çekerken, yetkilileri de harekete geçirdi. Yusuf Topal kimdir? Neden öldü? Ters kelepçe nedir? Beyaz kod ne demek? Bu bilgiler, yaşanan olaylar ve gelişmeler haberimizde...

82 yaşında bir adamın polis tarafından ters kelepçelenip biber gazı sıkmasının ardından yaşamını yitirdiği görüntüleri Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Kendisiyle aynı yaştaki yaürüme güçlüğü çeken eşine ilaç yazdırmak istediği Aile Sağlığı Merkezi'nden, doktorun "beyaz kod" çağrısı ile gelen polis zoruyla çıkarılan yaşlı adam kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Yetkililerin soruşturma başlattığı olayda bir sürü soru işareti bulunuyor. Yusuf Topal kimdir? Neden öldü? Ters kelepçe nedir? Beyaz kod ne demek? Ayrıntılı bilgileri bu haberde bir araya getirdik.

Yusuf Topal kimdir? Neden öldü? Ters kelepçe nedir? Beyaz kod ne demek?

YUSUF TOPAL KİMDİR? NEDEN ÖLDÜ?
Giresun'da, yürüme güçlüğü çeken eşi Fatma Topal'ın (82) sağlık kurulu raporlu ilaçlarını reçeteye yazdırmak ve evde bakım hizmeti kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla aile sağlığı merkezine başvuran Yusuf Topal (82), iddiaya göre, hastayı görmeden ilaçları yazmayacağını belirten Ö.Y. adlı kadın doktorla ile tartıştı.

Doktorun 'beyaz kod' vermesi üzerine gelen polisler, gözaltına almak istedikleri Yusuf Topal'a ters kelepçe takıp, biber gazı sıktı. Fenalaşarak yere yığılan ve sürüklenerek bindirildiği polis aracı hastaneye götürülen Topal, kalp krizinden öldü. Ailenin şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı, olaydan sorumlu tutulan 2 polis memuru açığa alındı.

Olay, 24 Temmuz Salı günü, Giresun'un Gemilerçekeği Mahallesi'nde meydana geldi. Fatma ve Yusuf Topal çifti, fındık hasadı için İstanbul'dan memleketlerine geldi. Yürüme güçlüğü çeken Fatma Topal'ın kronik hastalığı için kullandığı ilaçları bitince, eşi Yusuf Topal yeni ilaçları yazdırmak ve evde bakım hizmeti kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla 15 Temmuz Şehitler Aile Sağlığı Merkezi'ne gitti. Doktor Ö.Y.'ye başvuran Yusuf Topal, eşi adına düzenlenen sağlık kurulu raporunu göstererek ilaçları reçeteye yazdırmak istedi. Ancak, doktor, hastayı görmeden ilaçları yazamayacağını belirtti. Topal ise evde bakım hizmeti kararı olduğuna dair raporu göstererek, sağlık görevlilerinin eve gelmesini talep etti. İddiaya göre, doktor Ö.Y. ile Yusuf Topal arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında doktorun 'beyaz kod' vermesi üzerine, polis ekipleri sağlık merkezine geldi. Polisler, Topal'ı gözaltına almak istedi. Yusuf Topal direndiği polisler tarafından yaka paça polis aracına bindirilmek istendi. Ters kelepçe takılan ve biber gazı sıkılan Topal, bu sırada fenalaşarak yere yığıldı. Polisler, yerde sürükleyerek araca bindirdikleri Yusuf Topal'ı Prof. Dr. İlhan Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Kalp krizi geçirdiği belirlenen Topal, yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.

Yusuf Topal'ın cenazesi, Giresun Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsi sonrası Beyazıt Köyü'ne götürüldü. Kılınan cenaze namazının ardından Topal, toprağa verildi. Cenazede, Yusuf Topal'ın oğlu Ahmet Topal, taziyeleri kabul etti.

GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI, POLİSLER AÇIĞA ALINDI
Olaydan sonra aile, Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Topal'ın zor kullanılarak gözaltına alınmak istendiği görüntüler delil olarak savcılığa sunuldu. Soruşturma kapsamında 2 polis memuru açığa alındı. Polisler, ifadeleri alındıktan sonra adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Savcılık, olaya ilişkin kayda alınan görüntülerle sağlık merkezinin güvenlik kamerası kayıtlarını el koydu.

 

'BUNU YAPANLARIN CEZALARINI ÇEKMESİNİ İSTİYORUZ'
Olayla ilgili konuşan Yusuf Topal'ın oğlu Ahmet Topal, "Bizim amacımız, bu olayları gerçekleştirenlerden öç almak veya onlarla bir arbedeye girmek değil. Bunu savcıya da polis arkadaşlara da söyledim. Bu acıyı hem babama hem bize katbekat yaşatan bu insanların cezalarını çekmelerini istiyoruz. Benim babam 82 yıl boyunca korkuyla yaşadı. Evlatlarına gelebilecek tehlikelerin korkusu, vatanına milletine karşı yapacağı bir hata korkusu, en sonunda da korkuyla öldürdüler babamı. Bu çok acı geliyor bize. Küçük bir çocuğun köşeye sıkıştırılarak korkutulması gibi geliyor bu acı bana. Böylesi bir acıyı yaşayarak ölmesi bizleri gerçekten çok üzdü" dedi.

'DOKTOR FEVRİ DAVRANDI'
Babasının sağlık merkezine gitmesindeki tek amacının yürüyemeyen, evden dışarı çıkamayan annesinin ilaçlarını yazdırmak olduğunu ifade eden Ahmet Topal, "Biz doktordan şunu beklerdik; raporlu olan ilaçlarını yazamayacaksa bunların nasıl yazılabileceğini babama izah etmesini ve ona bir yol göstermesini isterdik. Bunun devlet hastanesinden bir doktor çağrılarak yapılabileceğini izah etmiş olsaydı, babam da bunu anlayışla karşılayacaktı ve bu olayların hiçbiri yaşanmayacaktı. Doktorun tamamen fevri davranarak o polisleri oraya çağırması ve hiçbir şekilde yardımcı olmadan herhalde kendi emellerini tatmin etmesiydi, doktorluk içgüdülerini ön plana çıkarmasıydı" diye konuştu.

 

 

AİLE AVUKATI: İLAÇ ALMAK İÇİN GİTTİ, ECELİNİ ALDI
Ailenin akrabası ve avukatı Hicran Akkaya Şenol da sağlık merkezindeki doktorun evde hizmet vermek yerine, görevi kötüye kullanarak polis çağırdığını söyleyerek şunları kaydetti:

"Yusuf dede, yeni komadan çıkmış eşi için almazsa öleceği kan pıhtılaşma ilacını nasıl alacağını öğrenebilmek ve gerekirse evde sağlık hizmeti alabilmek için gittiği sağlık ocağında görevini yerine getirmeyen doktor tarafından polis çağrılarak yaka paça dışarıya atılmıştır. Hem eşine ihtiyacı olan ilaçları alamamanın hem tartaklanmanın, hukuka aykırı olarak gözaltına alınmanın acısıyla, 82 yıllık Anadolu yüreği dayanamamış ve kalp krizi geçirmiştir. Kalp krizi geçiren hastayı darbetmek, biber gazı sıkmak, tekmelemek, yere yatırılmak, sırtından ters kelepçe takılmak, aman dilekleri göz önünde bulundurulmayarak gözaltı işlemleri devam etmiştir. Bu kadar meslek hayatımda gözaltı işlemlerine şahit oldum, fakat ilk defa kalp krizi geçiren bir hastaya bu şekilde bir işlemin yapıldığını görüyorum. Sadece evinden ilaç almak için çıkan birinin medet almak yerine eceli alarak eşinin yanına gitmesini bir Türk vatandaşı, bir avukat ve ailenin bir ferdi olarak içimiz kaldırmıyor."

'POLİSLER TUTUKLU YARGILANMALI'
Polislerin tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakılmalarına tepki gösteren avukat Şenol, "Hal böyleyken sorumlu kişilerin, tanıkların ifadelerinin henüz tamamlanmamış olması, delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması, karartılma tehlikelerinin bulunması, isnat edilen suçların ağır cezalık olması, katalog suçları olmasına rağmen nedense tutuksuz yargılanmalarına karar verilmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan, İçişleri ve Sağlık bakanından devletin korumakla yükümlü olduğu, görevi vatandaşın güvenliğini sağlamak olduğu ülkemizde, Yusuf dedelerin sesi olmalarını istiyoruz. Bu soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için ilgili polislerin tutuklu yargılanmalarının, hukuki olarak bir gereklilik olduğu kadar kamuoyunun bir vicdanı gereği olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

'YUSUF DEDE'NİN ÖLÜMÜNDEN KİM SORUMLU?'
Sağlık merkezinde görevli doktora seslenen Hicran Akkaya Şenol, "Bakın, yazmadığınız bir ilaç, bakmadığınız bir hasta, nelere mal oldu. Size tek bir şey sormak isterim. Tüm bu görüntüleri izlediğinizde şimdi oturduğunuz yerde memnun musunuz? Ayrıca, korkuyoruz ki bu olayı ve ölümü gördüğünüz o görüntüleri, bu ölümü normal bir kalp kriziymiş gibi addedilmesidir. Yani ölümle bu polisler arasında bir bağ kurulamaması. Biz buradaki ölümünün sebebinin açıkça kalp krizi esnasında ilgili kişinin yerlerde sürünmesinin krize neden olduğunu söylüyoruz. Elbette ki bir insan gözaltına alındığında kalp krizi geçirebilir, sizce oradaki durum normal bir kalp krizi mi? Aman dileyen ağlayan bir hastaya halen vurmak bizim adabımızda var mıdır? Bu kalp krizinde o polislerin ve hekimin hiç mi sorumluluğu yoktur? Doktor sorumlu değil, hekim sorumlu değil, peki Yusuf amcanın ölümünden kim sorumludur? Belki de kendi sorumludur" ifadelerini kullandı.

 BAKAN SOYLU, TAZİYELERİNİ İLETTİ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yusuf Topal’ın oğlu Ahmet Topal’ı telefonla aradı. Soylu’nun aileye olayla ilgili üzüntü ve taziyelerini ilettiği ifade edildi.

Ailenin akrabası ve avukatı Hicran Akkaya Şenol, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun aileyi telefonla aradığını belirterek üzüntülerini ve taziyelerini bildirdiğini söyledi. Şenol, "Kendisi bize olayın titizlikle soruşturulacağını belirtti. Yusuf Dedemizin eşi Fatma Hanımın evde sağlık hizmeti alıp alamadığını sordu. Biz de kendi imkanlarımızla özel doktor temin ettiğimizi ve bu sayede tedavi aldığımızı ilettik" dedi.

Yusuf Topal kimdir? Neden öldü? Ters kelepçe nedir? Beyaz kod ne demek? - Resim : 2

TERS KELEPÇE NEDİR?
Kelepçeleme, 1970’li yılların başına kadar önden yapılmaktaydı. Fakat önden kelepçelemenin, kelepçelenen kişiye hareket serbestliği tanıdığı görüldü.Bu nedenle, özellikle tehlikeli olarak kabul edilen ve fiziksel olarak yapabileceklerinden çekinilen kişiler, arkadan (ters kelepçe) kelepçelenmeye başlandı.

Resmi, yarı resmi ya da özel görevlilerin (polis, güvenlik vb.) can güvenliğini sağlamak amacıyla; ters kelepçe, kelepçelenenin karşı koyma şansını ve yöntemlerini kısıtlamak için uygulanmaya başlamış bir yöntemdir. Fakat ters kelepçe sadece olağanüstü durumlarda uygulanması öngörülen bir yöntemdir. Bu nedenle; sıradan, tehlikesiz ve tehdit oluştur(a)mayacak kişilere ters kelepçe takılması, hakaret olarak kabul edilir. Çünkü bu tavır, kelepçelenen kişiye ‘ben sana güvenmiyorum, bana zarar verebilirsin, senin ne yapacağın belli olmaz’ anlamına gelir.

Ayrıca; tehlike ve tehdit oluşturmayan kişilere ters kelepçe takılması, hukuk dışı bir uygulama olarak kabul edilmektedir. Üstelik, ters kelepçeleme, başta omuz ekleminin zorlanması olmak üzere, kişinin hareket kabiliyetini engelleyici bir uygulama olduğundan, ‘pozisyonel’ işkence olarak kabul edilmektedir.

Yusuf Topal kimdir? Neden öldü? Ters kelepçe nedir? Beyaz kod ne demek? - Resim : 3

BEYAZ KOD NEDİR?

Beyaz kod (1111): Hastanelerde çalışanlara yönelik şiddeti önlemeyi amaçlayan acil durum yönetim aracıdır.


Sağlık Bakanlığı’nın hastane afet planları ve afetlerde sağlık hizmetleri üzerinde çalışmaları halen devam etmekte, bu kapsamda hastanelerde hazırlanacak hastane afet planları içerisinde yeni kod sistemlerinin kullanılması gündeme gelecektir.

Tüm dünyada farklı acil durumları yönetmek için çeşitli araçlara ihtiyaç duyulmuş ve bunlara yönelik bir takım uyarıcı sistemler geliştirilmiştir. Bu amaçla en yaygın kullanıma sahip olan araçlardan birisi de renkli kodlardır. Renkli kodlar, belirlenmiş olan acil duruma göre;

- Hastane çalışanlarını haberdar etmekte
- Risk durumunda iletişime olanak tanımakta
- Kısa ve net mesaj vermekte
- Doğru müdahale için zaman kazandırmakta
- Panik oluşmasına engel olmakta
- Acil durumlara hazırlıklı olmayı mümkün kılmakta
- Hasta ve çalışan güvenliğini sağlamaktadır

Hemşire Çağrı Sistemi, hastanın hemşireyi çağırmak için odadan, yataktan veya WC’ den bir butona basıldığında merkeze bir uyarı düşmesini sağlar. İlgili kat ve oda numarası, hemşirelerin koridordayken görebileceği panellere yansır ve hemşire acil müdahale için zaman kaybetmeden hasta odasına gider.

Kod uygulaması olarak bilinen sistemler ise, Beyaz Kod, Mavi Kod ve Pembe Kod uygulamalarını içerir. Ulusal Renkli Kodlarda (URK) yer alan her bir renkli kod için ayrı ortak bir numara belirlenmek suretiyle ulusal düzeyde uygulamada ortak bir dil oluşturulmuştur.
Numaralar kodların baş harflerine uygun olarak alfabetik sırayla verilmiştir.

Mavi kod (2222): Acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyan hastalar, hasta yakınları ve tüm hastane personeline en kısa sürede müdahale edilmesini sağlayan acil durum yönetim aracıdır. Çoğunlukla kalbin durması (kardiyak arrest) durumundaki hastaya müdahalesini mümkün kılmaktadır.

GÜNÜN VİDEOSU

Tarihi görüntüler! Bakan Fidan ve Suriye Lideri Ahmed El Şara Şam'ı seyrederek kahve içti

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye lideri Ahmed El Şara ile Şam'da Kasiyun Dağı'nda buluşarak şehir manzarasını seyretti. Bu tarihi an, iki ülke arasındaki diplomatik yakınlaşma ve bölgesel istikrar için yeni bir dönemi işaret etti.