Yüz yüze eğitim için yol haritası
Okullar açılmalı mı, uzaktan eğitime devam mı edilmeli tartışmaları devam ederken uzmanlar, okulların bölgesel, sınıfların ise kademeli açılmasını öneriyor. Ülkedeki tüm okul ve sınıfların; toplumsal kontrolün yoğun ve vaka sayılarının az olduğu yerlerden başlanması şartıyla, nisana kadar rahatlıkla açılabileceği belirtiliyor.
Öğrenciler, uzaktan eğitim sürecinin tamamlanmasının ardından ara karnelerini aldı. Tatilin başlamasıyla birlikte 23 günlük dinlenme sonrası okulların açılıp açılmayacağı ise merak konusu oldu. Uzmanlar, yüz yüze eğitimin bir an önce başlaması gerektiği görüşünü paylaşarak, 15 Şubat tarihinden itibaren okulların bölgesel, sınıfların ise kademeli açılması önerisinde bulunuyor.
Uzmanlar yüz yüze eğitime başlanmasına, kademeli olmak kaydıyla, olur veriyor. Anaokullarındaki eğitimde her 1 aylık gecikmenin, kişi başı millî gelirde yılda 5 dolar azalmaya yol açtığını belirten uzmanlar, önceliğin ana sınıflar ve ilkokullara verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Toplumsal kontrolün yoğun, vaka sayılarının az olduğu yerlerden başlayarak "bölgesel ve kontrollü bir açılım" politikasının başarıyla uygulanması hâlinde, nisana kadar ülkedeki tüm okul ve sınıfların rahatlıkla açılabileceği ifade ediliyor.
"MÜFREDATTA GÜNCELLENMEYE GİDİLMELİ"
Uzmanlar, "Yüz yüze eğitime geçmek için daha fazla vakit kaybetmemeli" derken, bir yandan da pandemide "sosyal izolasyon ve okuldan uzak kalmak"tan kaynaklanan psikolojik sorunların başgösterdiğine, profesyonel destek alan gençlerin sayısında artış yaşandığına da işaret ediyor. Bu nedenle yeni jenerasyonun teknolojiyle ulaşabilecek eğitim nedeniyle okula gitmeye pek de sıcak bakmayabileceği ihtimalini de göz önünde bulunduruyor. Bununsa uyumsuzluk ve okulu terklerin sayısını 3 katına çıkarabileceği gerçeği nedeniyle müfredatın pandemi şartlarına göre yeniden güncellenmesi gerektiği uyarısı yapıyor.
BAKAN SELÇUK NE DEMİŞTİ?
Okulların açılıp açılmayacağına ilişkin açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Araştırmalar bize gösteriyor ki bizim okulları bugün kapatmamız bugünün problemi değil, gelecek yılların da problemi hâline geliyor. Türkiye, OECD ve Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde okullarını en fazla süre kapalı tutan ülkeler arasında başlarda geliyor. Biz bunu daha kontrollü olabilmek, riski daha iyi yönetebilmek için yaptık ve bugün de bunun doğru bir karar olduğunu görüyoruz. Ancak 15 Şubat’tan itibaren toplumun, ailelerin, annelerin, babaların, çocukların durumuna baktığımızda okulların artık mümkün olduğu kadar daha yüksek bir kapasiteyle açılması gerektiği noktasında bir kararlılığımız var. Bunu da ilgili tüm kuruluşlarla ve ortamlarda paylaşıyoruz, paylaşacağız. Bu anlamda literatüre ve uygulamalara baktığımızda, elbette küçük yaşların riski daha az" ifadelerini kullanmıştı.