Zekeriya Öz'ün firar etmesine HSYK'dan gelen o telefon mu neden oldu?
Habertürk yazarı Sevilay Yılman'ın, 17 - 25 Aralık kumpası savcılarından Zekeriya Öz'ün "göz göre göre firar ettiğini" ileri sürdüğü köşe yazısı büyük yankı uyandırdı.
Sevilay Yılman, Öz hakkında o dönem “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından gözaltı kararı verildiğini hatırlatmış ve şöyle yazmıştı;
"Soruşturmayı başlatan başsavcılığa, o dönemin HSYK Teftiş Kurulu’ndan bir başmüfettişten telefon geliyor, 'Adam hukuken haklı! Hâlâ görevde bir savcı o. Bu suçtan görevdeki bir savcı kanunen gözaltına alınamaz. Zaten hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmak üzere. Biz onu o dosyadan alacağız' diyor. Bu konuşmanın sonucunda gözaltı işlemi gerçekleşmiyor"
Yılman'ın bu yazısı üzerine HSYK Teftiş Kurulu’ndan kendisine telefon gelen savcı konuyla ilgili açıklama yaptı.
Habertürk yazarı Yılman, bu açıklamayı bugün köşesinde okurlarıyla paylaştı. İşte o yazı;
- O savcı beni aradı...
FETÖ’nün azgın mensubu eski savcı Zekeriya Öz’ün firarına dair verdiğim ayrıntı hayli ses getirdi. Ve Öz hakkında terör propagandası yaptığı iddiasıyla gözaltı kararı aldırtan ancak HSYK Teftiş Kurulu’nda görevli bir başmüfettişin telefonu nedeniyle kararı uygulamayan o savcı beni aradı.
Halen İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nda Basın Savcısı olarak görev yapan Umut Tepe, yazdıklarımın harfi harfine doğru olduğunu teyit etti, ancak yazdıklarımın kamuoyunda yanlış anlaşılmaya neden olduğunu ifade ederek bir ekleme yaptı. Aynen aktarıyorum efendim:
“Öz hakkında firarından birkaç gün önce terör propagandası yaptığı iddiasıyla soruşturma açtığım ve gözaltı kararı aldırttığım ve bu kararı uygulama anında o dönem HSYK Teftiş Kurulu’nda görevli bir başmüfettişten telefon aldığım doğrudur. Ve bu telefon dolayısıyla kararı uygulamadığımız da! Ancak şunun altını önemle çizmek istiyorum ve sizden de bu yanlış anlaşılmanın düzeltilmesine yardımcı olmanızı rica ediyorum.
FETÖ ile mücadele konusunda kendimden çok güvendiğim başmüfettiş arkadaşımızın amacı, Zekeriya Öz’ü hakkında uzun zamandan beri devam etmekte olan görevini suiistimal soruşturmasından gözaltına aldırtmaktı. Yani biz o kararı verdiğimiz sırada zaten Öz’le ilgili soruşturma tamamlanmış ve o dosya gereğince de gözaltına alınması kesinleşmişti. Özetle, hukuki prensipleri dört dörtlük uygulama niyetinden başka bir amaç için açılmamıştı o telefon.
Zekeriya Öz o dönem hâlâ HSYK’da görevli olan ve ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan üyelerin uyarısı sonucu başına gelecekleri öğrenmiş ve birkaç gün sonra da maalesef yurtdışına firar etmiştir. Ancak bu firarında ne benim, ne de yazınızda adını vermeden bahsini ettiğiniz HSYK Teftiş Kurulu’nda görevli başmüfettiş arkadaşımızın herhangi bir dahli yoktur. Bu firarın sebepleri tamamen istihbarat zafiyetinden kaynaklıdır!”
YÜZDE YÜZ HASSASİYET
Savcı Umut Tepe’nin anlattıkları bunlar efendim. Ben de zaten sayın savcının dediği gibi, gözaltı kararının o gün uygulanamamasının temel sebebinin, Umut Tepe ve başmüfettişin hukuken yüzde yüz doğru işlem yapma hassasiyetinden kaynaklandığını anlatmak istedim. Her iki ismin de FETÖ’ye karşı mücadelede kararlı duruşları herkesin malumu.